ABD’de kolluk kuvvetleri ile teknoloji sektörü kişisel bilgilerin güvenliği konusunda yeniden karşı karşıya gelmeye hazırlanıyor.
Son savaşın odak noktasında, hükümetin elektronik haberleşme ve ilgili verilere erişimini içeren 30 yıllık bir yasa var. Elektronik İletişimin Mahremiyeti Hakkı, 1986’da yürürlüğe konduğunda, ileri görüşlü bir yasaydı. Teknolojinin gelişimi ise bu yasayı önemli ölçüde geride bıraktı.
ABD Kongresi bir yandan internet kullanıcılarının kişisel bilgilerini saklarken, bir yandan da devlet dairelerinin yasa uygulama ve halkı koruma için gerekli araçları kullanmasını sağlamak istiyor. Bunun içinde eski yasayı güncellemenin yollarını arıyor.
Senato’nun Yargı Komitesi bu hafta hükümetin mahkeme kararı olmadan bir ‘ulusal güvenlik belgesi’ ile veri toplamasını sağlayacak yasa değişikliğini görüşüyor. Değişiklik, Federal Soruşturma Bürosu FBI’ın kişilerden internet tarayıcılarının geçmiş dökümü ve protokol adreslerini talep etme yetkisi verebilir. Bu da bir kişinin herhangi bir sitede ne kadar vakit geçirdiğine ya da bulunduğu coğrafi konuma, herhangi bir yasal gözetim olmadan ulaşabilmek anlamına gelebilir.
FBI, yıllar önce yürürlüğe girmiş mevcut yasa nedeniyle bu tür verilerin tamamen üstü kapalı olmasına, sadece telefon kayıtlarını kapsamasına karşı çıkıyor. FBI Direktörü James Comey, büronun daha fazla ve etkin çalışmasına engel olan yasadaki bu ‘hata’yı düzeltecek değişikliğin yapılması gerektiğini söylüyor. Ulusal güvenlik belgesinin kapsamının genişletilmesini, FBI’ın bir numaralı önceliği.
Teknoloji devleri ve sivil özgürlük örgütleri ise Kongre’ye bu hafta bir mektup göndererek yasa değişikliğine karşı çıktı.
Mektupta, “Ulusal Güvenlik Belgesi’nin kapsamının genişletilmesi, bazı hükümet yetkilileri tarafından yasadaki hatanın düzeltilmesi olarak görülüyor. Gerçekte ise FBI’ın kullanıcılar hakkında hassas bilgilere ulaşımını çarpıcı şekilde artırabilir” dendi. Mektubun imzacıları arasında Yahoo, Google, Facebook, İnsan Hakları İzleme Örgütü, Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği ve daha bir çok grup ve kuruluş var.
İmzacıların, yasa değişikliği ile ilgili en büyük sorunu ulusal güvenlik belgelerinin kullanımı. Bu belgeler genelde konuşma yasağı ile birlikte geliyor. Yani firmaların, hükümet ile ne kadar işbirliği yaptığını müşterilerine açıklaması yasaklanıyor. Firmalar ayrıca ulusal güvenlik belgelerinin, hükümetin yargı organına fazla güç sağladığını ve hükümetin bir sonraki adımdaki taleplerini öngörmeyi zorlaştırdığını savunuyor.
Taraflar arasındaki çekişme, ABD Anayasası’ndaki 4’üncü ek maddesindeki cümleler üzerinden yaşanacak. “Kişilerin, üstlerinin, evlerinin, belgelerinin ve eşyalarının gereksiz aranması ve bunlara el konulmasına karşı bağışıklıkları ihlal edilemeyecek. Bu yetkiyi veren belge mutlaka muhtemel bir nedene dayanacak, yemin ve beyanla desteklenecek, ve özellikle aranacak yeri, tutuklanacak kişi ile el konacak eşyaları belirleyecektir”