Uluslararası kredi derecelendirme kurumu Standard and Poor's Amerika'nın kredi notunu tam 94 yıl sonra düşürdü. S&P ilk kez 1917'de AAA olarak verdiği notu tarihinde ilk kez düşererek, AA+ seviyesine indirdi. S&P yetkilileri, kredi notunun düşürüleceğini kamuoyuna açıklamadan önce Amerika Maliye bakanlığı yetkililerini bilgilendirdi. Maliye bakanlığı ise, S&P'nin raporunda bazı doğru olmayan bilgilerin düzeltildiğini açıkladı. Ancak yine de bu durum, Amerika'nın kredi notunun en üst seviyeden yüksek dereceliye düşürülmesini engelleyemedi. Peki bu durum en anlama geliyor? S&P’nin kararı yatırımcıları ve piyasaları uzun vadede nasıl etkileyecek? Amerika kredi notundaki kırığı nasıl düzeltir?
George Washington Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Şenay Ağca, S&P'nin kararını ve Amerikan ekonomisinin geleceğini değerlendirdi. Özge Övün Sert’in sorularını yanıtlayan Ağca’ya göre Amerika’nın notunun düşürülmesi ekonomik değil siyasi nedenlerden dolayı alınmış bir karar.
Özge Övün Sert : Uluslararası kredi derecelendirme kurumu S&P tarafından Amerika’nın kredi notunun düşürülmesi piyasalarda soğuk duş etkisi yaptı. Öncelikle bu kararı teknik açıdan değerlendirebilir misiniz? Karar, Amerika’nın “güvenilirlik” listesindeki yerini nasıl etkiledi?
Şenay Ağca : Amerika’da bütçe açığı büyük bir sorun. Bu sorun yüzünden Moddy’s, S&P ve Fitch Amerika için negative outlook zaten vermişti. S&P bütce açığının $4 trilyon civarında kesilmesi gerektiğini belirtmişti. Hükümet uzun süren tartışmalardan sonra sadece harcamalara kesinti getirerek bütçe açığının $2.5 trilyon civarinda kapatılacağını duyurdu. Bu karar sürecinde Cumhuriyetçiler ve Demokratlar beraber çalışamadıklarını sergilediler. Bu da ileride bütçe açığının azaltılmasına dayalı önlemlerin alınmasında ciddi sorunlar olabileceğini, yani Amerika’da politik bir risk olduğunu ortaya çıkardı. Bu gelişmeler üzerine S&P 5 Agustos 2011’de tarihte ilk olmak üzere Amerika’nın kredi notunu AAA’dan AA+’a düşürdü. Bu düşüş tüm pazarlarda bir korku yaşattı. Avrupa’daki borç krizine İtalya da yeni ve önemli bir boyut olarak eklenmişti. Daha tam bu gelişmeler sindirilmeden Amerika’nın kredi notunun düşmesi, piyasalara ekonomik bir çöküş korkusu getirdi ve satışlar ani şekilde yoğunlaştı
Yanlız şuna da dikkat etmek gerekir ki, Amerikan piyasalarında satışlar S&P’nin açıklamasından önce hızlanmıştı. Ağustos’un ilk haftasında borsa 5% değer kaybetmişti. Yani Obama’nın açıklamasından sonra piyasalar zaten bu tip gelişmeleri bekliyordu ve satışlar baslamıştı. Tabii ki S&P’nin açıklaması bu korkularda doğruluk payının yüksek olduğunu ıspatladı. İlk günkü ani tepkilerin ardından, piyasalar tepkinin aşırı olduğunu gösterir şekilde bir miktar değer kazandı. Bunun üstüne Amerikan Merkez Bankası FED, 9 Agustos 2011’de faizlerin sıfıra yakın düzeyde 2011’in ortalarına kadar tutulacağını açıkladı. Açıklamadan sonra borsa 5% arttı. Ancak özellikle Avrupa’daki borç krizinin de etkisiyle Amerika’daki belirsizliklerin ve bu dalgalanmaların bir süre daha devam etmesini bekleyebiliriz.Ö.Ö.S. : Kredi notunun düşürülmesi uluslararası yatırımcılarda Amerika’ya karşı ciddi bir güvensizlik sorunu doğmasına yol açabilir mi?
