Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın liderliğini yaptığı El Fetih örgütü, Batı Şeria’yı kontrolü altında tutuyor. Abbas, El Fetih’in kurucusu Yaser Arafat’ın 2005 yılında ölümünden bu yana grubun liderliğini yapıyor.
‘İslami Direniş Hareketi’ adıyla bilinen militan Hamas örgütüyse Gazze’yi kontrol ediyor. 2007’de seçimleri kazanan Hamas, el Fetih’le birlikte kurduğu uzlaşma hükümetinde anlaşmazlığa düşünce Gazze’yi silah zoruyla ele geçirdi. Hamas zaman içinde Gazze’de sosyal yardım hizmetleri sağlayan sistem kurmasına rağmen, İsrail ve Amerika’nın gözünde terörist örgüt olarak kalmaya devam etti.
El Fetih ve Hamas’ın bağımsız Filistin devleti kurma hedefleri aynı olsa da yaklaşımları farklı. Hamas İsrail’e intihar saldırısı ya da roket saldırısı düzenlediği için sık sık İsrail’in misillemelerine hedef oldu. Hamas ve İsrail, geçen yıl Nisan ayından bu yana resmi olmayan ateşkese uymaya çalışıyor.
El Fetih ve Hamas, aylar süren görüşmelerin ardından Mahmud Abbas’ın liderliğinde bir birlik hükümeti kurma konusunda anlaştı. Bu hükümet Filistinlileri önümüzdeki aylarda yapılacak genel ve devlet başkanlığı seçimlerine taşıyacak.
Uzmanlara göre Katar’ın başkenti Doha’da imzalanan birlik hükümeti anlaşması, geçen Mayıs ayında Mısır hükümetinin girişimiyle imzalanan bir başka anlaşmanın koşullarını yerine getiriyor. Londra Ekonomi Okulu Ortadoğu uzmanlarından Fawaz Gerges, el Fetih ve Hamas arasındaki anlaşmayı olumlu karşılasa da dikkatli olunması gerektiğini vurguluyor. Gerges, el Fetih ve Hamas’ın aralarındaki görüş ayrılıklarını giderme ve uzlaşma sürecini başlatma konusunda hazır olup olmadığının, Hamas’ın idaresinin kuvvetli olduğu Gazze’de el Fetih’in idareyi devralıp alamayacağının, Hamas’ın Gazze’deki idaresinden vazgeçip yönetimi Mahmud Abbas’a verip vermeyeceğinin bilinmediğini söylüyor.
Gerges’in dikkatini çektiği bir başka nokta da el Fetih ve Hamas arasında varılan anlaşmanın daha çok sembolik ve siyasi önem taşıması. Uzman, “Şeytan ayrıntıda gizlidir,” diyor.
Fawaz Gerges’in de belirttiği gibi bu el Fetih ve Hamas arasındaki ilk anlaşma değil. Bu süre içinde de geçen yıllar çok şey değiştirdi. Gerges, Arap Baharı’nın Hamas yönetimi üzerinde de etki bıraktığı görüşünde. Örneğin Tunus, Fas ve Mısır’da İslamcı hükümetlerin seçilmesinin ardından Hamas artık kendini kuşatılmış hissetmiyor, Hüsnü Mübarek döneminde olduğu gibi Mısır’daki yönetimi düşman olarak algılamıyor.
New York Üniversitesi Ortadoğu uzmanı Alon Ben-Meir bu yeni ortamda Hamas’ın değişim geçirdiğini ve şiddetten uzaklaştığını söylüyor. Ben-Meir, Hamas’ın Mısır’da Müslüman Kardeşler’den, Ürdün Kralı Abdullah’tan ve Katar Emiri’nden şiddeti bırakması yönünde tavsiye aldığını, aksi takdirde Filistin hayallerinin suya düşeceği uyarısında bulunduğunu belirtiyor. İsrail de, Batı Şeria ya da Gazze’den gelebilecek bir provokasyonu hoş görmeyeceği uyarısında bulunuyor.
Ben-Meir’e göre el Fetih’in de Hamas’ı şiddeti reddetmesi yönünde telkin etmesi için gerekçeler var. O da El Fetih’in elindeki Ramallah ve Cenin kentlerinin son birkaç yıl içinde kalkınması.
Ancak tüm uzmanlar el Fetih-Hamas anlaşmasından iyimser beklenti içinde değil. Amerika’nın eski Birleşmiş Milletler daimi temsilcisi John Bolton Hamas’ın değişmesini beklemiyor. Bolton, Hamas’ın değişmesi için “İsrail devletini tanıması, bu devletle daha önce imzalanan anlaşmaları geçerli sayması ve terörden vazgeçmesi” gerektiğini söylemekle birlikte, bu örgütün şimdiye kadar bu yönde hiçbir adım atmadığını söylüyor.