Washington Post Rusya ile imzalanan START antlaşmasının Senato tarafından onaylanması çağrısında bulunuyor. Gazete, Demokratlarla Cumhuriyetçileri, bu konuda uzlaşmaları gerektiğini savunuyor;
“Yeni START antlaşması, her iki ülkenin de nükleer savaş başlığı sayısını % 30 azaltarak 1550’ye indirmesini öngörüyor. Antlaşmanın onaylanması Rusya’nın nükleer silahlarının denetimini de güvence altına alacak. Antlaşma, İran ve benzeri rejimlerin nükleer silah edinmesine karşı başta Rusya olmak üzere önemli ülkeleri ikna etmeye çalışan Amerika’nın inandırıcılığını da artıracak. Antlaşmanın Obama’nın nükleer silahlardan arındırılmış bir dünya hedefini sağlayacağı söylenemez. Ancak, bu antlaşma bazı Cumhuriyetçilerin öne sürdüğü gibi Moskova’ya teslim olmak veya Amerika’nın ulusal güvenliğinden taviz vermek olarak da görülemez. Şimdi Cumhuriyetçiler ile Demokratların birbirlerine güvenmesi gerekiyor. Mevcut ortamda bu çok zor… Ancak START antlaşması bu yıl içinde onaylanabilir ve onaylanmalıdır.”
New York Times küresel ekonomik krizin etkilerinin sürdüğü bir ortamda IMF’nin önemli bir rol üstlendiğini vurguluyor. Gazete, IMF’ye istediği kaynağın aktarılmasını ve IMF’nin yönetiminde reforma gidilmesini istiyor;
“G-20, bir yıl önce IMF’nin kaynaklarını üç kat artırarak 750 milyar dolara çıkartmayı kabul etmişti. Şimdi IMF başkanı Strauss-Kahn250 milyar dolar daha istiyor. Bu, çok yüksek bir miktar, ancak yine de IMF’ye bu kaynak sağlanmalıdır. Ekonomik krizin birkaç saniyede hızla yayılabildiği göz önünde tutulduğunda IMF’nin de atik davranması gerekiyor. Genellikle bir ülke krize düştükten sonra kurtarmaya gelen IMF, şimdi haklı olarak kriz başlamadan önce müdahale etmenin yöntemlerini araştırmaya başladı. IMF’nin görevini yapabilmesi için inandırıcılığı da büyük önem taşıyor. Bu nedenle zengin ülkeler, başta Çin ve Brezilya olmak üzere IMF’nin yönetiminde gelişmekte olan ülkelere daha fazla söz hakkı tanımalıdır. Küresel ekonomik istikrar için, güçlü, inandırıcı ve sağlam finans kaynaklarına sahip bir IMF gereklidir. ”
USA Today 1973’te tükettiği petrolün % 30’unu ithal eden Amerika’nın bugün kullandığı petrolün % 68’ini ithal ettiğini belirtiyor. Gazete, petrole bağımlılığının azaltılması için akaryakıt vergisinin artırılmasını savunuyor;
“Elbette ekonomideki sorunların sürdüğü bir dönemde vergilerin artırılması kötü bir zamanlamadır. Ancak enflasyon da göz önüne alındığında, akaryakıt vergileri son yılların en düşük seviyesinde seyrediyor. Galon başına 50 sent veya bir dolarlık bir artış, ekonomide şok etkisi yaratacağı için doğru olmaz. Akaryakıt vergisinin kademeli olarak, örneğin 48 ay boyunca, ayda bir veya iki penny artırılması ekonomiye verilecek zararı da sınırlandıracaktır. Kademeli bir vergi artışı, akaryakıt fiyatlarının ekonomi, çevre ve ulusal güvenlik açısından oluşturduğu gerçek maliyet düzeyine çıkacağı mesajını da verecektir. Ayrıca, otomobil sahiplerine de alışkanlıklarını değiştirmek için yeterince zaman tanınmış olacaktır.”
Los Angeles Times Guatemala’da kadınlara uygulanan şiddet nedeniyle bu ülkeden gelen kadınlara sığınma hakkı tanıyan yargı kararını eleştiriyor. Gazete, Amerika’nın zor durumdaki her kadına kapılarını açamayacağını savunuyor;
“Birçok kültürde, kadına yönelik şiddet bir suç olarak değil bir hak olarak görülür. Amerika, buna karşı mücadele etmeli ve hayatı en fazla tehlikede olanlara koruma sağlamalıdır. Ancak Amerika’nın risk altındaki bütün kadınlara iltica hakkı tanıması beklenmemelidir. Kadınlara yönelik şiddet sorununun çözülmesi, kurbanların Amerika’ya kabul edilmesinden değil, bu olayların yaşandığı ülkelerdeki kültürel ve yasal eksikliklerin giderilmesinden geçer. Bunun için de Kongre, Dışişleri Bakanlığının ve Uluslararası Kalkınma Ajansı’nın kadınlara yönelik şiddeti öncelikli bir konu haline getiren Kadınlara Yönelik Uluslararası Şiddet kanununu kabul etmelidir.”