Amerikalı yetkililer, Suriye’de Esad rejiminin çökmesi ihtimalini ve ortaya çıkabilecek senaryoları değerlendiriyor. Ülkede çatışmalar bütün şiddetiyle devam ederken, dünya liderleri de Şam hükümetini kimyasal silah kullanmaması konusunda uyarıyor.
Amerikalı yetkililer, Beşar Esad rejiminin düşmesi durumunda ortaya çıkacak tabloyu gözden geçiriyor.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland beklentileri şöyle açıklarken, “Seçimler yapılıncaya kadar geçici bir yönetim kurulmalı. Bütün destek bu geçici yönetime verilmeli. Ayrıca bu geçiş döneminde özel güvenlik önlemleri alınmalı ve tüm taraflar, halkın tamamının güvenliğinden sorumlu olmalı,” diye konuşuyor.
Şam hükümeti bir süre önce bu silahları dış işgalcilere karşı kullanma tehdidinde bulundu, Başkan Obama da hemen ardından Esad rejimini şöyle uyardı: “Suriye’de rejimin kimyasal silah stokları var. Esad ve çevresindekilere tüm dünyanın onları izlediğini hatırlatıyorum. Bu silahları kullanmak gibi trajik bir hataya düşerlerse Amerika ve uluslararası topluma karşı sorumlu olacaklarını bilmeleri gerekir.”
Amerikalı yetkililer, her senaryoyu gözden geçiriyor. Amerikan Kongre Araştırma Servisi Ortadoğu uzmanı Kenneth Katzman’a göre gözden geçirilen konular çok çeşitli:
“Bir kere kimyasal silah tehdidi var. İkincisi siyasi muhalefet çok bölünmüş durumda. Bu grupların bir araya gelip Suriye’yi yönetmesi mümkün mü? Amerika bunu düşünüyor. Çünkü Suriye’deki muhalefet, Libya’daki gibi değil, ülkeyi yönetme yeteneği ve isteği var mı belli değil. Amerika ayrıca çatışmaların yerle bir ettiği Humus, Halep ve Şam gibi kentlerin imarı için gerekli paranın nasıl bulunacağını düşünüyor. Uluslararası bir toplantı mı düzenlenmesi gerekecek? Uluslararası toplum katkıda bulunmaya ne kadar istekli olacak? Hepsi düşünülmesi gereken konular.”
Amerika, bugüne kadar Suriyeli muhalefet gruplarını silahlandırmaktan kaçındı ve muhabere yeteneklerini güçlendirmeyi tercih etti.
Bazı uzmanlar, Amerika’nın Suriye muhalefetinin muharip unsurlarını güçlendirme zamanının çoktan geldiğini söylüyor.
Amerika Barış Enstitüsü’nden Steven Heydemann bu görüşü savunanlardan: “Bu çatışmalar uzadıkça, aşırı görüşler de artacak ve derinleşecektir. Bu durum Amerika’nın, çatışmaların süresini kısaltacak şekilde devreye girmesini teşvik edecek bir durum olarak görülmeli.”
Suriye’de el-Kaide’nin de muhalif grupların yanında çatışmalara katıldığı yolunda haberler çıkıyor. Ancak Kongre Araştırma Servisi’nden Kenneth Katzman, bunu doğrulayacak güvenilir kanıt olmadığı görüşünde:
“El Kaide farklı bir konu, belki muhalefet gruplarına katılmış bir grup savaşçı vardır ama bunların sayılarının fazla olduğunu sanmıyorum. Bunu doğrulayan kanıt da yok. Muhalefet gruplarına katılan yabancı unsurlar olabilir. Hatta muhalefet grupları içinde aşırı dincilerin bulunması da mümkün. Suriye halkı Esad rejiminin gitmesini istiyor. Eğer Esad gittikten sonra halk Mısır’da olduğu gibi Müslüman Kardeşler’i tercih ederse, buna Amerika’nın ya da uluslararası toplumun karışacağını düşünmüyorum.”
Amerika Barış Enstitüsü’nden Steven Heydemann, Suriye’de durumun kontroldan çıktığını söylüyor, bunun da çok tehlikeli olduğu uyarısında bulunuyor: “Bence bu tehlikeli bir gidiş. Amerika durumu kontrol altına almak için daha fazla adım atmalı. Bunu yapmaya değer.”
