Birisi tutuklu, dokuzu tutuksuz, altısı yurtdışında 15 sanıklı Gezi Davası’nın dördüncü duruşması bugün Silivri’deki İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 10 Aralık tarihinde açıkladığı ‘derhal serbest bırakılmalı’ kararına rağmen 30. Ağır Ceza Mahkemesi, AİHM kararının kesinleşip kesinleşmediğine yönelik Adalet Bakanlığı’na yazılan müzekkerenin cevabının beklenmesi yönünde hüküm vererek tahliye talebini reddetti.
Kavala: “Yargının itibarını da zedeleyen bu kararın, bir an evvel düzeltilmesi gerektiğine inanıyorum”
Mahkeme sonrası avukatları aracılığıyla kısa bir açıklama yayınlayan Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala, kararı şaşırtıcı bulduğunu ve tutukluluk halinin sürmesinin yargıdaki hukuksuzlukların anlaşılmasına katkıda bulunacağını söyledi.
Kavala, “Bugün görülen duruşmada, AİHM’in derhal serbest bırakılmam yönündeki kararına ve dinlenen tanıkların, benimle Gezi eylemleri arasında herhangi bir ilişki kurmamış olmalarına rağmen, mahkeme heyetinin tutuklama kararını sürdürmesi benim için çok şaşırtıcı oldu. Yargının itibarını da zedeleyen bu kararın, bir an evvel düzeltilmesi gerektiğine inanıyorum. Tutukluluk halimin sürmesinin, yargıdaki hukuksuzlukların ve bunların kaynaklarının daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunacağını ümit ediyorum. Duruşmaya katılanlara çok teşekkür ederim. Bu benim için büyük bir moral kaynağı oldu” dedi.
Duruşma 28 Ocak’a ertelendi
Mahkeme, ikinci duruşmada hakkında dinleme kararı verilmesine rağmen bugünkü duruşmada da yer almayan Murat Pabuç adlı tanığın -savunma avukatı İlkan Koyuncu’nun “Biz de soru sormak istiyoruz, duruşmada ifade vermeli” talebine rağmen- “Can güvenliğim yok, o yüzden duruşmada hazır bulunanlar olmadan ifade vermek istemiyorum” yazılı dilekçesini dikkate alarak Çarşamba günü avukatsız yapılacak duruşmada dinlenmesine hükmetti.
Beşinci duruşma, 28 Ocak 2020’de yapılacak.
AP üyesi Lagodinsky: “AİHM kararına saygı duyulacağını umuyordum, karar tam bir hayal kırıklığı oldu”
Duruşmayı izleyen Avrupa Parlamentosu Avrupa Birliği-Türkiye Delegasyonu Başkanı Sergey Lagodinsky, mahkemenin kararının kendisinde hayal kırıklığı yarattığını söyledi.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Lagodinsky, “Ben Türkiye’deki yargı sisteminin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin vermiş olduğu karara saygı göstereceğini umuyordum. Mahkeme kararında Osman Kavala’nın derhal salıverilmesi gerektiğini belirtiyordu. Duruşmada geçirdiğim bugün dinlediğim tanıklar, Gezi protestolarından bahsederken Osman Kavala’nın ismini zikretmediler bile. Onu görmemişler, rolü hakkında hiçbir bilgiye sahip değiller. Beklentilerimin de ötesinde bugünkü yargılamada Osman Kavala’ya yönelik suçlamalar hakkında ne bir kanıt ne bir tanık vardı. İşte bu nedenlerle tam bir hayal kırıklığı olduğunu düşünüyorum” dedi.
AF Örgütü Temsilcisi: “Bu karar ülke üzerinde büyük bir leke”
Duruşmayı ulusal ve uluslararası hak örgütlerinden çok sayıda temsilci takip etti. İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Türkiye Temsilcisi Emma Sinclair, Hafıza Merkezi Direktörü Murat Çelikkan, Uluslararası Hukukçular Komisyonu'ndan Karinna Moskalenko gibi duruşmayı takip eden Uluslararası Af Örgütü Türkiye Kampanyalar Direktörü Milena Buyum, mahkemenin kararının AİHM’in kararını doğruladığını söyledi.
VOA Türkçe’ye konuşan Buyum, “Olması gereken Osman Kavala’nın tahliye edilmesiydi. Önceki üç duruşmada da aynı durum vardı. Osman Kavala hukuksuz bir şekilde bu cezaevinde tutuklu bulunuyor. Gerçekten sona erdirilmesi gerekiyor bunun. Bu ülke üzerinde büyük bir leke, hukuk sistemine, hukuka saygı açısından baktığımızda çok sorunlu bir durum. Bunu AİHM de tescilledi diyebiliriz. Tam iki hafta önce verdikleri kararda onun derhal tahliye edilmesini talep etti mahkeme. Bugün o kararın ne kadar haklı bir karar olduğunu, kararın gerekçelerinin burada mevcut olduğunu gördük. Mahkeme maalesef Osman Kavala’nın haklarının ihlalinin devamına karar vererek AİHM kararının haklılığını bir kez daha bize ispatlamış oldu” diye konuştu.
