Çin Çarşamba günü yaptığı açıklamada, ABD'nin yakın zamanda Pekin'in nükleer silah arttırımıyla başa çıkmak için nükleer stratejisinin odağının bir kısmını Rusya'dan uzaklaştırmaya yönelik gizli bir planı onayladığını iddia eden haberin ardından “ciddi endişe” duyduğunu belirtti.
New York Times gazetesinin Salı günü geç saatlerde yayınladığı haberde, ABD Başkanı Joe Biden'ın Mart ayında, ABD'nin olası bir çatışmada nükleer silahları nasıl kullanacağını özetleyen “nükleer istihdam kılavuzu” başlıklı gizli belgeyi onayladığını bildirdi.
Haberde, her dört yılda bir güncellenen belgenin, Çin'in nükleer cephaneliğini büyük ölçüde genişletmesiyle başa çıkmak için ABD'nin nükleer caydırıcılık stratejisini yeniden yönlendirdiği belirtildi. Habere göre belge aynı zamanda ABD güçlerine Çin, Rusya ve Kuzey Kore'den gelebilecek “koordineli nükleer meydan okumalara” karşı hazırlıklı olmaları talimatı veriyor.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, Çarşamba günü düzenlenen basın brifinginde raporla ilgili bir soru üzerine ABD'yi “Çin'in nükleer tehdit olduğu söylemini yaymakla” ve “stratejik avantaj elde etmek için bahaneler bulmakla” suçladı.
Sözcü Mao Ning, “Çin ilgili rapordan ciddi endişe duyuyor. Gerçekler, ABD'nin son yıllarda sözde Çin nükleer tehdit teorisini sürekli olarak körüklediğini tamamen kanıtlıyor” dedi.
Rusya rapora yanıt vermedi.
ABD'nin nükleer politikası on yıllardır, benzer nükleer silah kapasitesine sahip diğer tek ülke olan Rusya'ya odaklanmış durumda.
Ancak ABD'li yetkililer, Çin'in, Cumhurbaşkanı Xi Jinping yönetiminde nükleer silahlanmasının beklenenden daha hızlı ilerlediği konusunda giderek daha fazla uyarıda bulunuyor.
Geçen yılın sonlarında yayınlanan ve gizli olmayan bir belgede ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Çin ordusunun cephaneliğinde 500'den fazla işlevsel savaş başlığı bulunduğunu ve 2030 yılına kadar binden fazla savaş başlığına sahip olacağını tahmin etti.
ABD’deki Silah Kontrol Derneği tarafından derlenen tahminlere göre bu rakam, yaklaşık 3 bin 700 aktif savaş başlığından oluşan bir nükleer stoğa sahip olan ABD ile karşılaştırılıyor.
Grubun aktardığı tahminlere göre Rusya, yaklaşık 1550'si stratejik dağıtım sistemlerinde olmak üzere yaklaşık 4 bin 380 nükleer savaş başlığına sahip.
Silah Kontrol Derneği Direktörü Daryl G. Kimball, sosyal medya sitesi X'te yaptığı bir paylaşımda, bu rakamlar göz önüne alındığında Rusya'nın ABD'nin nükleer stratejisinin arkasındaki “ana itici güç” olmaya devam ettiğini söyledi.
New York Times'ın haberinde ABD'nin nükleer silah kılavuz belgesinde yer alan değişikliklerin abartıldığını savunan Kimball, Rusya'dan Çin'e doğru bir yönelim olmadığında ısrar etti.
Amerikan Bilim İnsanları Federasyonu Nükleer Bilgi Projesi Direktörü Hans Kristensen da, “Çin'in nükleer genişlemesine rağmen, Rusya'nın cephaneliği Çin'inkini önemli ölçüde aşıyor, Xi'nin iddialı planı tamamlandıktan sonra bile. Bu durum değişene kadar odak noktası Rusya'nın cephaneliği olmaya devam edecek” dedi.
Kristensen, X'teki paylaşımında, “Ancak belgede de yansıtıldığı gibi Çin'e karşı planlama artıyor” diye ekledi.
ABD'li yetkililer, içeriği hakkında fazla ayrıntı vermeden nükleer silah belgesine en az iki kez atıfta bulundu.
Haziran ayında Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi'nin silah kontrolü ve yayılmanın önlenmesinden sorumlu kıdemli direktörü Pranay Vaddi, yeni kılavuzun Çin'in nükleer cephaneliğinin “büyümesini ve çeşitliliğini hesaba katma ihtiyacının yanısıra Rusya, Çin ve Kuzey Kore'yi aynı anda caydırma ihtiyacını vurguladığını” söyledi.
Vaddi'ye göre ABD, Rusya ve Çin ile nükleer silah kısıtlamalarını sürdürmeye devam edecek. Ancak “Rusya, Çin ve Kuzey Kore'nin izlediği yörüngede bir değişiklik olmazsa” ABD'nin “caydırma ve ileriye dönük diğer hedefleri karşılama yeteneği sağlamak için duruşunu ve yeteneklerini ayarlamaya devam etmesi gerekecek.”
Yakın zamana kadar Pentagon'da nükleer politikaya odaklanan MIT nükleer güvenlik uzmanı Vipin Narang, bu ayın başlarında Biden'ın “kısa süre önce birden fazla nükleer silahlı düşmanı ve özellikle de Çin'in nükleer cephaneliğinin büyüklüğü ve çeşitliliğindeki önemli artışı hesaba katmak için güncellenmiş nükleer silah kullanım kılavuzu yayınladığını” söyledi.
“Dünyayı umduğumuz ya da olmasını dilediğimiz gibi değil, olduğu gibi görmek bizim sorumluluğumuzdur” şeklinde konuşan Narang, “Bir gün geriye dönüp baktığımızda Soğuk Savaş'tan sonraki çeyrek yüzyılı 'nükleer ara' olarak görmemiz mümkün” dedi.
ABD'li ve Çinli yetkililer sık sık nükleer savaş tehlikesinden bahsetse de bu konuda diyalog kurma çabaları başarısızlıkla sonuçlandı.
Geçen yıl ABD'li ve Çinli yetkililer, Biden ve Xi arasında yapılacak bir toplantı öncesinde nükleer silahların yayılmasının önlenmesi ve silahların kontrolü konularında müzakerelerde bulunmayı kabul etmişlerdi. Ancak Çin, ABD'nin Pekin'in kendisine ait olduğunu iddia ettiği Tayvan adasına yaptığı silah satışlarını gerekçe göstererek geçen ay görüşmeleri askıya aldı.
Birçok uzman Rusya ve Çin arasında artan askeri ve diplomatik işbirliğinden de endişe duyuyor. 2022'de “sınırsız” bir ortaklık üzerinde anlaşan Çin Cumhurbaşkanı Xi ve Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, son zamanlarda ortak askeri tatbikatları ve diğer işbirliklerini genişletti.
Bu yılın başlarında Rusya, nükleer silahlara sahip Kuzey Kore ile Soğuk Savaş döneminden kalma bir karşılıklı savunma anlaşmasını da yeniledi ve daha fazla savunma işbirliğinin ipuçlarını verdi.
Putin, 2022'de Ukrayna'yı işgal etmesinden bu yana, Ukrayna’da Batı destekli güçlere karşı nükleer silah kullanma konusunda defalarca üstü kapalı tehditlerde bulundu.
Forum