Erişilebilirlik

Almanya'daki Sel Felaketi Siyasi Tartışmaya Yol Açtı


Almanya son 60 yılın en büyük sel felaketini yaşadı. Kısmen Belçika ve Avusturya gibi komşu ülkeleri etkileyen aşırı yağışlar sel felaketine yol açarken, son bilançoya göre Almanya’da 165, Belçika’da 27 ve Avusturya’da 2 kişi yaşamını yitirdi.

Arama ve kurtarma çalışmaları aralıksız sürerken, selin ardından haber alınamadığı için kayıp olarak tanımlananların büyük bölümü ise bulundu. Daha önce kayıp olduğu duyurulan 1200 kişiden 700’üne ulaşıldığını bildiren bir polis sözcüsü, kayıp sayısının ilk başta bu kadar yüksek verilmesini, afet bölgelerinde cep telefonlarının çalışmaması nedeniyle çok sayıda insana saatlerce ulaşılamamasıyla gerekçeklendirdi.

Selin ardından tanınmaz hale gelen sayısız yerleşim merkezinde zarar gören binaların çoğunun bundan sonra kullanılamayacağı ve yıkılması gerektiği açıklandı. Hasar çalışmalarını sürdüren uzmanlar, özellikle Rheinland-Pfalz ve Kuzey Ren Vestfalya eyaletlerinde etkili olan selin ve arkasından oluşan toprak kaymasının yol açtığı enkazın kaldırılmasının aylarca süreceği görüşünde. Metereoloji yetkililerinin önümüzdeki günlerde yağışların kesileceği ve yeni bir sel tehlikesinin beklenmediğini açıklaması, afet bölgelerinde bulunan binlerce kurtarma görevlisine biraz olsun nefes alma imkanı sağladı.

Siyasi tartışmalar alevlendi

18 Şubat 1962’de 315 kişinin yaşamını yitirdiği Hamburg kentini sular altında bırakan selden bu yana Almanya’da yaşanan en büyük doğa felaketinin ardından siyasi tartışmalar da başladı. Tartışmaların merkezinde, halkı zamanında uyarmamakla suçlanan Almanya Afet Koruma Kurumu’nun da üst yöneticisi olan Federal İçişleri Bakanı Horst Seehofer bulunuyor.

Avrupa’daki sel tehlikesine karşı uyarı sistemi Avrupa Sel Farkındalık Sistemi’nin (EFAS) 10 Temmuz’da Almanya’da sel olacağı konusunda uyarıda bulunduğu halde, ilgili Alman birimlerin bunu ciddiye almadığı ve halkı zamanında uyarmadığı ileri sürüldü. EFAS yetkilileri tarafından yapılan açıklamada, yağışların yoğunluğu ve nehirlerin kabarması sonucu elde edilen analizin uyarı olarak Almanya Afet Koruma Kurumu’na iletildiği, ancak yetkililerin bu uyarıları vatandaşlarla paylaşmadığı iddia edildi.

Söz konusu kurumdan sorumlu olan İçişleri Bakanı Seehofer, suçlamaları "Kenetlenip, yardım çalışmalarına odaklanmak yerine, bazı partiler yaşanan doğal sorunları seçim propagandaları için kullanıyorlar, kabul edilemez bir tutum" sözleriyle reddederken, Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti İçişleri Bakanı Herbert Reul, “Felaket öncesinde bütün kurumların olması gerektiği gibi işlediğini söylemek mümkün değil” diyerek hata yapıldığını dolaylı bir biçimde itiraf etti. Muhalefetteki Sol Parti ve Hür Demokrat Parti, Seehofer’in sorumluluk alarak istifasını istedi.

Laschet'in afet bölgesinde kahkahalar atması tepki çekmişti

Öte yandan Başbakan Angela Merkel’in afet bölgesinde yaptığı konuşmada iklim krizine karşı acil önlemler alınmasını talep etmesi, aynı zamanda Hristiyan Demokrat CDU’nun başbakanlık adayı Armin Laschet’in selden etkilenenleri ziyaretinde gayri ciddi tavırları Berlin’de siyasi kulislerde konuşulmaya devam ediyor. Merkel, afet bölgesinde Schuld adlı köyde yaptığı konuşmada, sel felaketi ile iklim değişikliği arasında bağlantı kurarak, "İklim krizine karşı mücadelede daha hızlı olmalıyız" dedi ve iklim değişikliğinin sonuçlarına uyumun sadece Afrika'da değil, Almanya'da da bir konu olduğunu belirterek bu konuda verilen mücadelenin hızlandırılması gerektiğini söyledi. Armin Laschet’in, Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier'in felaket bölgesini ziyareti sırasında taziye mesajı verdiği sırada arka planda bazı kişilerle şakalaşarak kahkahalar atması büyük tepkiye neden olmuştu.

Almanya’da çevre uzmanları Merkel’in sözlerini doğrularken, küresel iklim değişikliğinin neden olduğu aşırı hava koşulları nedeniyle sel olasılığının önemli ölçüde artacağını, yanlış kentleşme ve betonlaşma nedeniyle de sele karşı doğal önleyici tedbirlerin büyük bir hızla azaldığını savunuyor. Yaşanan sel felaketi ile ilgili yapılan analizlerde, altyapı sistemlerinin yeniden tasarlanması da talep ediliyor.

İklim değişikliği tartışması ve Laschet'in tavrı seçim öncesi dengeleri değiştirebilir

Berlin’deki siyasi yorumcular, hem iklim değişikliği ile ilgili tartışmaların hem de Laschet’in eleştirilere hedef olan tavrının 26 Eylül’deki genel seçimlerde dengeleri değiştirebilecek bir unsur olduğu konusunda hemfikir. Laschet’in büyük bir imaj kaybına uğradığı dile getirilirken Yeşiller’in başbakan adayı
Annalena Baerbock’un kaleme aldığı kitapta intihal yaptığı iddialarının ardından kaybettiği desteği, partisinin iklim politikalarında yıllardır savundukları tezler sayesinde yeniden bulabileceği savunuluyor.

Merkel’in çıkışının da adeta Yeşiller’in çevreci politikalarını haklı çıkardığı belirtiliyor. Bu arada afet bölgesine basından habersiz bir gezi yapan Baerbock, Berlin’e döndükten sonra, "Benim amacım CDU’lu aday gibi bölgeye gidip, şov yapmak değildi. O yüzden tek başıma incelemelerde bulundum. Ve maalesef yıllardır uyardığımız gibi, iklim değişikliğinin yaşam alanlarımızı tehdit eden bir boyut aldığını yerinde tespit ettim" şeklinde bir açıklama yaptı.

Almanya'da genel seçimler yaklaşırken afet öncesi yapılan anketlerde, CDU ve kardeş partisi CSU‘nun oy oranı yüzde 28, Yeşiller‘in yüzde 20 olarak belirlenmişti. Sel felaketinin Berlin’deki yorumlarda öne sürüldüğü gibi siyasi yelpazeye nasıl yansıyacağını bundan sonraki anketler gösterecek.

XS
SM
MD
LG