ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Sayın Cumhurbaşkanımızın Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’yle Katar’da kurduğu temas doğru bir temastır, bize göre arkası getirilmelidir. Bununla da kalınmamalı, Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Beşar Esat ile de görüşme vasatı (ortamı) açılmalı, terör örgütlerine karşı ortak bir irade oluşturulmalıdır” dedi.
Bahçeli, bugün Meclis’te parti grubu konuşmasında, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçmişte “darbeci”, “katil”, “diktatör” olarak suçladığı Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah El Sisi ile Katar’da görüşmesine destek verdi.
Mısır’ın yanı sıra Suriye rejimiyle de ilişki kurulması gerektiğini kaydeden Bahçeli, Suriye’deki terör örgütleri gerekçesiyle Beşar Esat ile görüşülmesini talep etti.
Bahçeli’nin, Erdoğan ve AKP iktidarınca “Esed” ifadesiyle kendi halkını öldürtmekle suçlanarak, “katil” gibi sıfatlarla tepki gösterilmiş, Beşar Esat’ın Cumhurbaşkanlığı sıfatını da vurgulaması dikkat çekti.
Bahçeli, “Sayın Cumhurbaşkanımızın Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’yle Katar’da kurduğu temas doğru bir temastır, bize göre arkası getirilmelidir. Bununla da kalınmamalı, Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Beşar Esat ile de görüşme vasatı açılmalı, terör örgütlerine karşı ortak bir irade oluşturulmalıdır. Türkiye’nin Mısır, Suriye ve Irak’la tarihten gelen çok güçlü bağları vardır ve bilinmektedir. Biz doğrudan ikili görüşmeleri başlatamazsak bozguncular aramızı iyice açacaklardır. Ülkemizin komşularıyla yapıcı, müspet, geliştirici ve samimi diyaloglar kurması aynı zamanda 2023’ün hedefleriyle de müzahirdir” ifadesini kullandı.
“ABD Türkiye'ye açık cephe açmıştır”
Türkiye’nin terörle mücadelesini ise küresel güçlerle mücadele olarak sürdürdüğünü anlatan Bahçeli, ABD yönetimini terörle işbirliği ile ilgili suçlayarak, “PKK/YPG’yi eğitip donatan, para ve silah yardımıyla destekleyen başta ABD olmak üzere, fail ülkeler Türkiye’nin karşısındadır. Pençe-Kılıç Harekatı’ndan bir gün önce, ABD’nin Özel Kuvvetler Komutanın teröristlerin sözde mezuniyet törenine katılıp nasıl olduğu belli olan sözde başarılarından dolayı gurur duyduklarını açıklaması yalnızca skandal değil, müttefiklik hukukuna saplanmış yeni bir hançerdir. Klasikleşmiş bir ifadeyle söylersek, Türkiye’nin iç politikası, ABD’nin dış politikasıdır. Devşirilmiş zillet ittifakı da bu dış politikanın tutsak alınmış uydusudur. PKK/YPG terör örgütünü kara gücü olarak isimlendiren, petrol kuyularında nöbete diken, bütçesinden yüksek meblağlarda kaynak ayıran ABD, Türkiye’ye açık cephe açmıştır. Biz bu cepheyi görüyoruz, reste rest diyecek mertliği ve yürekliliği sonuna kadar da gösteriyoruz” diye konuştu.
Bahçeli, İyi Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray’ın “Pilotlarımız aslan gibi Suriye'nin kuzeyine hava operasyonu yapıyorlar. Ancak 18 Kasım'da resmen vatandaşlarını uyardı ve 'önümüzdeki günlerde Kuzey Suriye ve Kuzey Irak'ta Türk askerinin harekat yapacağını' duyurdu. ABD'ye bilgi verildi mi? Sizce teröristler ne yapmıştır?” paylaşımını da hedef aldı. Bahçeli, “Pençe-Kılıç Harekatıyla ilgili ABD’ye bilgi verilip verilmediğinin izini süren bir İP’li milletvekilinin sivri ve sinirleri geren mütemadi beyanatları bir bakıma ABD’ye yakılan yeşil ışığın, sallanan ve selamlayan kirli elin teyididir. Kalemizi içten çökertmek isteyen Amerika’nın gayri meşru paryalarına Türk milletinin asaletiyle cevap vereceğimizden, 2023’te bunların hakkından demokrasinin imkanlarıyla geleceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır” dedi.
ABD’nin Litvanya’daki toplantısına da dikkat çekti
MHP lideri Bahçeli, “İhanet bir hak değildir, kötülük bir hak değildir, suç işlemek bir hak değildir, insan öldürmek bir hak değildir, bunların hepsi hukukun direkt konusudur. Biz kişi hak ve hürriyetine, yine kişisel mahiyette ifade ve düşünce serbestliğine bir başkasının güvenlik ve hürriyet sınırlarını ihlal etmediği sürece amasız, önşartsız bağlıyız, saygılıyız ve pek tabii sadığız. Fakat bu haklar kişisel olmaktan çıkıp kolektif bir özelliğe büründüğü andan itibaren itirazımız ve karşı çıkışımız kaçınılmazdır” sözleriyle, kamuoyundaki ifade özgürlüğü tartışmasına karşı çıktı.
“Merakımız şudur: Temel hak ve hürriyetler ekseninde mangalda kül bırakmayan çevrelerin asıl varmak ve ulaşmak istediği yer neresidir? Sözde büyük Kürdistan’ın kurulması bu çürümüşlere göre bir hak mıdır? Emperyalizmin maşası olmak, küresel cinayetlere sessiz kalmak, insan onurunun ayaklar altına alınmasına tepkisiz durmak bir hak mıdır? Yoksa bir hayasızlık mıdır?” diyen Bahçeli, ABD’nin davetiyle yapılan toplantıyı gündeme getirdi.
