İzleyiciye küresel ısınmanın dünya üzerindeki yıkıcı etkisini 360 derecelik açıyla göstermek isteyen belgesel serisinde, sanal gerçeklik teknoloji kullanılmış.
Grönland’de eriyen buzullar ve yükselen denizler, Kuzey California’da şiddetliyangınlar, Somali’de amansız kuraklık ve yok olan Amazon ormanları. Yapımcıları Eric Strauss ve Danfung Dennis olan sanal gerçeklik serisi, izleyicilere, yeryüzünde değişen iklimin aşırı etkilerini gösteriyor.
Yapımcı Strauss, “Umarım bütün seriyi izleyenler, bundan kaçış olmadığını anlar. Bu, yaşadığımız yerden ve kazandığımız paradan bağımsız, herkesi etkileyecek bir durum. Umarım izleyiciler durumun, bütün ulusların gerçekten dikkat ve mücadele gerektiren acillikte olduğu mesajını alır” diyor.
Washington’daki festivalde, sanal gerçeklik gözlükleri takan izleyiciler, iklim değişikliğinin etkilerini 360 derece açıyla izliyor.
İzleyici James Willard, küresel et talebini gidermek amacıyla endüstriyel boyutta sığır çiftlikleri oluşturmak için Amazon ormanlarının yok edilmesini konu alan “Feast” – “Ziyafet” adlı bölümü izlerken yaşadığı deneyimi şöyle anlatıyor:
“Tamamen ortama girmiş durumdasınız. Hikayenin içindesiniz. Ölüme yürüyen hayvanlarla göz göze geliyorsunuz”
Filmde konuşma sahnesine ihtiyaç yok.
Yapımcı Strauss, “Sanal gerçeklik tamamen deneyimle ilgili. Hatta bilgi vermeyi tamamen soyutluyor. Sizi ortamın içine sokarak, bizzat tercübe etmenizi sağlıyor. Bu tip hikayelerde izleyicinin rolü, geleneksel bir sinema filmine göre çok daha fazla öne çıkıyor” diyor.
Somali’deki aşırı kuraklığın etkilerini konu alan “Famine” – “Kıtlık” adlı bölümü izleyen Patricia adlı başka bir izleyiciyse,
“Film çok daha etkili bir hale gelmiş. Çünkü sanki oradaymış gibi hissediyorsunuz. Sanal gerçeklik teknolojisi, hayati konularda mesaj vermek içi harika bir araç“ diyor.
Teknoloji geliştikçe, sanal gerçeklik filmlerine erişim kolaylaşıyor. Bu filmler çoğu zaman akıllı telefon uygulamalarıyla da izlenebiliyor.