Türkiye’de Mayıs ayındaki çekişmeli geçmesi beklenen seçimler yaklaşırken, uluslararası hak örgütleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ana akım medya üzerindeki kontroluna meydan okuyan bağımsız medyaya baskısını kınıyor.
Dokuz8 Haber, ülke genelindeki muhabir ağıyla, Türkiye'de Mayıs ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerini haberleştiren ve sayıları her geçen gün artan bağımsız medya platformlarından biri.
Geçmişteki seçimlerde, Cumhurbaşkanı Erdoğan medya üzerinde sıkı bir kontrola sahipti. Ancak Dokuz8 Haber’in Genel Yayın Yönetmeni Gökhan Biçici’ye göre, artık Erdoğan böylesi bir kontrole sahip değil.
“Hükümetin tekel kurma çabası başarısız oldu. Kaybettiler”
Biçici, “Muhalefet medyası ya da bağımsız medya, etki alanını büyüttü ve genişletti. Hatta seçim günü sayı olarak bağımsız kuruluşların izleyici ve takipçi kitlesinin ana akım medyadan çok daha fazla olacağını söyleyebilirim. Yani hükümetin tekel kurma çabası başarısız oldu. Kaybettiler” dedi.
Öte yandan hükümet kontrolundaki Radyo ve Televizyon Kurulu’nun (RTÜK), bağımsız medya kuruluşlarına verdiği cezalar artıyor.
Yirmi uluslararası medya ve ifade özgürlüğü savunucusu kuruluş, RTÜK’ün verdiği cezaları kınadı.
“Düzenleme görevi, eleştirel bir televizyon kanalına karşı silah olarak kullanılmamalı”
Merkezi Paris'te bulunan Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün (RSF) Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu ,RTÜK için, “Eğer bir düzenleme görevi varsa, bu görev önümüzdeki kritik seçimlerden önce eleştirel bir televizyon kanalına karşı silah olarak kullanılmamalıdır” dedi.
Hükümet, RTÜK’e yönelik partizanlık suçlamasını reddediyor.
Para cezalarının haberciliklerinin bir parçası haline geldiğini söyleyen Halk TV gibi bağımsız kanallar, asıl tehdidin önümüzdeki ay yapılacak seçimler öncesinde kapatma cezaları olabileceğini vurguluyor.
“Her zaman tetikteyiz”
Halk TV Haber Yayın Yönetmeni Bengü Şap Babaeker, “Bizim yayınlarımızda her zaman bir cümleyi, bir röportajı veya bir açıklamayı ceza gerekçesi gösterebiliyorlar. İşte bu yüzden her zaman tetikteyiz. Her zaman bir beklenti içindeyiz. Bu kanalın açık kalmasından yöneticiler ve gazeteciler sorumludur. Bu kanalı kapatacak bir cezayı önlemekle yükümlüyüz” ifadelerini kullandı.
Kapatma ve para cezaları riskine rağmen, Halk TV gibi kanallar, Şubat ayındaki ölümcül depremde hükümetin eksikliklerini haberleştirdiklerinde geniş izleyici kitlesi topladılar. Bu kanalların haberleştirdiği eksikliklerin bazılarını Erdoğan da kabul etmişti.
Analistler, bu tür haberlerin bağımsız medyanın seçimlerden önce adil ama eleştirel habercilikleriyle itibar kazanmasına yardımcı olduğunu söylüyor.
“Medyada yeni sesler olmasaydı hükümetin yetersizliğini duyamayacaktık”
Politikyol haber sitesinde köşe yazarı olan Sezin Öney, “Medyada yeni sesler olmasaydı, hükümetin yetersizliğini duyamayacaktık. Gerçekten iyi habercilik yaptılar. İyi habercilik kendi başına yeterlidir. Habercilik, sadece muhalefetin anlatısını seslendirmek veya muhalif politikacılara ses vermek anlamına gelmiyor. Sadece sahada olanları yansıtmak yeterli ve bu seçim gecesi için de gerçekten önemli” dedi.
Seçimler yaklaşırken yeni bağımsız televizyon kanalları açıldı. Sektörden ayrılan pek çok muhabir, tüm tarafların Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemlilerinden biri olduğunu iddia ettiği bir seçimi haber yapmak için geri döndü.