Corona virüsü salgınıyla birlikte Aile Sağlık Merkezleri’nin (ASM) iş yükü ve bu merkezlerde çalışan sağlık çalışanlarının da salgına yakalanma riski arttı. VOA Türkçe’ye konuşan İzmir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Birol Kocaman, “bebek izlemleri, kanser taramaları, aşılar ve birinci basamak poliklinik hizmetleri gibi rutin görevlerin yanı sıra salgın sonrasında Corona hastası olanlar ve onlarla temaslı kişilerin takibinin” aile hekimleri tarafından yerine getirildiğini hatırlattı. Kocaman, ayrıca hastanelerin pandemi hastanesine dönüşmesi ve hastanelerde verilen poliklinik hizmetlerinin azalması nedeniyle de ASM’lere başvurularda artış olduğunu söyledi.
Vardiyalı ya da esnek çalışma talebi
Kocaman, “Her geçen gün vaka sayısı artıyor. Bizim birinci basamak sağlık hizmetlerinde kaygımız, kendi personelimiz. Doktorlarımızın, hemşirelerimizin pozitif olup, çalışacak personel sayısında bir aksamaya yol açmasından kaygılıyız. Hizmet verecek ekip bulunamayacağından korkuyoruz” dedi. Vardiyalı ya da esnek çalışma sistemine geçilmesi için yetkililere öneri götürdüklerini belirten Kocaman, “Maalesef Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda resmi bir bildirimi yok. Biz sağlık çalışanlarının da Covid 19’a yakalanma riski her geçen gün artıyor. Sağlık Bakanlığı genelgesiyle esnek veya randevulu çalışma sistemine geçilirse biz de en azından iş yükümüzü ve riskimizi azaltırız” diye konuştu.
“Randevusuz gelen hastaya ‘gelme’ deme lüksümüz yok”
Kocaman, Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden bir randevu programı olsa da bunun randevusuz gelen hastalara bakılmayacağı anlamına gelmediğini vurguladı: “Belli bir sayıda randevu verebiliyoruz. Bir de ‘ayaktan muayene’ diye geçen bir zaman dilimimiz var. Bu dilimde gelen hastaların sayısını ve yoğunluğunu kontrol edemiyoruz. Yani kapıdan gelen hastaya ‘Sen bugün gelme, geri dön, yarın gel’ deme lüksümüz yok. İşte bunu Bakanlık’tan bekliyoruz. Yani randevuyla gelinmeli. Randevuyla gelindiği zaman bizler biraz daha kontrollü olarak onlara hizmet verebiliriz. Hem onların hem de bizlerin sağlığı açısından daha iyi olacaktır.”
Kişisel koruyucu ekipman sorunu
“Biz, gelen vatandaşın virüs pozitif olup-olmadığını bilmiyoruz. Haliyle ne kadar koruyucu ekipman kullansak da kapıda triaj uygulamaları yapsak da riskimiz haliyle arttı” diyen İzmir Aile Hekimleri Derneği Başkanı, kişisel koruyucu ekipman konusunda da devletten yeterli desteği alamadıklarını vurguladı: “Devletimiz sağ olsun ilk zamanlarda hem mask, hem dezenfektan hem de eldiven --ayrıca disposable (tek kullanımlık) beyaz gömlekler veriyordu. Ama şu anda sadece maske ve beyaz gömlek takviyesi yapabiliyor. Tabii, bunlar da sayı olarak yetersiz. Biz kendimiz cari idari yardımlarımızla bunları takviye etmeye çalışıyoruz”.
“Ek ödeme sözü tutulmadı”
Kocaman, aile hekimliği çalışanlarına yönelik ek ödeme yapılacağı yönündeki açıklamaların da pratiğe geçmediğini sözlerine ekledi: “Biliyorsunuz, süreç Mart ayında başladı. Sağ olsun Sağlık Bakanımız başlangıçta sadece ikinci ve üçüncü basamak sağlık çalışanlarına ek ödeme yaptı. Daha sonra Ağustos ayından itibaren geçerli olacağı söylenen bir ek ödeme vaadi var. Fakat bu ek ödeme sözü de yaptığımız özellikli izlem oranına bağlandı. Yani bize şartlı bir ek ödeme sözü verildi. Fakat Kasım ayının ortalarına yaklaştık. Maalesef bu ek ödemeyle ilgili bir gelişme yok. Yani bu söz bize tutulmadı şu an için.”
“Verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz”
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın önerisiyle Dünya Sağlık Örgütü’nün 2001 yılını Uluslararası Sağlık Çalışanları Yılı ilan ettiğini hatırlatan Kocaman, “Teşekkür ederiz. Çok mutlu olduk. Ama bizim için bize verilen sözlerin tutulması öncelikli. Daha güvenli ve daha iyi şartlarda çalışabilmek ve gelecek kaygısı yaşamadan çalışabileceğimiz düzenlemeleri bekliyoruz” diye konuştu.
Kocaman, aile hekimlerinin taleplerini ise şöyle sırladı: “Aile hekimlerinin ücretli izin hakkı yok gibi. Bir arkadaşımız bize vekalet etmeden izne ayrılamıyoruz ya da ayrıldığımız zaman ücretimizden kesiliyor. İzinlerimizle ilgili düzenleme yapılmasını istiyoruz. Ayrıca etkili bir ‘sağlıkta şiddet yasasının’ çıkarılması, özlük haklarımızın iyileştirilmesiyle ilgili önlemlerin ve yeni yönetmeliklerin çıkarılması bizi daha çok mutlu edecektir. Yoksa bizlere gün, ay vesaire yılların adanmasının bir anlamı yok. Bizler zaten her şartta görevimizi hakkıyla ve layığıyla yerine getiriyoruz. Ek ödeneklerle değil, maaşımıza yansıyan rakamlarla bize ücret ödenmesini istiyoruz. Aile hekimliği sistemi başladığından bu yana rakamsal anlamda ciddi hak kayıplarımız var. Bunların telafi edilmesini, bunun için daha uygun bir ödeme yönetmeliğinin çıkmasını istiyoruz. Emeklilikte rahat yaşayabileceğimiz rakamlarla emekli maaşı almak istiyoruz. Sağlıkta şiddet konusunda etkin bir yasanın çıkmasını ve uygulanmasını istiyoruz.”