Enerji alanında büyük ölçüde dışa bağımlı olan Avrupa Birliği, Rusya’yla yaşanan ciddi krizin de etkisiyle yönünü farklı kaynaklara ve transit ülkelere çevirdi. Bu yön arayışında en fazla rol biçilen ve stratejik ortaklık isteği net şekilde dile getirilen ülkelerin başını Türkiye çekiyor. Daha önce Azeri gazı konusunda Nabucco kabusu yaşayan Avrupa Birliği, geçmişten çıkardığı derslerin de etkisiyle bugün temeli atılacak Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı’nın (TANAP) hayata geçirilmesinin yaşamsal öneme sahip stratejik bir proje olduğu görüşünde.
Temel atma törenine katılacak olan Avrupa Birliği Komisyonu’nun Enerji Birliğinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Maros Sefcoviç, Güney Gaz Koridoru’nun kilit aşamalarından biri olan TANAP’ın yıllardır kağıt üzerinde kalan arz güvenliği konusunda mevcut durumu değiştirebilecek bir proje olduğu görüşünde. Güney Gaz Koridoru’nun çok önemli kaynakları ve çok önemli tüketicileri birbirine bağladığının altını çizen Sefcovic, “Tabii ki Türkiye yol üzerinde, sonrasında da enerji ithalatına yılda 400 milyar Euro harcayan bir Avrupa Birliği söz konusu. Projenin enerji güvenliğini ve arzın çeşitlendirilmesini net şekilde iyileştireceğine inanıyorum. Potansiyel komplikasyonlara maruz kalabilecek güney ve doğudaki Avrupa Birliği üyelerinin de farklı kaynaklara erişimine olanak sağlayacak. Tabii bu da tedarik edicilerle müzakere pozisyonlarını değiştirecek, enerji güvenliği sağlayacak, sanayi ve iş dünyasının her kış arz kesilirse ne olacağı endişesini yaşamayacağının güvencesini verecek. Bu açılardan bakıldığında Avrupa Birliği için gerçekten stratejik bir proje” değerlendirmesini yapıyor.
Rusya’nın son dönemde Türk Akımı projesini sahneye sokarak kafaları karıştırdığı ve Avrupa Birliği açısından durumun biraz daha sorunlu hale gelmesine neden olduğu bir ortamda Türkiye de önceliğinin TANAP olduğu güvencesini Brüksel’e her fırsatta iletiyor.
Avrupa Birliği’nin enerji alanında Türkiye’yle işbirliğini bir üst seviyeye yükseltme isteği bağlamında atmayı düşündüğü ilk adımı ise yüksek düzeyli enerji diyaloğu başlatmak oluşturuyor. Bu mekanizma için nabız yoklaması başlamış durumda. Mekanizmanın boyutunun, formatının, çalışma düzeyinin ne olacağı, hangi sıklıkta hangi ana konuların ele alınacağı da kısa bir süre içinde netleştirilecek.
Sefcovic diyaloğu bir üst düzeye yükseltmek için net bir fırsat olduğu görüşünde: “Geçtiğimiz günlerde açıkladığım Enerji Birliği stratejisi kapsamında Türkiye çok önemli bir rol oynayacak. Belgeye bakarsanız diyaloğu gerçekten üst seviyeye ya da stratejik düzeye yükseltmek istediğimiz ortaklarımızı görürsünüz. Türkiye de kesinlikle bu alanda çok daha yakın işbirliği içinde olmayı istediğimiz ülkeler arasında yer alıyor.”
Enerji kaynaklarının ve gaz arz yollarının çeşitlendirilmesi konusunda mevcut konjonktürün de etkisiyle çok ciddi olduğunu yaptığı açıklamalarla defalarca teyit eden Avrupa Birliği, enerji arzı güvenliği açısından kilit önemde olduğunu düşündüğü Türkiye’ye önemli roller biçerken üyelik müzakerelerinde enerji başlığının açılmaması ise tam bir paradoks niteliğinde.
Türkiye’nin enerji başlığını açmasının önünde herhangi bir teknik engel yok. Avrupa Birliği Komisyonu da Türkiye’nin bu başlıkta müzakerelere başlamak için yeterli düzeyde hazır olduğunu düşünüyor. Hatta başlığın açılması doğrultusundaki önerisini de Avrupa Birliği Konseyi’ne 2007’de iletti.
Üye ülkelerden oluşan Konsey ise sekiz yıldır başlığın açılması için gerekli olan oybirliğini sağlayamadı. Oybirliğinin sağlanamamasının nedeni ise Kıbrıs’ın tek taraflı olarak siyasi gerekçelerle bu başlığın açılmasını veto etmesi.