CHP’li Şeker: “Saray’ın kararının AİHM kararının üzerinde olduğunu bir kere daha gördük”
Duruşmayı HDP’li milletvekilleri Garo Paylan, Ahmet Şık, Oya Ersoy ve CHP’li milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Utku Çakırözer, Sera Kadıgil’le birlikte takip eden CHP İstanbul milletvekili Ali Şeker, savunmanın 80 sayfalık AİHM kararının tercümesini sunmasına ve tanık ifadelerinin hiçbir sanığı suçlamamasına rağmen mahkemenin tahliye kararı vermediğine dikkat çekti.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Şeker, “AİHM’in çevrilmiş noter onaylı kararının mahkemeye sunulmasına rağmen bugün bir tahliye kararı verilmedi. Saray’ın kararının AİHM kararının üzerinde olduğunu bir kere daha gördük. Daha önce beraat edilmiş bir davanın tekrardan açılması hukuk tarihine utanç olarak geçti. 784 gündür tutuklu olan Osman Kavala’nın tutukluluğu devam ediyor. Bu Türkiye’nin siciline utanç olarak geçen bir dava olarak kalacak. Tanık beyanlarında organizasyona dair hiçbir bulgu, bilgi olmadığı bu işi yürüten polisler tarafından ifade edildi. Diğer suçlanan kişilerle ilgili de en ufak bir şiddetten bahsedilmedi. Kavala’nın yönetici vasfıyla bu eylemleri yönlendirmeği açık bir şekilde ifade edilmesine rağmen bugün bu tahliye kararı çıkmadı” dedi.
Duruşmada neler oldu?
Duruşmada iddia makamının iki tanığı, dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü Ekipler Amiri Ercan Aydın ve aynı şubede görev yapan Hasan Gül ifade verdi.
FETÖ soruşturmasıyla meslekten ihraç edilen Aydın, “Gezi’de müdahaleler sert oluyordu. Günde üç dört saat uyuyarak görev yapıyorduk. Gezi o dönem maksadını aşmış bir gösteri, bir terör eylemiydi. Onlar Twitter üzerinden sosyal medyada haberleşiyorlardı. Merkezde bir masa vardı, bunları takip ediyordu ve bize bilgi veriliyordu. Osman Kavala, bu işin neresinde bilmiyorum” dedi.
Hasan Gül: “Şiddet olaylarında Kavala’yı görmedim”
Avukat İlkan Koyuncu’nun “Osman Kavala’yı bu olaylar sırasında gördünüz mü?” şeklindeki soruya “Osman Kavala’yı ilk kez burada gördüm, şiddet eylemleri sırasında görmedim” yanıtını verdi.
Dönemim Güvenlik Şube Müdür Yardımcısı Hasan Gül ise “Kavala ismini kamuoyundan bilirim. Hangi kitlesel kalabalıkta olduğunu hatırlamıyorum. Şiddet olaylarında görmedim. Sanıklardan Avukat Can Atalay’ı o dönemlerde müzakere ruhuna uygun şekilde müzakere ediyordu. Berkin Elvan cenazesinin sorunsuz bitmesinde de rol oynamıştır. Cezayir’den yardım alıp almadıklarını bilmiyorum ama orası parka uzaktı. Yalnız bir gün parka onlarca pizza getirdi. Sorduğumuzda parasının yurtdışından gönderildiğini söyledi. Ben kurumsal bir hal görmedim” diye konuştu.
Kavala: “26 tahliye talebim reddedildi, özgürlüğümden mahrum bırakıldım”
Osman Kavala ise tahliyesini talep etti.
Kavala “Önceki celselerde Gezi Olayları'nı planladığım ve organize ettiğim iddialarının dayanaksız olduğunu ifade ettim. MASAK raporları bir kaynak aktarmadığımızı gösterdi Avukatlar iddianamedeki dinlemelerin hukuksuz olduğunu, çalışmaların Gülencilikle suçlanmış görevliler tarafından yapıldığını ortaya koydu. Bu iddianame; suçluluğumu değil, suçsuz olduğumu gözler önüne süren bir belgedir. 26 tahliye talebim, benzer gerekçelerle reddedildi. Afaki nedenlerle özgürlüğümden mahrum bırakıldım. Bu hukuksuz ve ayrımcı uygulamaya son verilmesini istiyorum” dedi.
