Erişilebilirlik

Avusturya'da hükümet krizi


Başbakan ve ÖVP lideri Karl Nehammer partisinin koalisyon görüşmelerinden çekildiğini ve hem başbakanlık hem de parti liderliğinden istifa edeceğini açıkladı.Avusturya'da hükümet krizi
Başbakan ve ÖVP lideri Karl Nehammer partisinin koalisyon görüşmelerinden çekildiğini ve hem başbakanlık hem de parti liderliğinden istifa edeceğini açıkladı.Avusturya'da hükümet krizi

Avusturya’da son günlerde yaşanan siyasi türbülans, koalisyon görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanmasıyla zirveye ulaştı. Cuma akşamı liberal NEOS partisinin koalisyon görüşmelerinden çekildiğini açıklamasıyla başlayan süreç, Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ve Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ) arasında dar bir parlamenter çoğunlukla hükümet kurma umutlarını sürdürdü.

Ancak Cumartesi akşamı yapılan uzun görüşmelerden sonra, Başbakan ve ÖVP lideri Karl Nehammer partisinin koalisyon görüşmelerinden çekildiğini ve hem başbakanlık hem de parti liderliğinden istifa edeceğini açıkladı. Nehammer, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Önemli noktalarda SPÖ ile uzlaşma mümkün olmadı” diyerek kararını duyurdu.

Bu açıklama sonrası SPÖ lideri Andreas Babler, NEOS’un çekilmesinin ardından ÖVP ile görüşmelere devam ettiklerini ancak ÖVP’nin müzakereleri sonlandırdığını ifade etti ve ÖVP içerisindeki bir kesimin Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) ile koalisyon kurma eğiliminin ağır bastığını belirtti.

Nehammer, FPÖ lideri Herbert Kickl ile işbirliğini daha önce reddetmişti. FPÖ, yabancı düşmanı, Avrupa karşıtı ve Rusya yanlısı politikalarıyla biliniyor. Görüşmeler sırasında en büyük anlaşmazlık noktasının bütçe açığı olduğu haber alındı.

Avusturya'da bütçe açığı yüzde 4'ün üzerinde seyrediyor ve Avrupa Birliği Komisyonu, 21 Ocak 2025’e kadar bütçe açığının kapatılması için bir tasarruf planı talep ediyor. 2025’te en az 3,9 milyar Euro tasarruf edilmesi gerekiyor. SPÖ, varlıklılar için yeni vergilerle bütçe açığının kapatılmasını savunurken, ÖVP ve NEOS devlet ve kurumların giderlerinde tasarrufa gidilmesinden yana bir tutum sergiledi.

29 Eylül 2024'te gerçekleştirilen genel seçimlerde, Avusturya Özgürlük Partisi birinci sırada yer aldı. Ancak diğer partilerin FPÖ ile hükümet kurmak istememesi nedeniyle, Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen hükümet kurma görevini ikinci sıradaki merkez sağ Halk Partisi'ne verdi.

Bu gelişmelerin ardından Avusturya’da iki olası senaryo gündemde. ÖVP ile FPÖ’nün oluşturacağı koalisyon senaryosunda, ÖVP’nin FPÖ karşısında yalnızca küçük ortak rolü üstleneceği, hükümetteki ağırlığının azalacağı ifade ediliyor. Son seçimde birinci parti olan FPÖ, bu pozisyonundan güç alarak başbakanlık iddiasını sürdürüyor.

Diğer bir seçenek ise erken seçim. Erken seçimlerin yaklaşık üç ay içinde düzenlenebileceği öngörülüyor. Ancak kamuoyu yoklamaları, bir erken seçimde FPÖ’nün sonbahar seçimlerindeki başarısını daha da artırarak daha güçlü bir zafer elde edebileceğini, oylarını yüzde 29’dan yüzde 35’e çıkarabileceğini işaret ediyor. FPÖ’nün geldiği konum, yaklaşık 500 bin nüfusla Avusturya’nın en büyük etnik azınlıklarından Türk toplumunu da yakıdan ilgilendiren bir gelişme.

FPÖ, Almanya’da AfD’ye ilham kaynağı oluyor

Uzmanlar, Avusturya’daki siyasi kaosun ve FPÖ’nün başarısının Avrupa genelinde sağ popülist hareketler için bir moral kaynağı olduğunu belirtiyor. Avusturya’da son 25 yıl içinde giderek büyüyen FPÖ'nün özellikle göç ve iltica konularında sert bir söylem benimsemesi, bu alanda daha katı politikalar isteyen seçmenlerin desteğini kazanmasında etkili oldu.

Ülkede artan, özellikle Suriye ve Afganistan kaynaklı göçmen nüfusu ve buna bağlı güvenlik endişeleri, FPÖ'nün bu alandaki politikalarının popülerliğini artırdı. Parti ayrıca Avrupa Birliği'ne yönelik eleştirel tutumuyla dikkat çekti. Özellikle AB'nin ekonomik ve göç politikalarına karşı çıkan bir duruş sergileyen FPÖ, egemenlik ve ulusal kimlik vurgusuyla AB şüphecisi seçmenleri kendine çekti.

Ekonomik faktörler de FPÖ'nün yükselişine katkıda bulundu. Artan yaşam maliyetleri ve ekonomik durgunluk gibi sorunlar, halkın mevcut hükümete duyduğu güveni sarstı. FPÖ, bu durumdan faydalanarak ekonomik sorunların çözümüne yönelik vaatlerde bulundu. Özellikle alt ve orta sınıf seçmenler arasında bu söylemler karşılık buldu.

FPÖ’nün 2024 seçimlerindeki başarısının ve Viyana’da yaşanan siyasi krizle birlikte ülkenin en önemli siyasi aktörüne dönüşmesinin, Almanya‘daki seçimler ve buradaki aşırı sağ güç Almanya için Alternatif (AfD) üzerinde nasıl bir etki yaratacağı ise tartışma konusu. FPÖ'nün başarısının ardından, bu durumun AfD için de moral ve stratejik bir ilham kaynağı olabileceği belirtiliyor ve AfD'nin FPÖ’nün söylemlerine benzer politikalarını daha da sertleştirebileceği ifade ediliyor.

Almanya’daki erken seçimler 23 Şubat’ta yapılacak. Anketlere göre AfD’nin oy oranı yüzde 20 civarında ve parti, Birlik Partileri CDU/CSU’nun ardından ikinci konumda. Son haftalarda, dünyanın en zengin işadamlarından Elon Musk'ın Almanya için Alternatif'e verdiği destek, ülkede ve uluslararası arenada geniş yankı uyandırdı. Musk, bundan kısa bir önce kendine ait olan sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, "Sadece AfD Almanya'yı kurtarabilir" ifadelerini kullandı.

Bunu takiben, bir Alman gazetesinde yayımlanan bir makalesinde AfD'yi "ülkenin son umut kıvılcımı" olarak nitelendirdi. Musk, ayrıca Almanya için Alternatif partisinin lideri ve başbakan adayı Alice Weidel ile 10 Ocak‘ta bir "X-Space" oturumu düzenlemeyi planladığını duyurdu

Forum

XS
SM
MD
LG