Erişilebilirlik

27 Ekim Amerikan Basınından Özetler


Wall Street Journal Türkiye’nin füze savunma sistemi konusunda zor bir tercihle karşı karşıya kaldığını yazıyor. Haberde, Türkiye’nin NATO ile İran arasında kaldığı belirtiliyor:

“Füze savunma sistemi, NATO üyelerinin büyük bir kısmı için, İran’ın potansiyel füze tehdidine karşı bir sigorta niteliği taşıyor. Ancak Obama yönetiminin bu planı Türkiye açısından NATO ile İran arasında bir tercih yapmayı zorunlu kılan büyük bir diplomatik sorun anlamına geliyor. Bu aynı zamanda Türkiye’nin çıkarlarının nerede yattığı konusunda ülke içinde de sert bir tartışmayı tetikliyor. Son günlerde, Türkiye’nin dindar muhafazakâr ve hükümet yanlısı medyası, İran’a karşı NATO’dan yana tavır almanın bağımsız bir dış politika oluşturma çabasına son vereceğini ve Ankara’nın Ortadoğu’daki itibarına darbe vuracağını yazıyor. NATO’nun füze savunma sistemi, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Türkiye’nin hiçbir komşusu tarafından tehdit edilmediği yönündeki açıklamalarına da ters düşecek.”

New York Times Columbia Üniversitesi Dünya Enstitüsü Müdürü Jeffrey Sachs’ın Akdeniz İklim Değişikliği İnisiyatifi ile ilgili bir değerlendirmesine yer veriyor. Sachs, küresel ısınmaya karşı Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan yakınlaşmayı diğer ülkelere de örnek gösteriyor:

“Türk ve Yunan liderler açısından, kendi vatandaşlarının dikkatini ekonomik sıkıntılar dışında bir yere yöneltmek için eski gerginlikleri canlandırmak çok kolay olurdu. Ancak Papandreu ve Erdoğan, bunun tam tersini yapıyorlar. Konferansa katılan herkes, Papandreu ile Erdoğan’ın gün boyunca, ekonominin düzelmesinden enerji güvenliğine, çevre sorunlarından göçe kadar bir dizi konuda yapıcı bir biçimde sorunları çözmeye çalışmalarını izlerken, tarihe tanıklık ettikleri duygusuna kapıldı. Eğer Akdeniz’deki bu yeni işbirliği olumlu sonuçlar verirse, uygarlığın bu eski yuvası, 21. Yüzyıl'da da yenilenme ve yaşamı sürdürme konusunda küresel bir ders vermiş olacak.”

Christian Science Monitor ara seçim sürecinde Amerikan politikasındaki kutuplaşmanın daha da arttığında dikkat çekiyor. Gazete, seçimin ardından partiler üstü bir uzlaşmanın gerekli olacağı uyarısında bulunuyor:

“Eğer iki taraf da ortak bir zeminde buluşmayı istiyorsa, medeni biçimde iletişim kurmaları gerekiyor. Peki, ama bunu sağlamak kimin işi olmalıdır? Eğer ortak bir zemin bulmak herkesin görevi ise, bu kolaylıkla kimsenin üstlenmediği bir göreve dönüşebilir. İster gazeteci, ister politikacı, ister ateşli bir seçmen olun, kızıp tepki göstermek, sorunları çözmek için gereken sabırlı ve özdenetimli bir çabadan hem daha kolay hem de daha zevklidir. Ancak diğer yandan, uzlaşma dışında bir alternatif de yok… Hepimiz vatandaşlar olarak, siyasi bir kavga yerine uzlaşma olanaklarını öne çıkartan bir yaklaşım içinde olmalıyız.”

Los Angeles Times dini inançlara hakareti kınayan bir tasarının Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda oylanacağını kaydediyor. Gazete, bu tasarının kabul edilmesinin olumsuz sonuçlar doğuracağını savunuyor:

“Freedom House adlı insan hakları örgütünün açıkladığı yeni bir rapor, dini değerlere hakareti suç sayma politikalarının, nasıl ifade özgürlüğünü ve inanç özgürlüğünü kısıtlamak için kullanıldığını ve insan hakları ihlallerine yol açtığını gösteriyor. Freedom House, Cezayir, Mısır, Yunanistan, Endonezya, Malezya, Pakistan ve Polonya’daki dini değerlere hakareti yasaklayan kanunların uygulanmasını araştırdı. Bazı ülkeler, bu yasaları diğerlerine kıyasla daha sert biçimde uyguluyor. Hapis cezasından idama kadar değişen yaptırımlar uygulanıyor. Ancak Freedom House, araştırma yaptığı her ülkede insan haklarının ihlal edildiğini saptadı. Birleşmiş Milletler, bu tür kanunları desteklemek yerine onların kaldırılması için çalışmalıdır.”

XS
SM
MD
LG