Muhalefet grupları, Amerika’ya Suriye içinde güvenli bir bölge oluşturması çağrısı yapıyor.
Suriye Ulusal Konseyi’nden Rıdvan Ziyade bunun şart olduğunu söylüyor: “Ülke içinde bir güvenlik bölgesi, Suriyeliler için öncelikli bir konu. Kimse sizden asker ve askeri müdahale istemiyor. Bunu yapmanız yeterli.”
Amerikalı yetkililer, bu tarz güvenli bölgelerin, Suriyeli muhalefete, rejime karşı mücadelelerinde önemli üs sağlayacağını söylüyor. Ortadoğu uzmanı Kenneth Katzman, muhalefetin Amerika’nın veya uluslararası toplumun müdahalesine ihtiyacı olmadığını savunuyor:
“Muhalefet gruplarının kazanması için uluslararası toplumun müdahalesi gerekmiyor. Buna ihtiyaçları yok. Suriye’de muhalefet nasılsa kazanacak. Kendi savaşlarını verip kazanmaları daha iyi çünkü bu onların meşruluğunu güçlendirecek. Esad rejimine bir seçenek olarak başkaları tarafından iktidara getirilmeleri bu grupların meşruluğunu zedeler.”
Londra’daki Chatham House adlı düşünce kuruluşu uzmanı Nedim Şehadi, batının Irak’taki tecrübelerinin Suriye’ye müdahale tartışmasını etkilediğini vurguluyor: “Batı Irak’taki durumdan ders aldı. Diktatör devrilince ülkenin dağıldığını gördü. Bence bu sonucu çıkarmak doğru değil. Çünkü Irak’taki sorunlar işgalden önce oluşmuştu.”
Nedim Şehadi’ye göre, Suriye hükümetinin muhalefeti ezmesi, mezhepçilik ve aşırıcılığı körüklüyor: “Müdahale etmenin bir maliyeti olsa da, Suriye’ye müdahale etmemenin de bedeli var. Rejim yıkıldığında bu bedelin ödenmesi gerekecek.”
Uzmanlar, Suriye’de çatışmaların uzamasının bedelinin ağır olabileceği uyarısında bulunuyor.
Amerikalı yetkililer, Beşar Esad rejiminin düşmesi durumunda ortaya çıkacak tabloyu gözden geçiriyor.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland beklentileri şöyle açıklarken, “Seçimler yapılıncaya kadar geçici bir yönetim kurulmalı. Bütün destek bu geçici yönetime verilmeli. Ayrıca bu geçiş döneminde özel güvenlik önlemleri alınmalı ve tüm taraflar, halkın tamamının güvenliğinden sorumlu olmalı,” diye konuşuyor.
Şam hükümeti bir süre önce bu silahları dış işgalcilere karşı kullanma tehdidinde bulundu, Başkan Obama da hemen ardından Esad rejimini şöyle uyardı: “Suriye’de rejimin kimyasal silah stokları var. Esad ve çevresindekilere tüm dünyanın onları izlediğini hatırlatıyorum. Bu silahları kullanmak gibi trajik bir hataya düşerlerse Amerika ve uluslararası topluma karşı sorumlu olacaklarını bilmeleri gerekir.”
Amerikalı yetkililer, her senaryoyu gözden geçiriyor. Amerikan Kongre Araştırma Servisi Ortadoğu uzmanı Kenneth Katzman’a göre gözden geçirilen konular çok çeşitli:
“Bir kere kimyasal silah tehdidi var. İkincisi siyasi muhalefet çok bölünmüş durumda. Bu grupların bir araya gelip Suriye’yi yönetmesi mümkün mü? Amerika bunu düşünüyor. Çünkü Suriye’deki muhalefet, Libya’daki gibi değil, ülkeyi yönetme yeteneği ve isteği var mı belli değil. Amerika ayrıca çatışmaların yerle bir ettiği Humus, Halep ve Şam gibi kentlerin imarı için gerekli paranın nasıl bulunacağını düşünüyor. Uluslararası bir toplantı mı düzenlenmesi gerekecek? Uluslararası toplum katkıda bulunmaya ne kadar istekli olacak? Hepsi düşünülmesi gereken konular.”