Bahçeli, “ABD’nin 10 Kasım 2022 tarihinde, Litvanya’da “Dünya Özgürlükler Kongresi”ni toplayıp hedef ülkelerin muhaliflerini aynı potada buluşturması, mesela Enes Kanter isimli tescilli teröristin oraya katılması, bu çerçevede Cumhurbaşkanımızın iftiralara maruz kalması bir hak mıdır? Yoksa düşmanca bir kampanya mıdır? LGBT’yi desteklemek, Türk ve İslam’ın kıymet hükümlerine husumet cephesi açmak bir hak mıdır? Yoksa bir sapkınlık mıdır? İstiklal Caddesi’nde bombayla bebek arabası devirmek, Ecrin ve Yağmur evlatlarımızla birlikte 6 insanımızı katletmek bir hakkın konusu mudur? Yoksa şerefsizliğin mi göstergesidir?” gibi ifadeler kullandı.
2023 yılında HDP’nin kapatılmasını istedi
AKP’nin anayasa değişikliği gerekçesiyle HDP yönetimiyle görüşmesi için “doğal” diyen Bahçeli, konuya ilişkin eski söylemine geri döndü ve HDP’nin kapatılması talebini yineledi. Bu arada HDP’yle birlikte ana muhalefet partisi CHP’yi suçladığı gözlemlendi.
Bahçeli, “19 Kasım 2022 gecesi icra edilen Pençe-Kılıç Harekatı Türkiye’nin ve Türk milletinin hukuki ve meşru bir hakkıdır. Bu harekata karşı gelen, bu harekatın durdurulmasıyla ilgili dünyaya çağrı yapan HDP, TBMM’ne sızmış düşman bakiyesidir. Böylesi parti görünümlü bir örgütün siyaset hayatımızda bulunması haksızlıktır. Bu bölücü şebeke kapatılmasın da Hazine’den aldığı yardımlarla teröristlere para aktarmaya devam mı etsin? Buna göz mü yumalım? Fahiş adaletsizliğe sesimiz çıkmasın mı? Anayasa Mahkemesi’nin hala neyi beklediğini sormayalım mı? HDP, Türk siyasetine tuzaklanmış zaman ayarlı bombadır. Bu bomba ya bombacıların elinde patlayacak ya da patlatılacaktır. 2023 yılında bölücü siyasete artık son verilmelidir” dedi.
CHP’yi İstiklal saldırısıyla suçladı, Soylu’yu savundu
Bahçeli, devamında “İlle de siyaset yapalım diyorlarsa, toplasınlar büyük kongrelerini, iltihak ve irtica etsinler tek yumurta ikizleri Cumhuriyet Halk Partisi’ne.Nasıl olsa siyasetleri aynıdır, tıynetleri aynıdır, niyetleri aynıdır, melanet hedefleri de aynı kavşağa açılmaktadır. Buradan baktığımızda CHP’yi HDP’den, HDP’yi de CHP’den ayrı görmemiz, ayrı tutmamız hayal ötesi bir durumdur. İstiklal Caddesi’nde kirli bir organizasyon olduğunu, bu kanlı saldırının 2023 seçimleri için siyasi bir mahiyet taşıdığını iddia ve ifade edenler bu milletin evladı olamazlar, bu vatanın sahibi olamazlar, al bayrağın gölgesinde de duramazlar. CHP’nin bazı yöneticilerine bakıldığında, İstiklal Caddesi’nde bomba patlatan teröristleri ve örgütlerini aklama ve arındırma çabasında oldukları fark edilecektir. Belge var mı diye sormaları, terör saldırısını muamma olarak tanımlamaları vahim bir çarpıklıktır. İP’in (İyi Parti) bazı yöneticilerine bakıldığında, aynı tavır ve tutumla hareket ettikleri görülecektir. Bir CHP’li çıkıp, teröristin PKK üyeliği muamma diyebiliyor. Bir İP’li çıkıp, ne delil var diye sorabiliyor. Bir başka ucube de İstiklal Caddesi saldırısını hükümetin düzenlemiş olabileceğini iddia edebiliyor. PKK/YPG’li teröristler yakalanmış ve her şeyi itiraf etmişken, zillet ittifakının teröristlere avukatlık yapması, terörizmin dümen suyuna girmesi utanç verici bir alçalmadır” diye konuştu.
Devlet Bahçeli, bütçe sunuşunda geçtiğimiz Cuma günü muhalefet milletvekillerine yönelik “terörist” diyerek pek çok hakaret niteliğinde sözler sarf etmesi tartışma konusu olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya da sahip çıktı.
Bahçeli, “Teröriste tek bir şey söylemeyen veya söyleyemeyen CHP’li grup başkan vekilleriyle bazı milletvekillerinin HDP ile el ele tutuşup terörle mücadelede muazzam işler yapan İçişleri Bakanımıza saldırmaları, hükümeti karalamaya çalışmaları siyasi namus ve milli onur yokluğunun apaçık işaretidir. İçişleri Bakanımıza alçak diyen, haksız suçlamalarda bulunan, surda gedik açmak için çırpınan, kale duvarlarını yıkmak için dinamit görevi yapan, PKK/YPG adına saldıran terörsevicilerin topu aşağıların aşağısıdır, alçaktır, namerttir” ifadesini kullandı.