Wall Street Journal, 12 Eylül’deki referandumun, Başbakan Erdoğan hakkında bir referanduma dönüştüğünü yazıyor. Haberde, siyasi geçmişine geniş yer verilen Erdoğan’ın büyük bir değişim geçirdiği vurgulanıyor:
“Erdoğan ve liderliğini yaptığı İslami eğilimli AK Parti’nin iktidara gelmesinden sekiz yıl sonra, bu dindar, sert konuşan ve karizmatik liderin neye inandığı ve ülkeyi nereye götürdüğü konusundaki tartışmalar hala canlılığını koruyor. Erdoğan, 1970’lerde siyasete atıldığıunda her açıdan tam bir siyasi İslamcı idi. Ancak daha sonra laik bir temele dayanan ve 2005 yılında AB ile üyelik müzakerelerini başlatan AKP’yi kurarak liberal demokrasiyi benimsemeye başladı. 12 Eylül referandumu ise, Türk halkının başbakan ve AKP’nin Türkiye’yi daha açık ve Batı tarzı bir demokrasi yönünde ilerleteceğine güvenip güvenmedikleri konusunda bir sınava dönüştü. Pazar günü yapılacak referandumun büyük bir çekişmeye sahne olması bekleniyor. Kamuoyu yoklamalarının büyük bir kısmı, Anayasa değişikliklerinin % 50’nin biraz üstünde bir oyla kabul edileceğini gösteriyor.”
Washington Post Amerika’da yaklaşan seçimler nedeniyle ekonomiyi düzeltmek için partilerüstü bir politikanın imkansızlaştığını belirtiyor. Gazete, Obama’nın ekonomiyi kurtarma planını da seçim atmosferinin bir ürünü olarak görüyor:
“Obama’nın önerileri kısa vadede ekonomi için faydalı olsa da, uzun vadede Amerikan ekonomisinin ihtiyaç duyduğu yeniden yapılanmayı sağlayacak düzeyde değil. Ancak zaten Cumhuriyetçilerin bu önerileri uygulama konusunda Demokratlara destek verme niyeti varsa bile, bu niyetlerini seçimden önce uygulamaya geçirme ihtimalleri de çok zayıf. Cumhuriyetçiler, siyasi gerekçelerle vergi artışına yol açacağını düşündükleri her öneriye karşı çıkıyorlar ve halkın ekonomideki gidişata yönelik tepkisini artırmaya çalışıyorlar. Belki bir gün her iki parti de Amerika’nın ekonomik sorunlarının çözümü için ciddi önerilerde bulunabilir. Ancak bunun, seçim kampanyası boyunca olmayacağı ortada.”
New York Times seçim öncesinde Obama’nın açıktan Cumhuriyetçileri hedef almasını doğru buluyor. Gazete, Demokratların Kongre’de çoğunluğu kaybetmesi halinde Obama’nın işinin daha da zorlaşacağını savunuyor;
“Obama’nın son konuşmaları, başkanın seçim öncesinde Demokratları harekete geçirmeye yönelik ciddi bir çabası olarak görülmelidir. Umarız, Demokrat Parti’nin Kongre’deki yöneticileri de Cumhuriyetçilerle başabaş bir yarış çıkartmak konusunda aynı istek ve netlikle çalışır. Obama uzun bir süredir gelişmeleri kenardan izliyordu ve Kongre’deki Demokratların büyük bir kısmı ise açıkça bir mücadeleden kaçınıyordu. Şimdi Obama’nın yeniden mücadeleye girdiğini görmek bizi memnun ediyor.”
Los Angeles Times radikal bir Hristiyan grubun Kuran yakma girişimini eleştiriyor. Gazete, Kuran yakma eylemi ile New York'ta, 11 Eylül saldırılarında yıkılan Dünya Ticaret Merkezi ikiz kulelerinin bulunduğu yerin yakınında İslam Merkezi kurma planlarını kıyaslayanlara da karşı çıkıyor;
“Yanlış bir biçimde Sıfır Noktası Camii olarak adlandırılan projeye karşı çıkanlar, hem bu İslam Merkezi projesinden hem de Kuran yakma eyleminden vazgeçilmesini istiyorlar. Oysa, bu iki proje arasında ciddi farklar var. Kuran yakmayı planlayan Florida’daki kilise, bütün bir dine karşı nefreti savunuyor. İslam Merkezi ise dinlerarası hoşgörüyü artırmayı amaçladığını söylüyor. Ve hiç kimse bu merkezin kurulmasının Amerikan askerlerine yönelik şiddet eylemlerini artıracağını öne sürmüyor. Tam tersine, Dünya Ticaret Merkezi yakınındaki bu merkezin kurulmasına karşı çıkanlar, teröristlerin Amerika’nın İslam’a savaş açtığı tezine destek vermiş oluyorlar.”