Belarus'ta bulunan düzensiz göçmenlerin dün Polonya'ya girebilmek için kitlesel şekilde sınıra doğru ilerlemesinin ardından Polonya hükümeti, Kuznica sınır noktasının geçişlere kapatıldığını bildirdi.
Alarm durumuna geçen Polonya ordusu, göçmenlerin geçişini durdurabilmek için güvenlik güçlerini sınıra konuşlandırırken, Müller sınırının Belarus tarafında çoğu Afganistan ve Irak'tan gelen 3-4 bin göçmenin beklediğini bildirdi. Dün gün boyunca sosyal medyada paylaşılan videolarda çok sayıda göçmenin Kuznica'ya akın ederek, sınırdaki dikenli telleri aşıp Polonya'ya girmeye çalışmalarını ve güvenlik güçleri tarafından engellenmelerini gösteren görüntüler gündemi belirlemişti.
Toplanan grubun, "Almanya, Almanya" şeklinde slogan atması ve Polonya üzerinden Almanya’ya geçmek istediklerini ifade etmesi sonrasında gözler, 2015’de yüzbinlerce göçmene Almanya’nın kapılarını açan Başbakan Angela Merkel ve Alman hükümetine çevrildi. Alman basınında çıkan haberlerde, Ağustos ayının başından Eylül sonuna kadar en az 6 bin 162 göçmenin Belarus ve Polonya üzerinden Almanya'ya girdiği, sayının katlanarak arttığı ve sadece son dört hafta 3 bin 785 göçmenin girişinin kayıtlara geçtiği belirtildi.
Yapılan analizlerde, 26 Eylül’deki seçim sonrasında yeni hükümet seçilene kadar idari olarak başbakanlığı sürdüren Merkel‘in 2015’deki benzer bir göçmen dalgasının yenilenmesini engelleme konusunda kesin kararlı olduğu ve Alman yetkililerin Polonya’nın aldığı önlemlere destek sağladığı vurgulandı.
Federal İçişleri Bakanı Horst Seehofer, Polonya’nın Avrupa Birliği’nin (AB) dış sınırlarını koruma hakkı bulunduğunu ifade ederek, diğer üye ülkelerin de destek sağlamasının şart olduğunu açıkladı. Seehofer, "Polonya sınırlarına duvar çekilmesi gerekiyorsa, buna katkıda bulunmamız doğru olur. Silah kullanmadan, düzensiz göçmenlerin geri püskürtülmesi için ne gerekiyorsa yapılmalı" diyerek, hükümetin sert tavırını netleştirdi. Seehofer, daha önce de Almanya’nın Polonya ile Belarus sınırı boyunca dikenli tel çit inşaatının finansmanına mali yardımda bulunacağını açıklamıştı.
Almanya, 2020’de gerçekleşen Belarus seçimlerini AB’nin tanımamasının ardından, sığınmacıları organize bir şekilde AB dış sınırlarına getirdiğini iddia ettiği Belarus Devlet Başkanı Aleksander Lukaşenko‘yu, AB’ye karşı mültecileri kullanarak yeni bir "savaş" yürütmekle suçluyor.
VOA Türkçe’ye konuşan Avrupa Parlamentosu Sosyal Demokrat Parti Fraksiyonu Milletvekili İsmail Ertuğ, Almanya’nın tavrını doğru bulduğunu belirtiyor:
"Almanya, Polonya ile olan sınırını düşünerek hareket ediyor. Bir taraftan Belarus’da bekleyen insan larıni havaların da soğumasıyla çok zor bir durumda olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla oradaki insanlara yardımcı olmak gerekiyor.Bu fotorafın bir tarafı. Diğer tarafta ise, bu şekilde bir diktatör tarafından Avrupa Birliği’ne bir saldırı söz konusu. Dolayısıyla buna göz yumduğunuz an, bu politika bu şekilde devam eder. Bu yüzden AB ve Avrupa Komisyonu’ndan ciddi yaptırım beklentileri oluştu. Almanya, bu durumu göz önüne alarak, kendi politikasını belirlemek zorunda. Benzer bir olay Türkiye-Yunanistan sınırında da yaşanmıştı. AB, bu tarz eylemlerle ileride karşılaşmamak için dış sınırlarını korumak zorunda."
Putin ve Erdoğan'a çağrı
Bu arada Almanya İçişleri Bakanı, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da seslenerek, iki liderin göçmen trafiğinin durdurulmasına katkıda bulunmasını istedi. Seehofer, "İkisiyle de görüşmemiz gerekiyor. Tüm demokratik toplumların bizim bu konudaki tutumumuzu desteklemeleri gerekiyor. Biz Avrupa’ya düzenli göçten yanayız, ama politik nedenlerle organize edilen sığınmacı göçüne karşıyız. Şu anda Avrupa Birliği ve özellikle Almanya’da istikrarı bozmayı hedefleyen hibrid bir tehditle karşı karşıyız" şeklinde görüş belirtti.
'Mülteciler havayoluyla önce Minsk'e, oradan Polonya sınırına taşınıyor' iddiası
Alman medyasında çıkan haberlerde, mültecilerin hava yoluyla Moskova, İstanbul, Antalya ve Şam’dan Belarus’un başkenti Minsk’e taşındığı, oradan da Belarus yetkililerin organizasyonuyla Polonya sınırına getirildiği iddiaları yer alırken, Alman Federal Polis Sendikası Başkanı Heiko Teggatz, göçmenlerin Türk Hava Yolları (THY) ve Rusya’ya ait havayolu şirketi Aeroflot’un seferleriyle Belarus’a getirildiğini öne sürdü.
Haberlerde yer alan iddialarda, Belarus devletinin elçilikleri aracılığıyla Suriye ve Irak vatandaşlarına 3000-4000 dolar karşılığı vize verdiği, vize alanların Türkiye ve Rusya aktarmalı Belarus’a uçtukları öne sürüldü. Berlin daha önce uçak kiralama sözleşmelerinin feshedilmesi konusunda Türkiye'nin de bulunduğu çeşitli ülkelerle görüşmeler yürütüldüğünü bildirmiş, bu durumda uçuşların durabileceğini açıklamıştı.
THY "yasadışı göçmen trafiği" iddiasını reddetti
Türk Hava Yolları’ndan konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, "Bazı ulusal ve uluslararası medya organlarında Türk Hava Yolları’nın Belarus’a gerçekleştirdiği uçuşların yasadışı göçmen trafiğine zemin hazırladığı öne sürülmektedir. Ortaklığımız, dünyanın dört bir yanına gerçekleştirdiği uçuşlarda uluslararası otoriteler ile iş birliği içerisinde tüm güvenlik hassasiyetlerini dikkate almakta ve operasyonlarını bu ölçüde gerçekleştirmektedir. Medyada yer alan haberler gerçeği yansıtmamaktadır" denildi.