Los Angeles Times yazarı Doyle McManus, Brezilya ile Türkiye’nin İran’la imzaladığı uranyum takası anlaşmasını yetersiz buluyor. Ancak yazar, bu anlaşmanın yeni gelişmelere kapı aralayabileceğini vurguluyor;
“Obama yönetiminin atacağı ilk adım, yaptırımların sertleştirilmesi amacıyla zorlukla kurduğu ve Rusya ile Çin’in de dahil olduğu koalisyonu sağlamlaştırmak olmalıdır. Ancak yönetimin atacağı ikinci adım, İran’ın elindeki uranyumun büyük bir kısmını Türkiye’ye göndermesini öngören anlaşmayı onaylamak olabilir. Tabii bunun için söz konusu anlaşmanın, İran’ın uranyum zenginleştirme programını denetlenebilir bir biçimde yavaşlatacak ölçüde güçlendirilmesi gerekir. İran, Amerika’dan gelen bir öneriyi reddedebilir ama Türkiye ve Brezilya tarafından desteklenen bir öneri daha makbul bulunabilir. Elbette böyle bir uzlaşma için henüz çok erken. Ama bu, daha risksiz ve denemeye değer bir yöntemdir.”
New York Times yıllarca Avrupa’nın lokomotifliğini yapan Almanya’da milliyetçiliğin yükselişe geçtiğini yazıyor. Gazete, bu anlayışın Almanya’ya da zarar vereceğini belirtiyor;
“Avrupa’nın geçmişteki ekonomik başarıları Almanya’nın hanesine yazılırken bugünkü krizin sorumluluğu da Almanya dışındaki ülkelere yükleniyor. Bu düşünce hem gerçekçi değil hem de bir fayda sağlamıyor. Buna rağmen Alman politikacılar ve köşe yazarları bu zararlı düşünceyi beslemeye devam ediyorlar. Şimdi ağır borç yükü altındaki Avrupa ülkeleri vergileri artırırken, tasarruf önlemlerini de devreye sokuyor. Bunlar gerekli önlemler. Ancak Almanya kendi teşvik planını hayata geçirmedikçe, bu önlemler bütün kıtada bir durgunluğa yol açabilir. Ancak Almanya daha fazla harcama yapmak yerine yeni tasarruf önlemlerine hazırlanıyor. Oysa Almanya’nın kemer sıkması hem Avrupa ekonomisinin düzelmesine hem de Almanya’nın kendi refahına darbe vuracaktır.”
USA Today Fransa, Belçika, İsviçre ve Hollanda gibi Avrupa ülkelerinin burka ve peçeyi yasaklama çabalarını eleştiriyor. Gazete, bu tür bir yasağın aşırı unsurların ekmeğine yağ süreceğini savunuyor;
“Avrupa’da, Amerika’dakinin beş katı Müslüman yaşıyor ve Amerika’da olduğu gibi göçmenleri asimile etme becerisi olmadığı için Avrupalı Müslümanlar genellikle kendi dünyalarında ve ekonomik olarak zor durumda yaşıyorlar. Gençleri çoğu işsiz, huzursuz ve öfkeli… 11 Eylül saldırılarını planlayanlardan Zekeriya Musavi ve Hollandalı film yapımcısı Theo Van Gogh’u öldüren Muhammed Bouyeri bu gençler arasından çıktı. Müslümanların barışçıl bir dini pratiklerini yasaklamak, İslam ile Batı arasında bir savaş olduğunu öne sürerek benzer eylemler gerçekleştirecek kadrolar yetiştirmeye çalışan radikal mollaların eline gereksiz bir silah vermek olacaktır. Kadınlara ne giyebileceklerini dikte etmek adaletsiz bir yaklaşımdır. Ve bu yaklaşım kesinlikle ters tepecektir.”
Christian Science Monitor başkan Obama’nın Meksika sınırına gönderdiği 1200 kişilik takviye birliği yetersiz buluyor. Gazete, Obama’nın bu kararını siyasi bir manevra olarak değerlendiriyor;
“Sınır güvenliğinin sağlanması, kamuoyu yoklamalarında da halkın desteğini alan bir ulusal güvenlik sorunudur. Ancak bunu yapmak, Latin kökenli seçmenlerin desteğini almaya çalışan Obama’nın siyasi hesaplarına uymuyor Gerekli sayıdan çok daha küçük bir Ulusal Muhafız birliğini sınıra göndermesinin gerekçesi de budur. Yönetim, sınır eyaletlerinin yardım taleplerini duymazdan gelmeye devam ediyor. Oysa Obama’nın Latin seçmenlerin desteğini kazanmak için onların etnik kökenine değil yurtseverliğine seslenmesi gerekiyor. Bu yurtseverlik anlayışı yasalara saygıyı ve Amerika’nın güvenliğini ön plana çıkartmayı gerektirir.”