Erişilebilirlik

Baro Başkanlarına Polis Müdahalesi Protesto Edildi


Bulundukları illerden Ankara’ya yürüyen baro başkanlarına, şehir girişinde polis tarafından müdahale edilmesi tepkiyle karşılandı. İstanbul, İzmir, Gaziantep ve Diyarbakır baroları, müdahaleyi protesto etti ve suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.

İstanbul Barosu’nun çağrısıyla yüzlerce avukat, baro başkanlarının Ankara’ya sokulmamasını protesto etmek için İstiklal Caddesi’nde bulunan İstanbul Barosu’nun önünde buluştu.

‘Güçlü baro, güçlü avukat’ yazılı pankartın önünde konuşan İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Nazan Moroğlu, konuşmasında baro başkanlarıyla birlikte olmak yerine onları beklemeden bir grup baro başkanıyla Anıtkabir’e giden Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’na da tepki gösterdi.

Moroğlu, ‘‘Baroları susturmak, işlevsizleştirmek ve vatandaşın hak arama özgürlüğünü ortadan kaldırmaya yönelik bir avukatlık kanunu değişiklik önerisi geldi önümüze. İşte buna tepkilerini göstermek üzere baro başkanlarımız yürüyerek Ankara'ya vardılar. Ancak bildiğiniz gibi tam Ankara girişinde kolluk kuvvetleri tarafından engellendiler. Baro başkanları Ankara'nın girişinde adeta tutsak edildi, Ankara'ya alınmıyorlar. Böyle bir şey olamaz ama Barolar Birliği Başkanı nerede?’’ dedi.

İstanbullu Avukatlardan Ankara'daki Baro Başkanlarına Destek
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:07:02 0:00

Moroğlu, baro başkanlarına Ankara’ya girme izni verilmemesi halinde avukatlara eylemlere devam etme çağrısında bulundu. Eğer Salı günü de başkanlar Ankara’ya giremezse İstanbul’daki üç büyük adliye olan Çağlayan Adalet Sarayı, Anadolu Adalet Sarayı ve Bakırköy Adliyesi’nde protesto eylemleri olacak.

Baro başkanlarının yanına gitmeyen TBB Başkanı Feyzioğlu’na istifa tepkisi

Eylem boyunca Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nu sık sık istifaya davet eden sloganlar atıldı.

2018 yılında yapılan İstanbul Barosu seçimlerinde Mehmet Durakoğlu’ndan sonra en çok oy alan başkan adayı Avukat Hasan Kılıç, bu tepkiyi ‘‘baro başkanlarına yapılan müdahaleden sonra ciddi bir tepki söz konusu. Bundan kaynaklı meslektaşlarımız tepki gösteriyor’’ diye açıklarken bir başka avukat Yiğit Acar ‘‘Türkiye Barolar Birliği Başkanı, engellenen baro başkanlarıyla sahada olmalıydı, üstelik bu yasal değişiklik gündeme geldiğinden beri Metin Feyzioğlu net ve kesin bir duruş sergilemiyor hatta kendi birlik başkanlığını sürdürebilmek için kanun değişikliği istiyor’’ yorumunda bulundu.

‘‘Böl parçala yönet taktiği ile yandaş hale getiremedikleri baroları etkisiz hale getirmek istiyorlar’’

Avukatlar bir şehirde birden fazla baro kurulmak istenmesinin arkasında baroların gücünün kırma niyeti olduğunu düşünüyor.

Avukat Hacer Güvençel, ‘‘Baro başkanlarının yürüyüşü iktidarın çoklu baro çalışmasına ilişkin. Bizler de çoklu baroya karşıyız. Bunun dışında barolardaki seçim sistemine ilişkin bir takım projeleri var iktidarın. Aslına bakarsanız, çoklu baro iktidarın ele geçiremediği nadir kuruluşlardan biri olan baroya el koyma projesidir. ‘Böl parçala yönet’ taktiği ile yandaş hale getiremedikleri baroları etkisiz hale getirme çalışmasıdır. Dolayısıyla baro başkanları buna karşı direnmektedir. 21. Yüzyıl’da bir baro başkanın kendi ülkesinin başkentine yürüyerek girememesi kadar abes bir durum söz konusu olamaz. Hukuka aykırılığından vazgeçtim, mantığa da aykırıdır’’ dedi.

‘‘İlkesi hak, hukuk, adalet olan avukatlar mücadele ediyor’’

Bir başka avukat Gülşah Yetim ise avukatların kendi hakları için değil aslında halkın hakkını savunmak için mücadele ettiğini söyledi.

