Rusya, İran ve Türkiye’nin garantörlüğünde Kazakistan’ın başkenti Astana’da yapılan Suriye görüşmelerinde ateşkesin devamı, sivillerin korunması, siyasi sürecin desteklenmesi üzerinde uzlaşıldı; IŞİD ve El Nusra’nın terör örgütü olduğu teyit edildi.
Bu arada Çarşamba günü Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un 27 Ocak’ta Suriyeli muhaliflerle Moskova’da biraraya geleceği de açıklandı.
Astana’dan en fazla rahatsız olan örgüt hiç şüphesiz Nusra. El Kaide geleneğinden gelen ve bugünlerde Şam Fetih Cephesi adını kullanan örgüt, son iki gündür Suriye’nin kuzeyindeki diğer muhaliflere yönelik saldırılarını arttırmış görünüyor.
Örgüt dün Astana’daki görüşmelere katılmayan Mücahitler Ordusu ve görüşmelere katılan Şamlılar Cephesi’nin elinde bulunan bazı mevkileri ani saldırılarla ele geçirdi.
Tarık Cevizci: Nusra’nın vurduğu muhalif gruplar Ahrar’a katılabilir
Suriye Milli Türkmen Partisi Başkan Yardımcısı Tarık Sulo Cevizci, Astana görüşmelerinin Suriye’de Esat güçlerine karşı savaşan unsurlar arasında çelişkileri arttırmasının kaçınılmaz olduğunu ifade etti.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan Cevizci, “Sahada Nusra, diğer küçük radikal gruplara saldırı başlattı. Çünkü Ruslar ve Amerikalılar kendilerini (Nusra’yı) vuruyor. Ve o (radikal) gruplar Astana’da masada oturup Nusra’nın terörist olduğunu kabul ettiler. Ahrar üş Şam’ı dışarıda bırakırsak diğer muhalif gruplar Nusra’nın saldırılarına karşılık veremez. Bence o gruplar bir süre sonra Ahrar’a katılır çünkü Ahrar onlar için güvenli liman. O yüzden ben bir süre sonra daha küçük radikal silahlı grupların İdlib’te gayet güçlü olan Ahrar üş Şam’a katılacağını düşünüyorum” dedi.
“Ahrar içinde Nusra’ya sıcak bakan gruplar var”
Suriye Milli Türkmen Partisi Başkan Yardımcısı, birçok selefi örgüt gibi radikal görüşe sahip ama diğer örgütlere kıyasla tamamen yerli olan Ahrar üş Şam’ın da önemli bir eşikte olduğu görüşünde.
“Astana görüşmelerine katılmayan Ahrar bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Cenevre görüşmelerine katılmayı reddederse Türkiye’nin desteğine rağmen IŞİD ve Nusra gibi terör örgütü olarak gösterilme riskiyle karşı karşıya. Bunun dışında Ahrar içinde bazı radikal grupların Nusra’ya sıcak baktığı biliniyor. Türkiye ise küçük grupların Ahrar altında toplanmasını teşvik edecektir. Bu grupların kendisine saygı gösteren Ahrar sayesinde ehlileştirebileceğini düşünüyor. Ancak unutmamak gerekir ki Ahrar üş Şam tamamen yerli de olsa bugüne kadar Nusra’nın kökeni E Kaide ile hiçbir bağ kurmamış da olsa aynı damardan beslenen bir örgüt.”
Ahrar, Nusra’ya karşı seferberlik ilan etti
Şam Fetih Cephesi’nin (ŞFC) saldırılarının engellenmesi için bağımsız komisyon kurulmasını öneren ve birçok grubun desteğini alan Ahrar üş Şam, Türkçe Twitter hesabından yayınlanan açıklamada ŞFC’nin bu kurulu tanımamasına tepki gösterirken bölge halkına da çağrı yaptı.
Ahrar açıklamasında “Şam Fetih Cephesi, Müslümanlar’ın kanını ve malını helal görüp, delili olmadan Müslümanlar’ın birliğine zarar veren suça bulaşmaya çalışmaktadır. Tüm grupları ve ŞFC’yi şeriat hükmüne uymaya ve bağımsız komisyon hükmüne kabule davet ediyoruz. Adaleti ikame etmek için bu komisyonun kılıcı olacağız. Ayrıca halkımızı haddini aşanlara karşı baskı oluşturmak için saldırı yapacak konvoyları engellemek için meydanlara davet ediyoruz” denildi.
Bu açıklamanın ardından Ahrar üş Şam’ın komutanlarından Ebu Ammar sesli mesajında bedeli ne olursa olsun saldırıları durdurmak için seferberlik ilan ettiğini duyurdu.
Bu açıklamadan sonra örgüt, Batı Halep’te faaliyet gösteren Suvvar El Şam (Şam Devrimcileri) taburunun kendilerine katıldığını açıkladı.
Dursunoğlu: “Nusra, İdlib’te diğer grupların canına okuyor”
Suriye iç savaşının en başından beri süreci en yakından izleyen Yakındoğu Haber internet sitesi genel yayın yönetmeni Alptekin Dursunoğlu, Esat karşıtı cephedeki bu yeni biçimlenmenin sürpriz olmadığını belirtiyor.
Dursunoğlu, “Nusra, İdlib’te diğer grupların canına okuyor. Çünkü Amerikan uçakları Nusra’yı vuruyor. Birçok Nusra lideri son dönemde öldürtüldü. Astana’da Nusra’nın terörist grup olduğu bir kez daha teyit edildi. Üstelik ‘ılımlı muhalefet’ denen yapı siyasi sürece yönlendiriliyor. ABD ve Rusya’nın bu tutumları bu yapılardaki iç çelişkileri arttırıyor,” diyor.
Alptekin Dursunoğlu: “Çözüm merkezi Cenevre, Türkiye bu işten sıyrılmaya çalışıyor”
Dursunoğlu, Astana görüşmelerini kritik bir dönüm noktası olarak görse bile o da Tarık Sulo gibi asıl adres olarak Cenevre görüşmelerini gösteriyor.
“Astana hiç şüphesiz önemliydi ama Amerika Birleşik Devletleri’nin olmadığı yerde çözüm çıkmasını beklemek doğru olmazdı. Çözüm merkezi Cenevre olacak. Peki, şu anda değişen ne? Değişen Türkiye’nin pozisyonu. Suriye meselesinin asıl vurduğu ülke Türkiye. Bir kere dokuz yüz küsur kilometre sınırı var. 3 milyon mülteci Türkiye’de bulunuyor. Suriye’ye silah ve bugün terörist denen grupların büyük çoğunluğu bir şekilde buradan gitmiş. O gidenlerin yarın satılmış duygusuyla Türkiye’ye saldırmaları da mümkün. Suriye’de Esat karşıtı ülkeler Suudi Arabistan, Katar, ABD elini yıkar çıkar. Ne kaybederler? En fazla kaybedecekleri şey para. Ama Türkiye’nin kaybedecek çok şeyi var. Bu nedenle bu işten sıyrılmaya çalışıyor,” diyor.