MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomi politikasını “Faiz geleceğimizden çalmaktır” sözleriyle destekleyerek, benzer şekilde Türkiye’nin terörle mücadelesi nedeniyle döviz operasyonu yapıldığını savundu.
Bahçeli, TBMM’de parti grup toplantısında, geçen haftaki “Cumhur ittifakının parçasıyız ama muhalefetiz” açıklaması sonrasında bugün de “Doğru bildiklerimizi, doğru gördüklerimizi, inandığımız değerleri birileri güceniyor, kızıyor diye söylemekten çekinmeyeceğiz” ifadesini kullandı. Bu durum “Cumhur İttifakı ortağı MHP acaba muhalefet partisi konumuna mı hazırlanıyor?” yorumlarına yol açtı.
Ancak Bahçeli, ekonomideki son tabloyla ilgili olarak Erdoğan’ın faiz karşıtı tutumunu ve döviz kurundaki artış konusunda “Türkiye üzerinde oyun” yaklaşımını destekledi. Bahçeli, “Terörle mücadelemizin rövanşını kur üzerinden almak istiyorlar. Dik duruşumuzu, egemenlik haklarımızı kahramanca savunmamızı dövizle baskılamaya çalışıyorlar. Bu kez başaramayacaklar. Döviz operasyonları boşunadır. Türkiye'yi teslim alamayacaklar” ifadesini kullandı.
Merkez Bankası’nın geçen ay olduğu gibi bu ay da faiz indirimi kararı almasının “Erdoğan’ın talimatı” kaynaklı olduğu tartışmasına karşın Bahçeli’nin, özerk ve dolayısıyla bağımsız hareket etmesi gerektiği vurgulanan kurum için “milli irade üzerinde değil” demesi dikkat çekti.
Bahçeli, “Merkez Bankası'nın bağımsızlığını tartışmaya açmak milli iradenin gereğidir. IMF ve faiz lobisi ile fazla yol alamayacağımız ortadadır. Davul hükümetin boynundayken, tokmağın başkalarının elinde olması kabul edilemez bir çarpıklıktır. Özerk ve bağımsız kurumlar milli iradenin üzerinde olamaz, olmamalıdır. Hesabı veren siyasettir, kararı veren de siyaset olmalıdır” dedi.
Muhalefetin erken seçim talep etmesine de tepki gösteren Bahçeli, Erdoğan’ın faiz-enflasyon teorisini destekleyerek, ekonomideki olumsuzluğu gündeme getirenleri “felaket tellallığı” ile suçladı.
Bahçeli, “Ya enflasyon artışına faizleri yükselterek tepki vermeye devam etmek suretiyle enflasyon-faiz-kur sarmalı içerisindeki döngüyü kabulleneceğiz; ya da tüm ekonomik birimlerin faaliyet ve beklentilerini bozan yüksek faiz politikasından kademeli bir şekilde vazgeçerek, enflasyonla mücadeleyi yeniden tanımlamak ve üretim kanalını esas alan bir politika anlayışına geçeceğiz. Bize göre başka bir alternatif kalmamıştır'' diye konuştu.
''Türkiye, faiz kamburundan kurtulmalıdır'' diyen MHP lideri, ''Faiz, uzun vadede üretim sistemine büyük hasarlar vermektedir. Ülkemiz şu anda dünyada faiz oranının yüksekliği açısından ilk 10 ülkeden biri, Avrupa'nın da zirvesindedir. Faiz geleceğimizden çalmaktadır. Bize göre hükümetin izlediği ekonomi politikası doğrudur, bunun üzerinden polemik yaratmak, 'bittik, tükendik, yandık, mahvolduk' demek felaket tellallığıdır, kötü niyetliliktir'' ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın faiz ve enflasyon teorisini detaylandırdı
MHP Lideri Bahçeli, döviz kurunda şu anda neden artış yaşandığını ise Türkiye’nin üretim yapısındaki sıkıntı ve dış ticaret açığıyla açıkladı. Ancak sıkıntılı dönemi geçici olarak yorumlayan Bahçeli, uzun vadede hükümet/Erdoğan politikasıyla doğru sonuç alınacağını savundu.
Bahçeli, “Enflasyon ile mücadele için çözüm önerisi oldukça açıktır; Kısa vadeli faiz oranını, enflasyon oranındaki artış ve azalış kadar artırmak ve azaltmak, böylece reel faiz oranını sabit tutmaktır. Enflasyon mal piyasasında oluştuğu için yüksek enflasyonu aslında, mal piyasası aksaklıklarının ortaya çıkardığı bir sorun olarak tanımlamak en doğrusudur. Mal piyasasında gözlemlenen aksaklıklar da bir ülkenin üretim yapısının sonucudur. Türkiye gibi birçok yükselen piyasa ekonomisinin üretim yapısının temelinde yatan ana sorun; üretimde kullanılan hammadde ve girdiyle birlikte makine, teçhizat ve enerjide ithal bağımlılıktır. Buna, mal ve hizmet sektörlerinin dış ticaret açığı da eklenince, döviz kuru değişimlerine duyarlı bir üretim yapısı karşımıza çıkmaktadır. Maruz kaldığımız sorun da buradadır. Esnek kur sisteminde döviz kurunun değeri piyasa şartlarında belirlenmektedir. Teorik olarak, uluslararası piyasalara kıyasla yüksek yurtiçi enflasyonun uzun vadede milli paranın değer kaybına; yüksek yurtiçi faizin kısa vadede milli paranın değer kazancına yol açması doğal olarak beklenmektedir. İnsanlarımızın ekonomik sıkıntılarını biliyoruz, artan döviz kurlarından yakınmaların farkındayız, ancak takip edilen politikalar doğrudur, yakında her şey düzelecektir” diye konuştu.
Yüzde 51 şartı eleştirilerine yeniden tepki gösterdi
MHP Genel Başkanı Bahçeli, AKP içerisinden son dönemde Cumhurbaşkanlığı seçimindeki yüzde 51 şartına yönelik eleştirilerin çıkmasına da “İyi niyetli değildir” tepkisini gösterdi.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in de yüzde 51 şartını savunması nedeniyle adres gösterdiği Bahçeli, Cumhurbaşkanı’nın yüzde 51 ile seçilmesi görüşünü savunmaktan vazgeçmeyeceği mesajını verdi.
Mevcut anayasaya göre Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’de birinci turda yüzde 51 eğer bu oy oranı olmazsa ikinci turda ise en çok oyu alma şartıyla seçileceğini hatırlatanBahçeli, bazı ülkelerde Cumhurbaşkanı ya da Devlet Başkanı’nın halk tarafından seçilmesinde “yüzde 40+10” şartı uygulandığını ancak bunun yanlış olduğunu savundu.
Bahçeli, “Cumhurbaşkanı ya da devlet başkanının halkın seçtiği tüm sistemlerde demokratik meşruiyet gereğince salt çoğunluğun oylarıyla seçilmesi gerekliliktir. Bu konuyu tartışmaya açmak; yönetim sistemine karşı güvensizliği körükleyecektir. Bu masum bir talep değildir. Yüzde 40 oranını dillendirmek başkalarının değirmenine su taşımaktır. Bunu ulu orta konuşanlar da iyi niyetli sayılamayacaktır” dedi.