Amerikalı Müslümanlar tarafından 1920 yılında kurulan ve Amerika’nın en eski Müslüman birliklerinden biri olan “Ahmadiyya Muslim Community” başkent Washington’da 7'inci geleneksel toplantısını düzenledi. Şiddet yanlısı aşırıcı hareketlere karşı mücadele, azınlık inanç gruplarına destek ve Amerikalı Müslümanları güçlendirme konulu panele Amerikalı senatörler dahil çok sayıda kişi katıldı.
Amerika genelinde 75 farklı merkezi bulunan birliğin 100’ün üzerinde yönetici ve üyesinin katıldığı toplantıda Amerikalı Senatör Jim McGovern da bir konuşma yaptı. Birlik üyeleri gün boyunca kongrede ziyaretlerde bulundu. Aralarında Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan’ın da bulunduğu çok sayıda senatör ile biraraya geldiler.
Aynı zamanda Amerika’daki ilk caminin de kurucusu olan birliğin toplantısında konuşma yapan uzmanlar 1889 yılında Hindistan’da kurulan ve 200'ü aşkın ülkede şubesi bulunan birliğin dünya genelinde o günden bu yana terör ve aşırıcılığa karşı mücadeleyi kendisine hedef seçtiğine vurgu yaptılar.
Panelde konuşma yapan Demokrat Parti Senatörü Jim McGovern Başkan Donald Trump’ın nüfusunun çoğunluğu Müslümanlardan oluşan 7 ülke vatandaşlarına Amerika’ya giriş yasağı getiren Başkanlık Kararnamesi’ni eleştirdi.
McGovern, “Ben açıkçası Başkanlık Kararnameleri’ne karşıyım. Bu kararname Amerikan değerlerine aykırı, utanç verici ve bu değerlere ihanet anlamını taşıyor. Örneğin bu kararname ile insanların tedavileri konusunda çalışmalar yürüten ya da daha temiz enerji kaynakları konusunda araştırmalar yapanlar gibi birçok doktora öğrencisi Amerika’ya geri gelemiyorlar. Ama buna karşın çok umut verici şeylerle de karşılaşıyorum. Boston Havalimanı’na bu Başkanlık Kararnamesi sonrasında gittiğimde orada ellerinde ‘hoş geldiniz’ yazılı pankartlar taşıyan yüzlerce insan gördüm. Oradaki kadınlardan birine bu hangi grup diye sordum. Kadın da bana bir grup falan yok, ben ebeveynleri Hitler zulmünden kaçmış mülteci bir ailenin kızıyım ve bu kararnameye karşı olduğum için TV’de burada insanların toplandığını gördüm ve geldim dedi. Kendi yaşadığım yerde insanların kendiliğinden bu şekilde tepkiler verdiğini görüyorum. Ve kimse bu insanlardan bunu yapmalarını istemiyor. Kendileri buna karar veriyor ve tepkilerini gösteriyorlar. Bu da bana büyük bir umut veriyor” diye konuştu.
Buna karşın Amerikalı senatör araştırmaların 2015-2016 arasındaki bir yıllık süreçte Müslüman karşıtı örgütlenmelerin sayısında 3 kata varan bir artış olduğunu gösterdiğine de dikkat çekti.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan Ahmadiyya Muslim Community basın sözcüsü Salaam Bhatti de birliğin tüm dünyada hem Müslümanlara karşı oluşan önyargıları yıkmak adına hem de Müslüman alemi içerisindeki aşırıcılara karşı mücadele ettiğini söyledi. Bhatti “Her iki durumla da başa çıkmanın yolu eğitimden geçiyor. Aşırıların yaptığı şey özellikle gençlerin beynini yıkamak ve onlara yanlış bilgiler dayatmak. Biz de bu öğretilerin İslam olmadığını anlatıyoruz. Çünkü ancak bu şekilde gerçek İslam’ı hem Müslümanlara öğreterek hem de Müslüman olmayanlara anlatarak aşırıcılık ile başa çıkabiliriz” dedi.
Birliğin Halkla İlişkiler Sorumlusu Amjad Khan da bu noktada Amerika’daki camilerin önemine dikkat çekti. Khan, “Amerika’daki tüm camiler açık kalmalı ve sonuna kadar şeffaf olmalı. Bizler Müslüman olmayan kişileri de camilerimizde ağırlıyoruz, onlar da camilere düzenli olarak gelmeliler ve gerçek İslam’ın ne olduğunu görmeliler” diye konuştu.
Khan ayrıca, Amerika’nın kültürel çeşitlilik üzerine inşa edilmiş bir ülke olduğunu hatırlatarak, Amerikalı Müslümanların da bu çeşitliliğin bir parçası olduğunu söyledi. İnanç özgürlüğünün Amerika’nın temellerini oluşturduğunu vurgulayan Khan, dolayısıyla ötekileştirmeye neden olacak bir dil kullanmaktan herkesin kaçınması gerektiğine dikkat çekti.