Ş.A. : Bu güvensizlik borç sınırının artmasıyla ilgili tartışmalar sırasında gelişti. Amerikan hükümeti ile kongrenin sorunlarını çözmek için birlikte çalışamadığı ortaya çıktı. Bütçe açığı milli gelirin 96%’si, yani çok yüksek. Böyle devam etmesi söz konusu değil. Bütçe açığının azaltılmasıyla ilgili adımlar atılması gerekli ama politik anlaşmazlıklar bunun yapılabileceği konusunda güven vermiyor. Avrupa’da borç krizi var, ekonomik gelişmeler belirsiz. Bu belirsizliklerde yatırımcılar yatırım yapmak istemiyor, tüketiciler tüketmek istemiyor, bu da ekonomiyi iyice çıkmaza sokuyor. Acaba küresel bir ekonomik durgunluk mu yaşanacak gibi sorular var. Dolayısıyla piyasalarda genel bir güvensizlik mevcut diyebiliriz. Bu sorunun çözümünde neler rol oynar derseniz, Avrupa’daki gelişmeler, yeni ekonomik veriler, Amerikan hükümetinin önümüzdeki zamanlarda nasıl hareket edeceği gibi birçok noktayı sayabiliriz.
Ö.Ö.S. : S&P kararını açıklarken Amerikan hükümetinin büyük bütçe açığına dikkati çekti. Amerika’nın yıllardır büyüyen bir bütçe açığı sorunu vardı zaten. Bu karar neden şimdi geldi? Bunda, borçlanma tavanının yükseltilmesiyle ilgili Kongre’de haftalarca süren tartışma ve anlaşmazlıkların etkisi nedir?
Ş.A. : Çok önemli bir noktaya parmak bastınız. Daha önce de belirttiğim gibi Amerika’nın bütçe açığı sorununun çok ciddi olduğu belliydi. Bu yüzden Amerika’ya üç büyük kredi şirketinden uyarı gelmişti. Hükümetin uzlaşma sağlayamaması ve açıklanan $2.5 trilyon dolarlık bütçe açığı azaltma paketinin beklentilerin altında olması S&P’nin bu adımı atmasına neden oldu. Moody’s ve Fitch üç ay civarında bekleyip gelişmeleri izleyeceklerini bildirdi. Sonuç olarak, kredi notunun düşürülmesinde ekonomik sorunlardan daha cok politik sorunlar rol oynadı. Yoksa Amerika’nın borçlarını zamanında ödeyememesi gibi bir beklenti yok. Mesela Amerika’nın kredi notunun düşmesi üzerine Amerikan bonolarına yatırım arttı. Yani dünya hala Amerikan bonolarını en az riskli yatırım olarak görüyor. Tabii Amerika’nın kredi notu artık risksiz statüsünü yitirdi, bunun ileride nelere yol açacağını zamanla göreceğiz.
Ö.Ö.S. : Obama hükümeti ve Kongre’deki Demokratlar ile Cumhuriyetçiler arasında bütçenin nasıl dengeleneceği ve açığın kapatılacağı konusunda derin görüş ayrılıkları var. Anlaşmazlığın temelindeki sorunlar neler? Her iki taraf da bütçe açığının kapanması gerektiğini savunurken neden anlaşamıyor?
Ş.A. : Anlaşmazlığın temelinde, Cumhuriyetçilerin vergileri arttırmak istememeleri ve bütçe açığının sadece harcamalarda kesintilerle olmasını talep etmeleri yatıyor. Buna karşılık Demokratlar, harcamalardaki kesintilerin az gelirli halkı etkileyeceğini savunuyor ve bunu engellemek istiyor; örneğin yaşlılara sağlık hizmeti güvencesi veren Medicare programı ya da sosyal güvenlik sisteminde kesintiler yapmaktan çekiniyorlar. Onun yerine zenginlerin vergisini arttırmak istiyorlar. Cumhuriyetciler de buna yanaşmıyor. Görünen o ki, bütçe açığının azaltılması için hem zenginlerin vergilerinin arttırılması hem de Medicare’de bazı kesintilerin yapılması gerekecek. Sonuç olarak, bu sorunu çözmek ve dünyadaki güvensizligi azaltmak için Cumhuriyetçiler ve Demokratlar beraber çalışmak zorundalar.
