Dünyanın en önemli sinema etkinliklerinden biri sayılan Berlin Film Festivali'nde bu yıl yarışma bölümünde Seyfi Teoman'ın 'Bizim Büyük Çaresizliğimiz' adlı filmi de yer alıyor. Geçen yıl Semih Kaplanoğlu'nun 'Bal' adlı filmi en büyük ödül Altın Ayı’yı kazanmıştı.
Geçen hafta Perşembe Cohen kardeşlerin 'True Grit' adlı filmi ile açılan 61. Berlin Film Festivali'nde son gözüktü. İsabella Rosselini başkanlığındaki jüri Altın Ayı'nın bu yılki sahibini Cumartesi akşamı açıklayacak. Toplam 16 film arasından Seyfi Teoman'ın ikinci uzun metrajlı filmi 'Bizim Büyük Çaresizliğimiz'in Altın Ayı'yı ardı ardına ikinci kez Türkiye'ye götürme ihtimali ise zayıf gözüküyor, film basın ve sinema eleştirmeleri tarafından pek beğenilmedi, hatta kısmen sert bir şekilde eleştirildi. Barış Bıçakçı'nın aynı adlı romanından uyarlanan ve senaryosunu Seyfi Teoman ve Barış Bıçakçı'nın birlikte oluşturdukları Bizim Büyük Çaresizliğimiz lise yıllarından beri yakın arkadaş olan, 30'lu yaşların sonundaki iki erkeğin, Ender ve Çetin'in dostluğunu konu alıyor. Aynı evde yaşayan ikilinin yaşamı Ankara'da üniversite öğrencisi Nihal'in geçici bir süre için yanlarına taşınmasıyla altüst olur. Önce iletişim kuramayan üç kişi zamanla birbirlerine alışır hatta üçlü bir yakınlık oluşur; beraber vakit geçirmeye ve bundan hoşlanmaya başlarlar. Bir süre sonra kaçınılmaz olan gerçekleşir; Ender ve Çetin, Nihal'e aşık olurlar. Eleştirmenlere göre özellikle İngilizce ve Almanca çevirilerinde yapay gelen diyalogları, Nihal rolündeki Güneş Sayın'ın inandırıcı olmayan performansı ve filmin düşük temposu, Bizim Büyük Çaresizliğimiz’i Altın Ayı ödülüne sıcak adaylar arasından uzaklaştıran nedenler. Romanları sinema diline dönüştürmenin zor bir iş olduğunu savunan tanınmış sinema eleştirmeni Atilla Dorsay da geçen yıl Altın Ayı ödülünü alan Bal filminden sonra Bizim Büyük Çaresizliğimiz'in bir hayal kırıklığı olduğunu söylüyor.
Öte yandan festival kapsamında gösterilen ve üç nesildir Almanya'da yaşayan Türkleri konu alan 'Almanya’ya hoşgeldiniz' filmi ise gülümseten anlatım tarzı, pek tanınmayan ama rollerini dolduran kadrosu ve Almanya'daki uyum tartışmalarına yaptığı göndermelerle Berlin Film Festivali'nde şimdiye dek en çok beğenilen filmlerden biri oldu. Bu film yarışma dışında yer alırken, Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı yarışında son iki güne girildiğinde İranlı Aşgar Farhadi'nin filmi öne çıktı. İran'daki muhalif sanatçılar arasında yer alan Ferhadi filminde Nader ve Simin adlı bir çiftinin ayrılığı üzerinden İran toplumunun adalet sorununu ele alıyor.