Amerika, bugüne kadar Suriyeli muhalefet gruplarını silahlandırmaktan kaçındı ve muhabere yeteneklerini güçlendirmeyi tercih etti.
Bazı uzmanlar, Amerika’nın Suriye muhalefetinin muharip unsurlarını güçlendirme zamanının çoktan geldiğini söylüyor.
Amerika Barış Enstitüsü’nden Steven Heydemann bu görüşü savunanlardan: “Bu çatışmalar uzadıkça, aşırı görüşler de artacak ve derinleşecektir. Bu durum Amerika’nın, çatışmaların süresini kısaltacak şekilde devreye girmesini teşvik edecek bir durum olarak görülmeli.”
Suriye’de el-Kaide’nin de muhalif grupların yanında çatışmalara katıldığı yolunda haberler çıkıyor. Ancak Kongre Araştırma Servisi’nden Kenneth Katzman, bunu doğrulayacak güvenilir kanıt olmadığı görüşünde:
“El Kaide farklı bir konu, belki muhalefet gruplarına katılmış bir grup savaşçı vardır ama bunların sayılarının fazla olduğunu sanmıyorum. Bunu doğrulayan kanıt da yok. Muhalefet gruplarına katılan yabancı unsurlar olabilir. Hatta muhalefet grupları içinde aşırı dincilerin bulunması da mümkün. Suriye halkı Esad rejiminin gitmesini istiyor. Eğer Esad gittikten sonra halk Mısır’da olduğu gibi Müslüman Kardeşler’i tercih ederse, buna Amerika’nın ya da uluslararası toplumun karışacağını düşünmüyorum.”
Amerika Barış Enstitüsü’nden Steven Heydemann, Suriye’de durumun kontroldan çıktığını söylüyor, bunun da çok tehlikeli olduğu uyarısında bulunuyor: “Bence bu tehlikeli bir gidiş. Amerika durumu kontrol altına almak için daha fazla adım atmalı. Bunu yapmaya değer.”
Muhalefet grupları, Amerika’ya Suriye içinde güvenli bir bölge oluşturması çağrısı yapıyor.
Suriye Ulusal Konseyi’nden Rıdvan Ziyade bunun şart olduğunu söylüyor: “Ülke içinde bir güvenlik bölgesi, Suriyeliler için öncelikli bir konu. Kimse sizden asker ve askeri müdahale istemiyor. Bunu yapmanız yeterli.”
Amerikalı yetkililer, bu tarz güvenli bölgelerin, Suriyeli muhalefete, rejime karşı mücadelelerinde önemli üs sağlayacağını söylüyor. Ortadoğu uzmanı Kenneth Katzman, muhalefetin Amerika’nın veya uluslararası toplumun müdahalesine ihtiyacı olmadığını savunuyor:
“Muhalefet gruplarının kazanması için uluslararası toplumun müdahalesi gerekmiyor. Buna ihtiyaçları yok. Suriye’de muhalefet nasılsa kazanacak. Kendi savaşlarını verip kazanmaları daha iyi çünkü bu onların meşruluğunu güçlendirecek. Esad rejimine bir seçenek olarak başkaları tarafından iktidara getirilmeleri bu grupların meşruluğunu zedeler.”
Londra’daki Chatham House adlı düşünce kuruluşu uzmanı Nedim Şehadi, batının Irak’taki tecrübelerinin Suriye’ye müdahale tartışmasını etkilediğini vurguluyor: “Batı Irak’taki durumdan ders aldı. Diktatör devrilince ülkenin dağıldığını gördü. Bence bu sonucu çıkarmak doğru değil. Çünkü Irak’taki sorunlar işgalden önce oluşmuştu.”
Nedim Şehadi’ye göre, Suriye hükümetinin muhalefeti ezmesi, mezhepçilik ve aşırıcılığı körüklüyor: “Müdahale etmenin bir maliyeti olsa da, Suriye’ye müdahale etmemenin de bedeli var. Rejim yıkıldığında bu bedelin ödenmesi gerekecek.”
Uzmanlar, Suriye’de çatışmaların uzamasının bedelinin ağır olabileceği uyarısında bulunuyor.