Washington Post Rusya’nın 20. yüzyıla özgü yöntemlerle Amerika’da casusluk yapmasını KGB mantığının ürünü olarak görüyor. Gazete bu mantığın Rusya’da egemen olmasını üzücü buluyor;
“KGB’nin mirasçısı olan kurumun, zaten önüne gelen herkesle konuşmaya can atan akademisyenlerin, siyaset yapıcıların ve yönetimle bağlantılı çevrelere sızmak için niçin bu kadar çaba ve para harcıyor? Bunun cevabı, Rus ve Amerikan toplumlarının birbirinden giderek daha farklı hale gelmesinde yatıyor. Eski KGB görevlisi Putin’in liderliği altında Rusya son on yılda kapalı bir toplum haline geldi. Amerika ise tam tersine daha da açık bir toplum oldu. Kremlin, devlet denetimindeki medyada hangi haberlerin çıkacağına kendisi karar verdiği için, aynı şeyin Amerika için de geçerli olduğunu sanıyor. Eğer Amerikalı akademisyenler ve düşünce kuruluşları herkese açıksa, bunun sadece içeriden insanların bildiği gizli bir amacı vardır. Yaşananların en üzücü Rus yöneticilerin Amerika’ya yönelik bu çarpık bakışlarının Rusya’daki gerçekleri yansıtmasıdır.”
Los Angeles Times ise casusluk krizinin Rus-Amerikan ilişkilerine zarar vermemesi gerektiğini savunuyor. Gazete, iki ülkenin ortak çıkarlarının birlikte çalışmayı gerektirdiği uyarısında bulunuyor;
“Beyaz Saray sözcüsü Robert Gibbs, olayın diplomatik bir krizin konusu olmadığını ve kolluk güçlerini ilgilendirdiğini söyledi. Obama ve Medvedev’in de bu skandalı fazla büyütmemek için geçerli nedenleri var. İki ülke artık düşman değil. Küresel ekonominin düze çıkartılması, İran’ın nükleer silah sahibi olmasının önlenmesi, organize suçlarla ve terörizmle mücadele gibi konularda birlikte çalışmaları gerekiyor. Her iki lider de Nisan ayında imzaladıkları Stratejik Silahların Azaltılması Antlaşması’nın Senato’da onaylanmasının gecikmesini istemez. Elbette casusluk girişimlerine karşı tetikte olmak gerekir. Ancak, Rus-Amerikan ilişkilerinde yeni bir düzenlemeye gidilmesine gerek görmüyoruz.”
USA Today Amerika’nın mali disiplin konusunda Avrupa’dan öğrenecekleri olduğunu belirtiyor. Gazete, özellikle İngiltere ve Almanya’nın bütçe açıklarını azaltacak sert önlemler aldığını hatırlatıyor;
“Ani bir borç krizinin pençesine düşen Avrupa, ekonomik gerçeklerle yüzleşmeye başlıyor. Sosyal harcamalarda kesintiye giderken vergileri artırıyor. Amerika’da ise Kongre, bütçe açıklarının nasıl azaltılacağı konusunda araştırma yapacak partiler üstü bir komisyon kurulması konusunda bile anlaşamadı. Sağcı ideologlar ve siyasi fırsatçılar, her türlü vergi artışını önlemeye çalışıyor. Soldaki benzerleri ise, sosyal harcamalarda kesintiye gidilmesine karşı çıkıyor. Ülkenin geleceği için bir uzlaşma sağlanamıyor. Amerika’nın giderek artan bütçe açığı sorununu çözme vaadinde bulunan Obama, bunu belirsiz bir geleceğe erteliyor. Avrupalı liderler ise kaybedecek zamanları olmadığı düşüncesiyle somut adımlar atıyor.”
New York Times Senato’ya, Elena Kagan’ın Anayasa Mahkemesi üyeliğinin onaylanması çağrısında bulunuyor. Gazete, Kagan’ın Senato’daki oturumlar sırasında etkileyici bir performans gösterdiğini yazıyor;
“Hala Kagan’ın kendisi ve düşünceleri hakkında yeterli bilgiye sahip değiliz. Ulusal güvenlik, yürütmenin yetkileri ve şirketlerin giderek artan hakları gibi önemli konulara bakışını öğrenemedik. Muhtemelen de bu konulardaki kararlarla ilgili gerekçelerini okuyuncaya kadar da öğrenemeyeceğiz. Ancak Kagan, akademik çalışmaları, Harvard Hukuk Fakültesi’ndeki dekanlığı ve Clinton dönemindeki danışmanlığı ile etkileyici bir geçmişe sahip. Senato’daki oturumlardan sonra Kagan’ın Anayasa Mahkemesi’ne ciddi bir katkı olacağına dair inancımız arttı.”