Amerikan Türk Konseyi (ATC) ve Türk Amerikan İş Konseyi’nin (TEİK) bu yıl 37.’si düzenlenen konferansına Türkiye ve Amerika arasında yaşanan S-400 ve F-35 restleşmesi damga vurdu. ATC Yönetim Kurulu Başkanı olan Obama döneminin eski ulusal güvenlik danışmanı James Jones S-400 sorunun daha önce çözülememesinden ve işin bu noktaya gelmesinden üzüntü duyduğunu söyledi. Türk-Amerikan ilişkilerinde gelinen noktanın en büyük sonucunun Kongre’de oluşan hava olduğunu vurguladı.
Emekli Orgeneral James Jones, Amerikan Türk Konseyi toplantısının bitiminde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 füze savunma sistemi konusunda “Bu aşamaya nasıl gelindiğinin artık bir önemi yok. Önemli olan bu noktadan sonra sorunun hükümetler düzeyinde çözüm beklemesi. Bu mesele bunun gibi bir konferansla çözülebilecek bir şey değil” şeklinde konuştu.
“İlişkilerde gelinen noktanın en önemli sonucu Kongre’deki hava”
James Jones, ABD Kongresi’nde her iki partinin üzerinde uzlaştığı nadir konulardan birinin Rusya olduğunun altını çizdi. Türk-Amerikan ilişkilerinde gelinen noktanın en önemli sonucunun Kongre’deki hava olduğu mesajını verdi.
Kongre’nin Türk-Amerikan ilişkileri açısından önemine dikkat çeken Jones Türkiye’nin sadece S-400 değil Venezuela politikasını da gündeme getirdi. Jones, “Her iki taraf da değişmek zorunda. Müttefik bir ülkenin Venezuela konusunda da Rusya ve Çin’in yanında yer almasını anlayamıyoruz” ifadelerini kullandı.
Amerikan Türk Konseyi toplantısı kapsamında ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Joseph Dunford'la yapılan basına kapalı bir oturumu yöneten James Jones, ABD Genelkurmay Başkanı’nın S-400 konusundaki endişesinin bu sistemle F-35’in birbirine yakın şekilde yerleştirilmesinin büyük bir risk barındırdığı görüşünde olduğunu belirtti.
“Taraflar ‘ya benim dediğim olur ya da çeker gidersin’ diyemez”
Türkiye ile S-400 konusunun daha önce çözülememesinden üzüntü duyduğunu belirten James Jones Türk ve Amerikalı yetkililerin “Ya benim dediğim olur ya da çeker gidersin” gibi bir yaklaşım içinde olmaması gerektiğinin altını çizdi. İki tarafın sorunların çözümü için çalışma grubu oluşturmaları önerisinde bulundu.
Jones Türkiye’de Amerika konusunda kamuoyundaki görüşlerin kaygı verici olduğunu da söyledi.
“Obama döneminde güvenli bölge oluşturulmaması hataydı”
Amerikan Türk Konseyi toplantısında gündeme gelen bir diğer konu başlığı da Amerika’nın Suriye’de Türkiye’nin terör örgütü olarak gördüğü YPG’ye verdiği destekti.
Amerika’nın Suriye özel temsilcisi James Jeffrey toplantıda yaptığı konuşmada Türkiye’nin güvenlik kaygılarına dikkat çekmiş, Suriye’de güvenli bölge oluşturulmasıyla ilgili olarak Türkiye ile görüşmelerin devam ettiğini söylemişti.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da aynı günki açıklamasında, Suriye’de oluştrulacak güvenli bölgenin Türkiye’nin güvenlik kaygılarını gidermesi ve güvenli bölgede Türk askerinin de varlık göstermesi gerektiğinin altını çizmişti.
Bazı kaynaklara göre, Amerika YPG’yi Suriye’de oluşturulacak güvenli bölgeye Türk askerinin girmesi konusunda iknaya çalışıyor. Amerika’nın Suriye özel temsilcisi James Jeffrey’nin de önümüzdeki günlerde Suriye’ye giderek temaslarda bulunması bekleniyor.
Amerika ve Türkiye arasında Suriye’de güvenli bölge oluşturulmasına ilişkin görüşmeleri değerlendiren James Jones Amerika’nın Türkiye’nin güvenlik kaygılarını gidermeye çalıştığına dikkat çekerek, Suriye ve YPG sorununa Obama döneminin Suriye politikasına ve o dönem Türkiye’den gelen güvenli bölge önerisine atıfta bulunup genel bir çerçeve çizerek yanıt verdi.
Jones, Obama döneminin Suriye kapsamında kimyasal silahların kullanımını kırmızı çizgi olarak niteleyen ancak müdahaleden uzak duran politikasına atıfta bulundu. “Kırmızı çizginin ihlalinin ardından Suriye’de güvenli bölge oluşturulsaydı o zaman mülteci akını da önlenmiş olurdu. Irak’ın kuzeyinde bu yöntem işe yaramıştı. Kırmızı çizgi ihlal edildikten sonra bunu yapmamak stratejik bir hata oldu” dedi.