Yetim, ‘‘Avukatların bu kadar hızlı mobilize olmasının nedeni kendileri değil. Avukatın en tutkulu mücadelesi bir vatandaşı savunduğu zaman başlıyor. Biz avukatları düşünmüyoruz, vatandaşı düşünüyoruz. Onlar için mücadele ediyoruz. Verilen mücadele bunun için. İlkesi hak hukuk adalet olan herkes burada aslında. Bu direnişe bu yüzden sahip çıkıyoruz. Ama bu durum kamuoyunda bu şekilde lanse edilmiyor’’ diye konuştu.

Tanrıkulu: ‘‘Bir şehirde ikinci bir baro kurmanın amacı, mevcut yargı düzenine uygun bir baro düzeni oluşturmaktır’’

Eylem sırasında sık sık ‘‘savunma susmadı, susmayacak’’ sloganı atılırken kendisi de altı yıl Diyarbakır Barosu Başkanı olarak görev yapan CHP İstanbul milletvekili Sezgin Tanrıkulu, iktidarın temel hedefinin avukatları susturmak olduğunu iddia etti.

Tanrıkulu, ‘‘Biz avukatlar hiçbir zaman kurulu düzenden yana olmadık, hiçbir zaman biat etmedik. Her zaman özgürlüklerden ve adaletten yana olduk. Ama 2017 yılında yapıla anayasa değişikliğinden sonra yeni bir düzen kuruldu. Şimdi de barolardan başlayarak yeni bir meslek örgütleri düzeni yaratmak istiyorlar. İstanbul Barosu varken ikinci bir baro kurmanın amacı, mevcut yargı düzenine uygun bir baro düzeni oluşturmak ama avukatlar bunu kabul etmiyor. 60 baro başkanın bu sabah durdurulmaları, tartaklanmaları 8-10 saattir tutuluyor olmaları da Türkiye’de toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı olmadığını gösteriyor. Daha önceden talimatı verilmiş bunlar Ankara’ya sokulmasın denmiştir. Bu nedenle Ankara’ya sokulmadılar’’ ifadelerini kullandı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü, İstanbul Barosu çevresinde yoğun güvenlik önlemi aldı ancak eyleme müdahale etmedi.

Baro başkanlarına müdahaleye İzmir’den tepki

Bulundukları illerden Ankara’ya yürüyen baro başkanlarına Ankara girişinde polis tarafından müdahale edilmesi, İzmir Barosu tarafından da Bayraklı Adliyesi önünde yapılan bir basın açıklamasıyla protesto edildi.

Basın açıklamasını okuyan İzmir Barosu Başkan Yardımcısı Özgür Yılmazer, “Türkiye’nin dört bir yanından baro başkanlarımız adalet için, özgürlük için, hukuk için üç günden beri yürüyorlar. Bu üç günlük yürüyüşleri boyunca halkımızdan, yurttaşlarımızdan inanılmaz bir destek var kendilerine. Halk, başkanlarımızın niçin yürüdüğünü anlamış durumda. Ancak başta siyasi iktidar ve Türkiye Barolar Birliği’nin başındaki Metin Feyzioğlu olmak üzere bu yürüyüşün nedenini, anlamını, önemini anlaması gerekenler maalesef algılamış değil. Biz şu anda Ankara’da barolar adına yürüyen başkanlarımıza yapılan müdahaleye karşı başkanlarımıza destek için buradayız” dedi.

“Eylemin engellenmesi açık hak ihlalidir”

Yılmazer, yürüyüşün Ankara sınırında durdurulmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek şunları söyledi: “56 baro başkanının ve çok sayıda baro yönetim üyesinin barışçıl şekilde gerçekleştirdikleri bu eylemin engellenmesi Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve ülkemizin tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerle korunan gösteri ve toplantı yürüyüşü hakkının açık ihlalidir. Güvenlik güçlerinin bu hukuksuz emri yerine getirirken Ordu Barosu Başkanını gözaltına almak istemesi, Gaziantep Baro Başkanını darp etmesi ve Baro Başkanımız Avukat Özkan Yücel'e darp girişiminde bulunması iktidarın düştüğü aczin açık göstergesidir.”

Baro başkanlarına yönelik tavrın esasen yurttaşlara verilmek istenen bir gözdağı olduğunu belirten Yılmazer, “Bu saldırılar ülkemizin demokratik ve insan haklarına dayalı bir Cumhuriyet olarak kalması ve yurttaşların haklarının korunması için devam ettirdiğimiz mücadelemize asla zarar vermeyecektir” diye konuştu.

