Uzmanlar, el-Kaide lideri Usame bin Ladin’in öldürülmesinin örgütün mali kaynak bulma ve büyük çaplı terör saldırılarını finanse etme olanaklarını etkileyeceği görüşünde.
Usame bin Ladin, uluslararası terörizmin sembolüydü ve mali gücüyle 1980’lerde Afganistan’da Sovyet işgaline karşı savaşan mücahitlerin finansmanına yardımcı olmuştu. 11 Eylül saldırılarından sonra bin Ladin, el-Kaide ve Güney Asya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki yan kuruluşlarına para toplanmasında bir sembol olarak kullanıldı. Dış İlişkiler Konseyi’nde görev yapan Amerika Maliye Bakanlığı Terörizm ve Mali İstihbarat sorumlusu eski müsteşar yardımcısı Stuart Levey, Bin Ladin’in her bakımdan önemli bir rol oynadığı görüşünde.
Bin Ladin’in örgüte yeni üye bulmada başlıca ilham kaynağı olduğunu vurgulayan Levey, bunun dışında el-Kaide’ye mali destek sağladığını belirtiyor ve ölümüyle örgütün bu çapta büyük bir desteğini kaybettiğini söylüyor.
Uzmanlar el-Kaide’nin mali desteğinin çoğunu Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde yaşayan zenginlerin bağışlarından sağladığı görüşünde. Bu ülkelerin hükümetleri bağışları önlemek için çalışırken uzmanlar son yıllarda el-Kaide’nin para toplamada güçlük çekmeye başladığını belirtiyor. Alınan istihbarata göre el-Kaide, militanlarının eğitim harcamalarını karşılamakta ve ailelerine mali destek sağlamakta zorlanıyor.
Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü’nde Terörle Mücadele Programı Direktörü Matthew Levitt, bin Ladin’in öldürülmesinin, örgütün daha da zayıflatılması açısından büyük bir fırsat yarattığı görüşünde.
Stuart Levey de bin Ladin’in öldürülmesi sırasında ele geçen bilgilerin büyük değer taşıdığını söylüyor.
Levey, operasyon sırasında ele geçen bilgisayar kayıtları ve diğer belgelerin, örgütün sadece mali kaynak bulma değil diğer çalışmaları konusunda da önemli ipuçları vereceğini belirtiyor.
Buarada yeni bir kamuoyu yoklaması bin Ladin’e Müslüman ülkelerde verilen desteğin azaldığını gösteriyor.
Matthew Levitt gibi birçok uzman, Arap ülkelerindeki son halk ayaklanmalarının, el-Kaide’nin şiddet ve kan dökmeyi savunan söylemlerinden daha çekici bir mesaj sunduğu görüşünde.
Levitt, Mısır gibi ülkelerde bir avuç gencin birkaç hafta içinde nispeten barışcı biçimde el-Kaide’nin yıllardır kanlı şiddet yoluyla başaramadığı işi başardığını söylüyor.
Amerika Maliye Bakanlığı’nın eski ve halen görevdeki yetkilileri bin Ladin’in ölümünün el-Kaide’ye yapılan bağışları azatmada önemli bir adım olacağı görüşünde. Ancak Stuart Levey, el-Kaide ve diğer terör örgütlerine baskıyı sürdürmenin şart olduğunu vurguluyor.
Bin Ladin’in ölümüyle terörle mücadelede büyük bir gelişme kaydedildiğini belirten Levey ancak bunun savaşın sonu değil, sadece önemli bir dönüm noktası olduğunu, çabaların sürdürülmesi gerektiğini belirtiyor.
Washington Enstitüsü uzmanı Matthew Levitt, 11 Eylül saldırılarından beri yaklaşık 10 yıl süren çabalardan sonra bin Ladin’in ele geçirilmesini, el-Kaide’ye mali katkıda bulunmayı düşünen herkes için güçlü bir mesaj olarak görüyor.
Olayın sadece bin Ladin’i ortadan kaldırmak olmadığını belirten Levitt, uzun zaman alsa bile teröristleri ele geçirebileceklerini gösterdiklerini, bunun da örgüte katılmak isteyenleri bir kez daha düşünmeye zorlayacağını vurguluyor.
Uzmanlara göre, Amerika ve müttefiklerinin artan terörle mücadele çabaları, el-Kaide’nin finansman faaliyetlerinin merkezden yönetilmesini önledi. El-Kaide’nin yandaşı örgütler şimdi kendi başlarına para topluyor ve ana örgütten önemli destek görmeden operasyonlarını yürütmeye çalışıyor.