New York Times İsrail ile Filistin arasındaki doğrudan görüşmelerin tarafların ciddiyetini de ortaya koyacağı uyarısında bulunuyor. Gazete, başkan Obama’ya da büyük bir görev düştüğü görüşüne yer veriyor;
“Obama, Beyaz Saray’da vereceği bir yemekle barış görüşmelerini başlatacak. Yemeğe, Netanyahu ve Abbas’ın yanı sıra, İsrail’le barış yapmış olan Mısır ve Ürdün liderleri de katılacak. Ortadoğu barışını destekleyen Birleşmiş Milletler, Amerika, Avrupa Birliği ve Rusya’nın oluşturduğu dörtlüyü, eski İngiltere başbakanı Tony Blair temsil edecek. Bütün bunlar törene sembolik bir önem kazandıracak. Ancak Obama’nın görevi bununla sınırlı olmamalıdır. Obama, yemekteki misafirlerinin yanı sıra Suudi Arabistan ve Türkiye’nin liderleri de dâhil olmak üzere, herkesi barış sürecine destek vermesi için zorlamalıdır. Geçmişteki barış çabalarının başarısızlığı düşünüldüğünde, bu görüşmelere ilişkin karamsarlık anlaşılabilir bir şeydir. Ancak bu, liderlerin ciddi bir çaba harcamaması için mazeret olamaz ve Obama onları buna zorlayarak doğru bir iş yapıyor.”
Los Angeles Times Ortadoğu barış görüşmelerine yönelik beklentilerin yüksek olmadığına dikkat çekiyor. Ancak gazete yine de İsrail ve Filistin liderlerinin masaya oturmayı kabul etmesini önemli buluyor;
“Kimse, Ortadoğu’da barışın kolay olacağına dair bir hayale kapılmıyor. Taraflar, görüşülecek konuları biliyorlar; Filistin devletinin sınırları, Kudüs’ün geleceği, Yahudi yerleşimlerinin ve Filistinli mültecilerin durumu… Bir anlaşmanın genel hatları da biliniyor. Obama’yı bekleyen en önemli görev, hem egemen bir Filistin devletinin kurulmasını hem de İsrail’in güvenliğini sağlayacak ve muhalifleri de sürece katacak bir anlaşmaya varılması için, tarafları gereken tavizleri vermeye ikna etmektir. Bunun bir yıl içinde başarılıp başarılamayacağı tartışmalı olsa da kesin olan bir şey var; konuşmak, konuşmamaktan daha iyidir. Çünkü Ortadoğu’da bunun alternatifi savaştır.”
Washington Post Irak’taki Amerikan muharip birliklerinin çekilmesine rağmen Amerika’nın Irak’taki görevinin bitmediğini vurguluyor. Gazete, Amerika’nın Irak halkına verdiği desteği sürdürmesi gerektiğini savunuyor;
“Başkan Obama’nın Salı akşamı yapacağı konuşmada ele alacağı Amerika’nın Irak’taki muharebe operasyonlarının resmen sona ermesi önemli bir dönüm noktasıdır. Ancak bu, Amerika’nın Irak’a müdahalesinin ve bu ülkedeki stratejik çıkarlarının sona ermesi anlamına gelmez. Obama’nın da bunu net bir şekilde ifade etmesini umuyoruz. Irak’taki bütün Amerikan askerlerinin gelecek yılın sonunda çekilmesi planlanıyor. Fakat Obama’nın, Irak hükümetinden talep gelmesi durumunda, güvenlik konusundaki işbirliğini uzatmayı değerlendireceğini net bir şekilde ortaya koymalıdır. Kongre de, bu ülkeye yönelik yardımların azaltılmasının, Irak’ın geleceğine yapılan muazzam yatırımı gereksiz yere riske atacağının farkına varmalıdır.”
Christian Science Monitor bu hafta dış politikanın öne çıkacağını belirtiyor. Obama’nın Irak ve Afganistan savaşları konusunda konuşacağını kaydeden gazete, İsrail-Filistin görüşmelerinin de başlayacağını yazıyor;
“Bir savaş döneminde, kamuoyu savaşın yol açtığı can ve mal kaybıyla ilgilenir. Böyle bir dönemde halkın yaklaşımı, başkanın bakış açısından farklıdır. Ağustos ayında yapılan bir kamuoyu yoklaması her on Amerikalıdan altısının Afganistan Savaşı’na karşı olduğunu gösteriyor. Obama’nın hünerini göstermesi gereken en önemli görev, teröre karşı savaşta Amerikan halkının desteğini almaktır. Ortadoğu barış görüşmelerinde ise, bu desteğin bizzat tarafların kendisinden gelmesi gerekiyor.”