Yer kürenin en soğuk noktalarında, tiyal tabakasında asırlardır donmuş bir şekilde bekleyen organizmaların, küresel ısınmanın da etkisiyle bir gün yeniden canlanarak insanların ve diğer canlıların yaşamını tehdit edebileceği, uzmanların son yıllarda daha sıklıkla gündeme getirdiği bir konu. ‘Antik zombi virüsler’ olarak da bilinen bu organizmalarla ilgili analiz ve çalışmalarını daha önce ağırlıklı olarak Güney Kutbu’nda yürüten bilim insanları, bu kez dikkati Arktik bölgesine çekiyor.
Binlerce yıldır donmuş durumda olan toprak tabakası permafrost, Kuzey Yarımküre’nin beşte birini oluşturuyor. Arktik bölgesindeki ısınmanın ortalama küresel ısınmadan çok daha hızlı olduğunu kaydeden uzmanlar, permafrost rezervlerindeki erimenin de diğer bölgelere kıyasla daha fazla olduğuna vurgu yapıyor. Buna bağlı olarak, Alaska, Sibirya ve Kanada’nın bazı bölgelerindeki permafrost erimesi, olası bir zombi virüs salgınının daha erken bir tarihte yaşanması endişesini yaratıyor.
Bilim insanlarının The Observer gazetesine yaptığı son açıklamalar, zombi virüsleri bir kez daha gündeme taşıdı. İngiliz yayın kuruluşu Guardian Media Group şirketinin yayınlarından olan haftalık gazete The Observer’da geçen hafta yayımlanan habere göre, bir grup bilim insanı Arktik’te incelemelerini genişleterek olası bir salgına karşı, kontrollü karantina ve tıbbi müdahale çalışmaları da yürütmeyi planlıyor.
Konuyla ilgili The Observer’a konuşan Aix-Marseille Üniversitesi’nden genetik bilimi uzmanı Jean-Michel Claverie, “Permafrost ile ilgili en önemli husus, bu bölgeler soğuk, karanlık ve oksijensiz, yani biyolojik maddelerin korunması için dört dörtlük” diyor.
Claverie’ye göre, “50 bin yıl önce permafrosta yerleştirilen yoğurt bugün hala yenilebilir durumda olabilir.” Bu, binlerce, hatta milyonlarca yıl öncesinden bu yana donmuş toprakta korunan ve insan bağışıklık sisteminin daha önce hiç karşılaşmadığı organizmaların yeniden açığa çıkması durumunda, pandemi riskinin de büyük olacağına işaret ediyor.
Claverie, “Şu anda, pandemi tehditleriyle ilgili analizler, güney bölgelerinden ortaya çıkarak kuzeye doğru yayılan hastalıklara odaklı. Ancak bunun aksine, bir salgının kuzeyde ortaya çıkarak güneye ilerleyebileceği hususuna çok az yer veriliyor. Bence bu dikkatsiz bir yaklaşım. O bölgede de insanları enfekte etme ve yeni bir hastalık salgını başlatma potansiyeli olan virüsler var” değerlendirmesini yapıyor.
Rotterdam’daki Erasmus Tıp Merkezi’nden virolog Marion Koopmans da Claverie’nin bu gözlemini destekleyen uzmanlar arasında. Koopmans, bu olasılığın ciddiye alınarak gerekli ve etkili önlemlerin alınması gerektiği görüşünde.
Sibirya en riskli bölgelerden olabilir
Kuzey Buz Denizi’ndeki buzulların erimesiyle, Arktik sularında gemi trafiği ve bölgede endüstriyel çalışmaların da önü açılmış oluyor. Claverie, bu durumun özellikle permafrostta maden çalışmaları projelerinin gündemde olduğu Sibirya’yı, zombi virüslerin ortaya çıkması konusunda en riskli yerlerden biri haline getirdiğini söylüyor.
Claverie, “Bu faaliyetler orada çok büyük miktarda patojen ortaya çıkaracak. Madenciler içeri girecek ve virüsleri soluyacak” diyen Claverie, bunun sonuçlarının “bir felakete dönüşebileceği” uyarısını yapıyor.
Claverie ve diğer uzmanlar, bu tehdit karşısında harekete geçerek, Arktik Üniversitesi’yle ortak çalışma başlatma hazırlığında. Plan aşamasında olan çalışmada, Kuzey Kutbu’nda en riskli olduğu belirlenen bölgelerde karantina merkezleri kurulacak ve olası zombi virüsü vakalarının erken teşhisi ve tedavisi için hazır ekipler yer alacak.
Claverie ve ekibi daha önce yürüttüğü çaışmalarda, Sibirya'da izole ettikleri permafrostta gömülü canlı virüslerin tek hücreli organizmaları enfekte edebildiğini keşfettiklerini 2014 yılında açıklamıştı. Geçen yıl yayınlanan diğer araştırma sonuçlarında ise, Sibirya'da yedi farklı bölgede 48 bin yıllık virüs örneklerine rastlandığı açıklandı.
Forum