“Kazanana kadar mücadele edeceğiz”

Basın açıklamasına telefonla katılan İzmir Barosu Başkanı Avukat Özkan Yücel ise, Ankara’da yaşananların ülkenin içine düşürüldüğü durumun açık bir göstergesi olduğunu ifade etti. Yücel, “Bu durum, şu an Türkiye’de faşizmin hüküm sürdüğünü, polis devletinin hakim olduğunu, hak ve özgürlüklerin tamamen askıya alındığını gösteriyor. Bu aslında yürüyüşümüzün ne kadar anlamlı ne kadar değerli olduğunu gösteren bir duruma da işaret ediyor. Türkiye’nin dört bir tarafından baro başkanları özgür bir ülke, demokratik bir ülke, insan haklarına uygun bir ülke için yola çıktılar ve mücadelelerini sürdürüyorlar. Bugün Ankara girişinde hala bekliyoruz. Baro başkanlarımız şu anda oturma eylemine geçtiler. Buradan ayrılmayacağız, vazgeçmeyeceğiz, kazanana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Sizlerin oradan destek veriyor olmanız bizi burada çok daha güçlü kılıyor. İyi ki varsınız sizlerle birlikte yol yürüyor olmak beni her zaman onurlandırdı” dedi.

İzmir Barosu’ndan yapılan açıklamada baro önünde oturma eylemi başlatılacağı duyuruldu.

Polis müdahalesi sonrası Gaziantep Barosu ‘’Onur Nöbeti’’ kararı aldı

Ankara girişinde polisin sert müdahalesiyle karşılaşan baro başkanlarından Gaziantep Barosu Başkanı Avukat Bektaş Şarklı yüzüne gelen bir yumrukla darp edildi. Bugün akşam saatlerinde Gaziantep Barosu ‘Onur Nöbeti’ kararı aldı. Baroda toplanan avukatlar açtıkları “Hukuk yok nefes alamıyoruz, savunmaya özgürlük, herkes için adalet, yaşamı savunuyoruz’’ yazılı dövizlerle onur nöbeti başlattıklarını duyurdu.

“Herkesin sesi olmak için başladık’’

Grup adına VOA Türkçe ‘ye bir açıklama yapan Gaziantep Barosu Avukat Hakları Merkezi Üyesi Avukat Bülent Duran, “Aslında burada avukatların onuru değil, onursuzlaştırılmak istenen herkesin sesi olmak için burada ‘onur nöbetine’ başladık. Biz yaratılmak istenen korku ortamına tepki olması amacıyla bu nöbete başladık’’ dedi.

Gaziantep Barosu Onur Nöbetine Başladı
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:04:41 0:00

Ankara’da yaşanan tablonun avukatların sesini kısmaya yönelik bir öfke olduğunu ifade eden Avukat Bülent Duran “Baro başkanlarının yeni çıkan baro yasa tasarısı ile ilgili tepki vermek ve son dönemdeki siyaset kurumunun üretmiş olduğu hak ihlalleri ile ilgili ses çıkarmak adına bir yürüyüşleri vardı. Ama bugün gördük ki Ankara rahatsız olduğundan, baro başkanlarını Ankara’ya almamanın ötesine geçip fiili durumda engellemek ve şiddet uygulamaya kadar varan bir durumla karşılaştık. Baro başkanımız Bektaş Şarklı ’ya yumruk atıldı, Ordu Baro Başkanı sürüklendi. Diğer başkanları polis çevik kuvvetleri korumalarıyla birlikte itekledi. Artık biz şunu görüyoruz, barolar ses vermeye başladı, avukatlar ses vermeye başladı. Bu sesin sesini kısmaya yönelik bizim başta birlik başkanımız olmak üzere siyaset kurumu ve iktidar bu konuda öfkesini dile getiriyor. Bu durum en son gelinen aşama ihtimaliyle son dönemlerde yaşanan tüm korkunun artık dışavurumudur. Baro başkanlarına ve avukatlara ‘Bana tabi olacaksınız, bana itaat edeceksiniz bu konuda ses etmeyeceksiniz, muhalefet etmeyeceksiniz’ dediler. Tepki ve öfkenin çıkış noktası buydu aslında’’ diye konuştu.

