Amerika’da 1 Ağustos’ta yürürlüğe giren “Uygun Fiyatlı Sağlık Hizmetleri” yasası uyarınca artık 47 milyon kadın önleyici sağlık hizmetlerine ücretsiz ulaşabilecek.
Doğum kontrol ilaçları ve yöntemlerine de ücretsiz erişim sağlayacak olan yasa, özellikle Katolik örgütlerin tepkisini çekiyor.
Başkan Barack Obama’nın adıyla anılan ve büyük tartışmalarla 2010 yılında Kongre’den geçen sağlık reformu yasası bölüm bölüm yürürlüğe giriyor. Yasanın tüm maddeleriyle yürürlüğe girmesi Ocak 2014’ü bulacak.
1 Ağustos’ta yürürlüğe giren bölümünde ise Katolik örgütleri kızdıran bazı düzenlemeler var. Buna göre artık Amerikalı kadınlar:
• Yıllık check-up dahil birçok önleyici sağlık hizmetine ücretsiz erişebilecek
• Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onaylanan doğum kontrol yöntemlerine ve hasta eğitim ve danışmanlık hizmetlerine sigorta katkı payı ödemeden ulaşabilecek
• Gestasyonel diyabet taramasından ücretsiz geçecek (24 ila 28 haftalık gebelere tarama uygulanacak)
• HPV DNA testini her 3 yılda bir yaptırabilecek (Servikal kanserle ilişkilendirilen HPV virüsünü tespit etmekte kullanılan testi 30 yaş üstü kadınlar yaptırabilecek)
• Cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda yıllık olarak danışmanlık hizmetlerinden yararlanabilecek
• AIDS testi ve danışmanlık hizmetine ücretsiz erişebilecekler
• Aile içi şiddet konusunda tüm ergen ve yetişkin kadınlar destek alabilecek.
Amerika’da kadınların yüzde 25’inin aile içi şiddete maruz kaldığı tahmin ediliyor.
İşveren İstemese de Ücretsiz Doğum Kontrolü Hizmeti Mecburi Oluyor
Katolik örgütler özellikle doğum kontrol konusunda yapılan düzenlemelere karşı çıkıyor. Zira yasa, sigorta şirketlerini, doğum kontrol yöntemlerine karşı çıkan dini bir kurum ya da dini eğilimli bir işverenle çalışan kadınların sözleşmelerine de ücretsiz doğum kontrol hizmetini dahil etmekle ve bu hizmeti hastaya önermekle yükümlü kılıyor. İşveren bu katkı payını ödemeyi reddetse bile söz konusu kadınlar doğum kontrol yöntemlerine ücretsiz erişebilecek. Yasanın bu şartının iptalini isteyen Katolik kuruluşlar bugüne dek 43 farklı mahkemede 12 dava açtı. Örgütler, bunun dini özgürlüklere bir darbe olduğunu savunuyor.
Doğum kontrol ilaçları ve yöntemlerine de ücretsiz erişim sağlayacak olan yasa, özellikle Katolik örgütlerin tepkisini çekiyor.
Başkan Barack Obama’nın adıyla anılan ve büyük tartışmalarla 2010 yılında Kongre’den geçen sağlık reformu yasası bölüm bölüm yürürlüğe giriyor. Yasanın tüm maddeleriyle yürürlüğe girmesi Ocak 2014’ü bulacak.
1 Ağustos’ta yürürlüğe giren bölümünde ise Katolik örgütleri kızdıran bazı düzenlemeler var. Buna göre artık Amerikalı kadınlar:
• Yıllık check-up dahil birçok önleyici sağlık hizmetine ücretsiz erişebilecek
• Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onaylanan doğum kontrol yöntemlerine ve hasta eğitim ve danışmanlık hizmetlerine sigorta katkı payı ödemeden ulaşabilecek
• Gestasyonel diyabet taramasından ücretsiz geçecek (24 ila 28 haftalık gebelere tarama uygulanacak)
• HPV DNA testini her 3 yılda bir yaptırabilecek (Servikal kanserle ilişkilendirilen HPV virüsünü tespit etmekte kullanılan testi 30 yaş üstü kadınlar yaptırabilecek)
• Cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda yıllık olarak danışmanlık hizmetlerinden yararlanabilecek
• AIDS testi ve danışmanlık hizmetine ücretsiz erişebilecekler
• Aile içi şiddet konusunda tüm ergen ve yetişkin kadınlar destek alabilecek.
Amerika’da kadınların yüzde 25’inin aile içi şiddete maruz kaldığı tahmin ediliyor.
İşveren İstemese de Ücretsiz Doğum Kontrolü Hizmeti Mecburi Oluyor
Katolik örgütler özellikle doğum kontrol konusunda yapılan düzenlemelere karşı çıkıyor. Zira yasa, sigorta şirketlerini, doğum kontrol yöntemlerine karşı çıkan dini bir kurum ya da dini eğilimli bir işverenle çalışan kadınların sözleşmelerine de ücretsiz doğum kontrol hizmetini dahil etmekle ve bu hizmeti hastaya önermekle yükümlü kılıyor. İşveren bu katkı payını ödemeyi reddetse bile söz konusu kadınlar doğum kontrol yöntemlerine ücretsiz erişebilecek. Yasanın bu şartının iptalini isteyen Katolik kuruluşlar bugüne dek 43 farklı mahkemede 12 dava açtı. Örgütler, bunun dini özgürlüklere bir darbe olduğunu savunuyor.
