"Kübalılar otoriter rejim karşısında özgürlük talebinde bulunuyor. Çok uzun zamandır bu tür protestoları gördüğümüzü sanmıyorum, hatta belki de hiç görmedik" diyen Biden, "ABD, evrensel haklarını talep eden Küba halkının yanında kararlılıkla duruyor. Küba hükümetine halkın sesini kısma girişiminde bulunmaları durumunda şiddetten uzak durmaları çağrısında bulunuyoruz" şeklinde konuştu.
Biden, Küba'daki protestolara ilişkin bu sözleri, silahlı şiddet konusunu görüşmek üzere yerel idarecilerle yaptığı toplantı öncesinde sarfetti.
Biden yönetimi ayrıca Küba'nın, sosyal huzursuzluktan ABD'nin sorumlu olduğu şeklindeki iddiasını reddetti.
Dışişleri Bakanı Antony Blinken de konuya ilişkin olarak "Küba rejiminin, ada genelinde çok sayıda kent ve kasabada yaşananları ABD'nin attığı herhangi bir adımın sonucu ya da ürünü olarak yorumlamasının kötü bir hata olacağını düşünüyorum" dedi.
Blinken bu sözleri, Küba Dışişleri Bakanı Bruno Rodríguez Parrilla'nın ABD'nin paralı askerlerinin Küba'da karışıklık yarattığı şeklindeki suçlaması üzerine söyledi. Kübalı bakan, "Dün Küba'da sosyal ayaklanma yoktu, dün Küba'da düzensizlik, bir süredir planlanan ve milyonlar harcanan iletişimsel bir operasyonun neden olduğu kargaşa vardı" şeklinde konuşmuştu.
Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel de kabinesiyle birlikte ulusal televizyonda yayınlanan açıklamasında, yaşanan sosyal karmaşanın ABD'nin "ekonomik baskı politikasının" bir sonucu olduğunu söyledi.
Devlet Başkanı Diaz-Canel, göstericilerin polise ve döviz bürolarına taş attıklarını, hırsızlık yaptıklarını, araçları ters çevirdiklerini "aşağılık, terbiyesiz, azgın davranışlarda" bulunduklarını söyledi.
Ülkenin "devrimci" halkına hükümet karşıtı gösterilere karşılık vermeleri çağrısında bulunan Diaz-Canel, "Her şeyi yapmaya hazırız. Sokaklarda savaşacağız" dedi.
Kübalı protestocular Pazar günü başkent Havana sokaklarında özgürlük ve birlik sloganları atarak yürüyüş yaptı. Yürüyüşe müdahale eden polis bazı göstericileri tutukladı.
Havana yakınındaki San Antonio de los Banos'ta da gösteriler düzenlendi. Halk, gıda kuyruklarını, elektrik kesintilerini, Corona pandemisi döneminde yaşladıkları ilaç sıkıntısını protesto etti.
Senato Dış İlişkiler Komisyonu üyesi Cumhuriyetçi Partili Teksas Senatörü Ted Cruz, "Bu rejim, Kübalılar'ı nesiller boyu özgürlükten mahrum bıraktı, onlara acımasızca davrandı. Benim ailem dahil çok sayıda ailenin ülkeden kaçmasına ya da ölmesine neden oldu. Rejim, önümüzdeki günlerde sokaklardaki cesur protestocuları bastırmak için şiddeti yaygınlaştıracak" dedi.
Cumhuriyetçi Partili Florida Senatörü Marco Rubio da Başkan Biden'ı protestoculara destek vermek için bir gün beklediği ve yaptığı açıklamada Küba hükümetini "sosyalist ve komünist" olarak tanımlamadığı gerekçesiyle eleştirdi.
Cumhuriyetçi Partili Güney Carolina Senatörü Lindsey Graham de Twitter üzerinden yapıtığı açıklamada "Başkan Biden: Küba'nın size ihtiyacı var. Kaçmayın" dedi. Kübalı protestoculara destek veren Demokrat Partili Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi de Twitter mesajı paylaşarak "Küba halkının barışçı özgürlük ve temek hak çağrıları yaparak sokaklara çıkması büyük bir cesaretin göstergesidir" ifadesini kullandı.
Avrupa Birliği Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de Kübalılar'ın protesto hakkını savundu ve Küba hükümetine protestocuların şikayetlerini dinleme çağrısı yaptı.
AB dışişleri bakanları toplantısından sonra Brüksel'de düzenlediği basın toplantısında konuşan Borrell, gösterileri, "memnuniyetsizliklerin 1994 yılından bu yana görmediğimiz ölçüde sergilenmesi" olarak tanımladı.
Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, bir gazetecinin Küba'da haftasonunda yaşanan olayların Biden yönetiminin Küba politikasını gözden geçirmeye öncelik vermesini sağlayıp-sağlamayacağı yönündeki bir soru üzerine, Beyaz Saray'ın Küba'daki olayları ”yakından izlediğini” söyledi, "Yakından ilgileneceğiz, Küba halkına destek vermenin yollarına bakıyoruz" dedi.
ABD, Küba'ya 1962 yılında ambargo uygulamaya başlamış, bu uygulama 2000 yılında, Kongre'nin Amerikan şirketlerinin ülkeye gıda ve ilaç dahil "insani ihtiyaçları karşılayan ürünler" satmasına izin veren yasayı geçirmesi üzerine kısmen gevşetilmişti. Eski Başkan Donald Trump, Ocak ayında görevi Joe Biden'a teslim etmeden önce Küba'ya yeni yaptırım uygulama kararı almış ve ülkeyi yeniden "teröre destek veren devletler" listesine katmıştı. Başkan Biden, bir gazetecinin ambargo politikasında değişiklik yapmayı ele alıp-almayacağı yönündeki sorusuna, haftanın ilerleyen günlerinde Küba'ya ilişkin yeni açıklamalar yapacağı şeklinde yanıt vermişti.
VOA'in ABD Dışişleri Bakanlığı muhabiri Nike Ching, bu haberin hazırlanmasına katkıda bulundu. Haberde yer alan bazı ayrıntılar Associated Press, Reuters ve AFP haber ajanslarından alındı.