Ö.Ö.S. : S&P’nin ardından diğer iki kredi derecelendirme kurumunun da Amerika’nın notunu düşürmesi söz konusu olabilir mi? Böyle bir beklenti var mı? Bu durum Amerika’nın konumunu nasıl etkiler, hükümet buna karşı ne gibi önlemler alabilir?
Ş.A. : Böyle bir beklenti şu durumda yok ama diğer iki şirket de uyarıda bulunmuşlardı. Amerika bütçe açığıyla ilgili ya da ekonominin büyümesiyle ilgili adımlar atmazsa önümüzdeki üç ayda diğer iki şirketin de aynı yönde karar alması söz konusu olabilir. Benim görüşüm o ki, Amerikan hükümetine S&P’nin kredi notunu düşürmesi çok büyük bir uyarı oldu. Sanırım ve umarim ki beraber çalışmaya başlayıp bu sorunu çözeceklerine dair adımlar atacaklar. Eğer bu yönde pozitif gelişmeler olursa diğer şirketler notu düşürmezler. Yanlız S&P, yakın zamanda Amerika’nın kredi notunun artmayacağını belirtti. Neden olarak da hükümetin beraber çalışamaması ve ekonominin çok yavaşlamış olmasını gösterdi.
Ö.Ö.S. : Hükümetin son açıkladığı rakamlara göre Amerika’da işsizlik oranı ve istihdam sorunu az da olsa düzelme işaretleri gösteriyor. Emlak piyasasında da düzelme görülmese de aşağıya iniş durdu gibi… Bütün bu olumlu sayılabilecek göstergelerden, Amerikan ekonomisinin düzlüğe çıkma yönünde ışık gördüğünü söyleyebilir miyiz?
Ş.A. : Gelişmeler çok yönlü oluyor belirttiğiniz gibi. Bu güvensiz ortamda kimse elini taşın altına koymak istemiyor. Yani yatırımcılar ciddi yatırımlardan kaçınıyor, tüketiciler çok fazla harcama yapmıyor. Zaten ekonomi de bu yüzden yavaşlıyor ve duraksıyor. Ekonominin düze çıkabilmesi için en azında bu tip belirsizliklerin azalması gerekecek. Politik belirsizlikler insanları en fazla kaygılandıran gelişmeler. Amerikan hükümeti önce bu sorunu aşmalı. Daha sonra ekonominin diğer alanlarındaki olumlu göstergeler, piyasaların canlanmasına ve güvenin oluşmasına yardımcı olacaktır kuşkusuz.
Ö.Ö.S. : Son ekonomik gelişmeler 2012 seçiminde Obama yönetimini nasıl etkiler? Usame bin Ladin’in ölümüyle birlikte Obama’ya kamuoyunda destek artmıştı. Ancak Amerika’da ekonomi, siyaseti büyük oranda etkiliyor. Sizce, bütçe açığıyla ilgili sıkıntılar devam ederse Barack Obama gelecek yılki seçimde zorlanır mı? Ve eğer halkın hissettiği işsizlik, ev fiyatları vs. gibi genel ekonomik verilerde düzelme görülürse bütçe açığı tartışmaları kamuoyu görüşünü ne kadar etkiler?
Ş.A. : Bence bütçe açığından çok işsizlik seçimleri en çok etkileyecek gelişme olacaktır. Eğer hükümet ve kongre beraber çalışırsa, bu düşük faizli ortamda yatırımlar artabilir, istihdam açılır, yani gelişmeler Obama’nın lehine olabilir. FED’in açıklamasından sonra uzun süre düşük faizlerden dolayı enflasyon da önemli bir risk teşkil ediyor. Düşük para politikasının bu kadar uzun sürmesi enflasyonla ilgili sorunlar getirecek. Bu Amerika’nın işine yarayabilir, reel borcunun değerini düşürür. Bu tip gelişmeleri şimdiden görmek zor, dinamikler çok yönlü işliyor. Belirsizlikler azalır, yatırım ve tüketim artarsa ben ekonominin düze çıkacağına inanıyorum.
Amerika'daki ekonomik krizle ilgili blog yazısını Bizbize 'de okuyabilirsiniz.