ABD Başkanı Joe Biden Dışişleri Bakanlığı’nda yaptığı konuşmada uluslararası siyasette yeni dönemin ipuçlarını verdi. Biden yönetiminin dış politikası müttefiklerle daha fazla işbirliği, dünya sahnesinde daha aktif bir rol ve rakip ülkelerle bazı alanlarda mücadele bazı alanlarda da işbirliği çerçevesinde şekillenecek. VOA Türkçe, ABD’nin geleneksel müttefiklerinden Rusya’ya; Yemen’deki iç savaştan Çin ile ilişkilere kadar, Biden döneminin dış politika unsurlarını derledi.
ABD Başkanı Joe Biden göreve geldikten sonraki ilk kapsamlı dış politika konuşmasında, Amerika’nın yeni dönemde daha fazla dünya sahnesinde olacağını vurguladı, geleneksel ittifakları güçlendireceklerinin altını çizdi.
Biden kendisinden önceki Trump yönetiminin “Önce Amerika’’ politikasıyla keskin bir mesafe koyarak dış politikayı yeniden düzenleme konusunda kararlı olduklarını vurguladı.
ABD Başkanı Joe Biden, “Diplomasimize yatırım yapmak sırf dünya için doğrusu bu olduğu gerekçesiyle yaptığımız bir şey değil. Bunu barış, güvenlik ve refah içinde yaşamak için yapıyoruz. Bunu kendi çıkarımıza olduğu için yapıyoruz. İttifaklarımızı güçlendirdiğimizde, hem kendi gücümüzü hem de tehditleri kıyılarımıza ulaşmadan bertaraf etme kapasitemizi arttırmış oluyoruz,’’ şeklinde konuştu.
Trump yönetimi NATO’nun bütçesine yeterli katkıda bulunmadığı gerekçesiyle Almanya’daki askeri varlığını azaltmaya karar vermiş, Savunma Bakanlığı da yaklaşık 9,500 askeri personeli Almanya’dan çekme planı açıklamıştı. Başkan Joe Biden, Pentagon’a Almanya’dan asker çekme planını durdurması için talimat verdi. Uzmanlara göre Biden yönetimi bu adımla Avrupalı müttefiklerine bir güvence veriyor.
Amerikan İlerleme Merkezi'nden Brian Katulis, “Bana kalırsa Biden yönetimi bu adımla dış politikayı yeniden ABD’nin özellikle demokratik müttefiklerle yeniden yakın şekilde çalıştığı normlara döndürüyor. Bu nedenle Almanya’dan asker çekmeme kararının amacının güven mesajı vermek olduğunu düşünüyorum” diyor.
Biden döneminin önceki yönetimde ayrıldığı bir başka dış politika başlığı Yemen’deki iç savaş.
2014 yılından bu yana devam eden ve Birleşmiş Milletler tarafından dünya üzerindeki en büyük insani krize yol açtığı belirtilen savaşta ABD Suudi Arabistan’a artık destek vermeyecek.
Eski Başkan Trump ABD’nin Yemen savaşındaki rolünün sonlandırılmasını öngören tasarıyı 2019 yılında veto etmişti.
Biden yönetimi, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne Trump yönetimi tarafından daha önce onaylanan isabet güdümlü cephane satışını durdurdu.
Başkan Joe Biden, ‘’Bu savaş sona ermeli. Bu konudaki kararlılığımızı vurgulamak üzere Yemen’deki savaşta taarruz operasyonlarına, Amerika’nın desteğine, silah satışları dahil olmak üzere son veriyoruz. Suudi Arabistan İran’ın destek verdiği güçlerden çeşitli ülkelerde drone ve füze saldırılarıyla karşı karşıya. Suudi Arabistan’a egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve halkını savunması konusunda destek vermeyi sürdüreceğiz’’ şeklinde konuştu.
Yemen savaşında aralarında 13 bin sivilin de bulunduğu 130 bin kişi hayatını kaybetti. Save the Children’a göre 5 yaşın altında 85 bin çocuk açlıktan öldü. Biden yönetiminin bu adımının Yemen iç savaşının çözümü için diplomasi çabalarının hızlandırılmasının önünü açabileceği belirtiliyor. Uzmanlara göre, Biden yönetiminden gelen bu adım İran’a da bir mesaj niteliği taşıyor.
Brian Katulis, ‘’Suudi Arabistan gibi ortakların savunmasında işbirliğimiz devam edecek. O nedenle buradaki asıl değişiklik askeri unsurlardan ziyade diplomatik alanda. Bölgedeki diğer sorunlar ve özellikle de İran bağlamında bence Amerika’nın masaya oturmaya hazır olduğuna ilişkin önemli bir mesaj. İran’la bir miktar ilerleme sağlamak gerekiyor ancak bu İran’ın bölgeyi istikrarsızlaştırıcı adımları, nükleer programı konusundaki soru işaretleri ve balistik füze sorunlarına çözüm bulunmasını da gerektiriyor’’ diyor.
Biden yönetiminin, bir önceki yönetimin aksine Rusya konusunda da daha sert bir politika izlemesi bekleniyor.
Biden’ın dış politika konuşmasında ‘’ABD’nin Rusya’nın agresif adımları karşısında sessiz kaldığı günler sona erdi’’ ifadelerini kullanması ve bu agresif adımlar arasında seçimlere müdahale, siber saldırılar ve Rus muhalif lider Navalny’nin zehirlenmesini sayması dikkat çekti.
Çin’i “Amerika’nın en ciddi rakibi” olarak tanımlayan Joe Biden’ın Pekin’in ekonomik suistimalleriyle mücadele ederken diğer yandan da ABD’nin çıkarına olan alanlarda Pekin’le birlikte çalışma yoluna gitmesi bekleniyor.