Başbakan Binali Yıldırım’ın merakla beklenen Rusya ziyareti yarın başlıyor. 5-7 Aralık günleri arasında Moskova ve Kazan’da temaslarda bulunacak olan Yıldırım, ilk kez Başbakan olarak bu ülkeyi ziyaret ediyor. Bazı işadamlarının da Yıldırım’a eşlik edeceği görüşmelerde, Suriye’den bölgesel gelişmelere, turizmden enerjiye kadar pek çok başlığın konuşulacağı belirtiliyor.
Başbakan Yıldırım’ın Rusya’ya yapacağı bu önemli ziyaretin detaylarını Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr Akın Ünver’le konuştuk.
Ünver, Başbakan Binali Yıldırım’ın Rusya ziyaretinde çok önemli üç ana başlık üzerinde durulacağını belirtti ve bunların başında Suriye’deki gelişmelerin olcağını söyledi.
Suriye’nin kuzeyinde nasıl bir siyasi yapının ortaya çıkacağıyla ilgili konuşulacağını belirten Ünver’e göre, Türkiye Suriye konusunda Rusya’yla işbirliği yapma kararı aldı ve bunun neticesinde Avrupa, Amerika ve NATO’yla olan Suriye-Irak işbirliğini ikinci plana attı.
‘’Artık Türkiye bu bölgelerin geleceğini Rusya’yla beraber tayin etmek istiyor. Dolayısıyla Halep’te ne olacak, Halep’in doğusunda neler olacak, Suriye’nin kuzeyinde ne olacak? Bu konuların mümkün olan en üst düzey siyasi meşruiyetle tartışılması gerektiği için Başbakan Yıldırım bu ziyareti gerçekleştiriyor.’’
Ünver, ikinci önemli başlığın ise enerji konusu olduğunu ifade etti. Türk akımı konusunda iki ülke arasında yeni bir stratejik anlaşma imzalandığını belirten Ünver, Rus gazının Karadeniz üzerinden Türkiye’ye gelmesi ve oradan da Yunanistan’a taşınması konusunun detaylarının konuşulacağına vurgu yaptı.
Akın Ünver şöyle devam etti:
"Özellikle boru hattının hangi güzergahtan Yunanistan’a gireceği çok büyük bir tartışma konusu çünkü mevcut TANAP (Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi) projesini ikiye bölmemesi gerekiyor. Dolayısıyla bu güzergahın tartışılması gerekiyor."
Tartışılacak üçüncü konunun ise Akkuyu Nükleer Santralı olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Ünver şunları söyledi:
"Akkuyu Nükleer Santralı projesi ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) konusunda belli sorunlarla karşı karşıya kaldı. Türkiye böyle büyük bir projenin oldu bittiye getirilmesine karşı olduğu için bu sorunu da Rusya’yla işbirliği yaparak çözmek istiyor."
Ünver’e göre, Türkiye’nin dış politikada Rusya’ya yönelmesinin belli sebepleri var:
“Halep’i konuşurken, Musul’u konuşurken Avrupa Birliği ne düşünüyor, ne istiyor diye konuşmayı bıraktık. Artık AB’nin kendisi bile sormuyor bu soruyu. Amerika iki başkan arasında geçiş döneminde, çok büyük belirsizlik var. Trump’ın dış politikası, Ortadoğu politikası nasıl olacak henüz bilmiyoruz. Dolayısıyla Türkiye NATO’yla, AB ve Amerika’yla hareket etmek istese çok büyük bir belirsizliğin içerisine girecek.”
