Erişilebilirlik

1500 Yıllık Nuhrut Kilisesi Kaderine Terk Edildi


Şanlıurfa’da Doğu Roma İmparatorluğu hakimiyeti altında olduğu zamanlardan kalan 1500 yıllık Nuhrut Kilisesi yıkılmamak için gerekli restorasyonu görmeyi bekliyor. Bölge halkı kilisenin restore edilerek turizme kazandırılmasını beklerken, Şanlıurfa Bölgesel Turist Rehberleri Odası Başkanı Müslüm Çoban, “Eğer gerekli müdahale yapılmazsa tamamıyla yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya” dedi.

1500 Yıllık Nuhrut Kilisesi Kaderine Terk Edildi
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:06:00 0:00

Şanlıurfa’nın Halfeti ilçe merkezine 32 kilometre uzaklıktaki Gürkuyu Mahallesi’nde bulunan 1500 yıllık Nuhrut Kilisesi yıkılmamak için zamana direniyor. Ermeni kilisesi olan Nuhrut, bakımsızlıktan dolayı harabeye dönüşürken yapının ön ve arka cephesi büyük ölçüde dağılmış durumda. Şanlıurfa’nın Doğu Roma İmparatorluğu’nun hakimiyeti altında olduğu zamanlarda kesme taşlardan Bizans mimarisine has bir teknik olan üç nefli bazikal planla inşa edilen kilisenin büyük bir kısmı günümüze kadar ulaşmış. Şimdilerde Gürkuyu Mahallesi’nde yaşayan gençlerin ve yaşlıların sohbet etmek ve zaman geçirmek için kullandığı kilise kalıntısı, harap haline rağmen heybetini koruyor.

VOA Türkçe’ye konuşan bölge sakinleri tarihi kilisenin restore edilerek turizme kazandırılmasını isterken Şanlıurfa Bölgesel Turist Rehberleri Odası Başkanı Müslüm Çoban ise, gerekli müdahalenin yapılmaması durumunda kilisenin tamamen yıkılacağını söylüyor.

“Kilise restore edilerek turizme kazandırılmalı”

Şanlıurfa’nın dinlerin yayılma alanının ana güzergahında bulunduğunu kaydeden bölge sakinlerinden Mehmet Emin Yapıcı, dinlerin Ortadoğu’da yayıldığı esnada Şanlurfa’nın geçiş noktası olması dolayısıyla kentte dini mabetlerin bolca var olduğunu ifade etti.

Mabetlerin birçoğunun erken dönemlerde tahrip edilmesinden kaynaklı izlerinin bile kalmadığı belirten Yapıcı, “Nuhrut Kilisesi ise sağlam bir temele dayandığı ve Roma İmparatorluğu mimarisi tekniğiyle yapıldığı için tarihsel sürece dayanmıştır. Her ne kadar tahrip edilmiş olsa da duvarları hala ayakta duruyor. Bu yapı daha çok 1860’lı yıllardan sonra tamamen tahrip olmuş, o tarihe kadar dini hizmet verdiğini bile söyleyebiliriz. O tarihten sonra da gerek bölge sakinleri gerekse iklim koşullarından dolayı yapının önce çatısı çöküyor, sonra kemerleri yıkılıyor, daha sonra da güney cephesindeki duvarı yıkılıyor. Biz bölgedeki muhtarlar olarak bu kilisenin koruma altına alınarak restore edilmesi için çeşitli resmi girişimlerde bulunduk. Halfeti bir turizm kentidir. Burası da Halfeti’nin turizm programlarına eklendiği zaman daha çok kültürel zenginlik kazanmış olacaktır. Aynı zamanda buradaki bölge halkı hem kültürel hem de ekonomik açıdan kalkınmış olacaktır” dedi.

“Kilise hem yıkılmaktan kurtarılmalı, hem turizme kazandırılmalı”

Nuhrut Kilisesi’nin kentin önemli kültür varlıklarından olduğunu belirten Müslüm Çoban ise kilisenin yıkılmak üzere olmasından büyük üzüntü duyduklarını dile getirdi.

Nuhrut kilisesinin Şanlıurfa’nın en eski kiliselerinden biri olduğunu aktaran Çoban, “Şanlıurfa’nın birçok tarihi ve kültürel ögesi ön planda ancak kimsenin bilmediği ya da çok az bildiği önemli değerlerimizden birisi de Halfeti’nin Nuhrut Kilisesi'dir. Çünkü Nuhrut Kilisesi’nin yapılışı Bizans döneminde 5. yüzyıla tarihleniyor. Büyük kesme taşlardan yapılmış bu güzel ve önemli kilisemiz maalesef şu anda yıkık durumda. Eğer gerekli müdahale yapılmazsa tamamıyla yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. Pandemi sonrası yeni yılda hayat biraz daha normalleşmeye başladığında Nuhrut Kilisesi’nin de hem tur gruplarına hem de destinasyona eklenmesi için gerekli çalışmaları yapacağız. Bu tarihi kilisenin hem turizme kazandırılması hem de yıkılmaktan kurtarılması için bir an önce gerekli çalışmaların yapılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“Bu değerleri koruyup gelecek nesillere aktarmalıyız”

Şanlıurfa için dünyada var olan çoğu din ve inançların çekim merkezi denilebileceğini belirten Çoban, “Göbeklitepe’den başlayarak günümüze gelen bütün inanç silsilelerinin temel taşlarını Urfa’da görebiliyoruz. O bakımdan hem Hıristiyanlık için hem Musevilik hem de İslam dini için önemli olan merkezlerimiz var. Halfeti de Hıristiyanlık tarihi açısından çok önemli bir kent. 12 havariden biri olan Yuhanna’nın bazı İncil nüshalarını Halfeti’de sakladığını, daha sonra buradan da Lübnan’a geçip bütün dünyaya yaydığını biliyoruz. Tabi bölgemiz sadece Hıristiyanlık açısından değil, tarihe meraklı herkes için ve dünyada yaşayan bütün insanların kendi atalarından izler bulabileceği bir bölge. Dolayısıyla bu değerleri korumamız ve gelecek nesillere aktarmamız gerekiyor” diye konuştu.

XS
SM
MD
LG