Almanya, iki hafta önce evinde kafasına sıkılan tek kurşunla öldürülen Kassel Bölge Valisi Walter Lübcke cinayetini konuşmaya devam ediyor.
Katil zanlısının aşırı sağcı olması ülkede ‘sağ terörizm’ endişesini arttırırken, cinayetin ardından çok sayıda siyasetçiye de ölüm tehditleri gittiği ortaya çıktı.
E-postayla ajans ve gazetelere de gönderilen ve ‘Devlet Darbesi Orkestrası’ adlı ırkçı bir grubun imzası olan tehdit mektubunda, Walter Lübcke’nin ardından çok sayıda başka siyasetçinin de öldürüleceği iddia edildi ve somut olarak Köln Büyükşehir Belediye Başkanı Henriette Reker ve Altena Belediye Başkanı Andreas Hollstein’ın isimleri verildi.
İki siyasetçi daha tehdit altında
Mektupta her iki siyasetçiye, "Sizin hayatınız 2020’de sona erecek. Sizi öldüreceğiz. Tek başına sadece sizle sınırlı kalmayıp, diğer siyasi meslektaşlarınız, aile fertleriniz, arkadaşlarınız, aynı düşüncedeki alt sınıf insanlardan hesap soracağız ve enselerine kurşun sıkarak infaz edeceğiz" mesajı verildi.
E-postanın bir ‘savaş ilanı’ olarak değerlendirilmesini isteyen ‘Devlet Darbesi Orkestrası’ adlı grup, "Yahudi ve Müslümanların yaşamını nihai olarak söndürmemiz çok uzun sürmeyecek" şeklinde bir ifade de kullandı. Tehditlerle dolu mektup, “Yaşasın zafer ve yaşasın Hitler” diye sona eriyor.
Mektupta açık bir şekilde tehdit edilen iki belediye başkanı da daha önce aşırı sağın saldırısına uğramış, ölümden dönmüşlerdi. Henriette Reker, 2015’te seçim gününden bir gün önce Frank S. adlı aşırı sağcının bıçaklı saldırısına uğradı. Belediyede uyum ve mültecileri yerleştirmeden sorumlu olan Reker, yabancı dostu bir politikacı olarak tanınıyor. Saldırgan, Reker’i boğazına sapladığı 30 cm uzunluğundaki bıçakla ağır yaraladı. Yabancı yanlısı olarak tanınan Andreas Hollstein ise 2017’de bir büfeden döner alırken saldırıya uğradı. Hollstein saldırıyı boğazına aldığı hafif bıçak yarasıyla atlattı.
Katil zanlısı Neonazi bağlantılı
Walter Lübcke’nin katil zanlısı olarak yakalanan Stephan E.’nin, 8’i Türk 10 kişiyi öldüren Neonazi terör örgütü NSU destekçilerinden Benjamin G. ile bağlantısı olduğu ortaya çıktı.
Stephan E.’nin Hessen Eyalet Meclisi’nde kurulan NSU Araştırma Komisyonu’nda da militan Neonazi olarak tanımlanarak sık sık adının geçtiği belirlendi. Bu arada zanlının intihar etme olasılığının yüksek olduğunu göz önünde tutan savcılık, Stephan E.’nin özel hücrede tutulmasına ve hücresinin 24 saat kameralarla takip edilmesine karar verdi. Zanlının, kendisine yönelik suçlamalarla ilgili şu ana kadar konuşmayı reddettiği öğrenildi.
Öte yandan yabancılara yönelik saldırıları belgeleyen ve dün, Almanya’da 1990’dan bu yana 195 kişinin aşırı sağ teröre kurban gittiğini açıklayan Amadeu Antonio Vakfı, hakkında tutuklama kararı bulunan 497 Neonazi’nin halen kaçak olduğunu duyurdu. Söz konusu kişileri "uyuyan aşırı sağcı teröristler" olarak tanımlayan bir vakıf sözcüsü, kaçak ırkçıların her an yeni bir cinayet işleyebileceğini öne sürdü.