“Sonuna kadar eylemimizi ve mücadelemizi devam ettireceğiz’’

Bugünden itibaren mahkeme salonlarının dışına çıkıp mağdur olan herkesin yanında olacaklarını vurgulayan Duran, “Biz avukatlar ve barolar olarak halkın savunmanıyız. Hak arama özgürlüğünün temsilcisiyiz. Bu cübbe bütünüyle hakları savunan kutsal bir cübbedir. Bir polis memurunun bir baro başkanının sürükleyip karayolunda atmasının siyaset kurumunun polise yüklediği misyon olarak da şiddetin tezahürüdür. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. En son gelinen aşama itibariyle biz tüm kamuya, tüm halka çağrımız budur; biz halkın hak savunucuları olarak, bu cübbeye yönelik eylemin, şiddetin sadece barolara ya da avukatlara yönelik değil, tüm halka yönelik şiddet ve tokat olduğunu düşünüyoruz. Bu aşamadan itibaren mahkemelerin dışına çıkmak suretiyle hak ihlali olan, hak ihlallerine tabi tutulan, mağdur olan herkesin alanlarda sesi olacağız. Bugün onur nöbeti tuttuk, yarın adliyelerde olacağız, Ankara’ya yürüyeceğiz, işçilerle, kadınlarla, çocuklarla olacağız. Biz artık sadece mahkemelerde değil, hak ihlalinin olduğu her yerde olacağız ve hak savunuculuğunu yapacağız. Herhangi bir takvim belirlemedik şu andan itibaren her gün bu baroda olacağız. Bu baro bundan sonra 24 saat açık. Biz burada onur nöbetindeyiz. Burası basına, sivil toplum kuruluşlarına, kadınlara, çocuklara, emekçiye herkese açık. Bugünden sonra da tüm barolar ortak bir karar alıp ortak bir eylem planı yapacak. Bu tablo karşısında eğer barolar suskun kalırsa kaybedenler olur, biz kaybetmeyeceğiz biz sonuna kadar eylemimizi ve mücadelemizi devam ettireceğiz’’ ifadelerini kullandı.

Şarklı’nın polis şiddetine maruz kalmasının ardından HDP Gaziantep Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Prof. Dr. Mahmut Toğrul da sosyal medya hesabından tepki göstererek “Bu şiddet, bir baro başkanına yönelik yapılıyor. Şiddetle kınıyorum ve başkanımız Av. Bektaş Şarklı’nın yanındayız, talepleri bizim taleplerimizdir. Özgür ve bağımsız bir savunma için; #SavunmaYürüyor ‘’ ifadelerine yer verdi.

Diyarbakır Barosu suç duyurusunda bulunacak

Öte yandan Diyarbakır Barosu da yürüyüşe müdahale eden polisler ve emir verenler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.

Müdahaleye tepki amacıyla Tahir Elçi Konferans Salonu önünde toplanan baro yönetimi ve avukatlar, bir basın açıklaması yaptı. Baro yönetimi adına konuşan Başkan Yardımcısı Gazal Bayram Koluman, Ankara’ya yürüyen başkanların taleplerinin tüm baroların talepleri olduğunu belirterek, “Diyarbakır Barosu olarak Ankara’ya yürüyen baro başkanlarının talepleri bütün avukatların talebi olduğu gibi bizim de taleplerimizdir. Bir kez daha erkek şiddetine karşı, kadınların yanında saf tutacağımızın, istismar mağduru çocukların yanında olacağımızın, doğa katliamlarının yapılmasına izin vermeyeceğimizin, iş cinayetlerinde yaşamını yitiren emekçilerin hakkını savunacağımızın, toplumun ve bireylerin şiddet ve nefret içermeyen görüşlerini serbestçe ifade etmesini, basının özgür bir şekilde faaliyet göstermesini talep etmeye devam edeceğimizin, halkın iradesini hiçe sayıp belediyelere kayyum atanmasına karşı çıktığımızın ve çıkmaya devam edeceğimizin, tüm siyasi partilerin eşit koşullarda siyaset yapmasını savunacağımızın, siyasi aktörlerin siyasi faaliyetlerinden dolayı hapsedilmesine itiraz edeceğimizin, her koşulda işkence ve kötü muameleye karşı çıktığımızın ve mücadele etmeye devam edeceğimizin, cezaevlerinde tutulanların, hapsetme dışında başka yöntemlerle cezalandırılması fikrine karşı çıktığımızın, savaş fikrini kabul etmediğimizin, barış talep ettiğimizin, eşit ve özgür bir şekilde birlikte yaşam fikrinin halen mümkün olduğunu savunmaya devam edeceğimizin bilinmesini isteriz” dedi.

Baro Başkanlarına Müdahaleye Diyarbakır'dan Suç Duyurusu
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:04:01 0:00

Koluman, müdahale edenler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını da ifade ederek, Savunmanın sesini duymak yerine kısmaya çalışanlara karşı durduğumuzu, bu gayri kanuni tutumu kınadığımızı, bu suçu işleyen kolluk güçleri ve bu kanunsuz emri verenler hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz” diye konuştu.

VOA Türkçe’ye konuşan vatandaşlar ise eylemi haklı bulsa da sonuç vermeyeceğini savundu.

XS
SM
MD
LG