Almanya'da 26 Eylül'de yapılan genel seçimler sonrasında yeni koalisyon hükümeti kurma çalışmaları sonuçlandı. Sosyal Demokrat Parti (SPD), Hür Demokrat Parti (FDP) ve Yeşiller’in sürdürdüğü görüşmelerin seçimlerden 59 gün sonra tamamlanmasının ardından, üç partinin lideri Berlin’de koalisyon protokolünü kamuoyuna tanıttı.
Başbakan Angela Merkel’den boşalacak koltuğa oturmaya hazırlanan SPD’li Olaf Scholz, FDP lideri Christian Lindner ve Yeşiller’in eş başkanları Annalena Baerbock ile Robert Habeck’in tanıttığı hükümet programı, "Daha fazla ilerlemeye cesaret et - Özgürlük, Adalet ve Sürdürülebilirlik İçin İttifak" başlığını taşıyor.
22 çalışma grubunda yaklaşık 300 katılımcının çalışmasıyla hazırlanan 177 sayfalık taslağın "Almanya’nın Avrupa ve dünyadaki sorumlulukları" başlıklı bölümünde, müstakbel hükümetin Türkiye politikasının nasıl olacağı aktarılıyor. Yeni hükümet, Türkiye’yi Avrupa Birliği’nin ve NATO’nın önemli bir ortağı olarak değerlendiriyor. İlgili bölümde şu sözler yer alıyor:
"Türkiye, endişe verici iç siyasi gelişmelere ve dış politik gerilimlere rağmen, bizim için AB ve NATO‘nun önemli bir ortak olarak kalacak. Alman toplumunun doğal bir parçası olarak gördüğümüz Türkiye kökenli kişilerin yüksek oranı, ülkelerimiz arasında özel bir yakınlık oluşturuyor. Türkiye’de demokrasi, insan, kadın ve azınlık hakları yoğun bir şekilde kısıtlandı. Bu nedenle üyelik sürecinde yeni fasıl açılmayacak ve açılanlar da kapanmayacak. AB-Türkiye diyaloğu sürdüreceğiz. Özellikle de sivil toplum ve gençlik örgütleriyle iletişim geliştirilecek."
Partilerin kırmızı-sarı-yeşil renklerinden dolayı kamuoyunda "trafik lambası koalisyonu" olarak isimlendirilen müstakbel hükümet tarafından özellikle enerji politikasında köklü bir değişim hedeflerken, yeşil teknoloji ve dijitalleşmeye yatırımların artırılması hedefleniyor. Maden ve taş kömüründen enerji üretimine 2030 yılında son verilmesi karara bağlanırken, aynı zamanda Almanya genelinde tüketilen enerjinin 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması öngörülüyor.
Programda, son haftalarda Almanya’yı yeniden çok sert bir şekilde etkileyen Corona pandemisiyle mücadele için bir kriz ekibi oluşturulması hedefleniyor. Koalisyon anlaşmasının dikkat çeken diğer başlıkları, asgari ücretin saatte 12 euro 50 cente yükseltilmesi, oy kullanma yaşının 16'ya düşürülmesi, özellikle Berlin ve Münih gibi kentlerde astronomik kiralara karşı yılda 400 bin daire inşa edilmesi hedefi ve esrarın keyif amaçlı kullanımının yasallaştırılması.
Bu arada göçmenlerle ilgili olumlu planlar da koalisyon uzlaşısında yer alıyor. Buna göre göçmenlerin beş yıl ikametten sonra vatandaşlık başvurusunda bulunmalarına izin verilecek. Çifte vatandaşlığa imkan sağlanacak. Göçmenlere yönelik destek projeleri sürdürülecek ve ırkçı terör örgütü NSU kurbanları için dokümantasyon merkezi oluşturulacak.
Önümüzdeki dört yıl Almanya'yı idare edecek koalisyonun hazırladığı sözleşmenin tamamlanmasının ardından, metnin önümüzdeki günlerde parti genel kurullarında delegelere sunulması, bu sürecin 5 Aralık’a kadar tamamlanması hedefleniyor. Ardından da 6 Aralık'ta şu anda Maliye Bakanı olan Olaf Scholz’un Federal Meclis’te başbakan seçilmesi ve yeni kabinenin oluşturulması hedefleniyor. Yeni hükümetin kurulması ile 16 yıllık Angela Merkel iktidarı da son bulmuş olacak.
Yeni hükümette 17 bakanlık olacak. SPD 6, Yeşiller 5 ve FDP 4 bakan ve iki bakan düzeyinde müsteşar yer alacak. Scholz’un yanısıra isimleri kesinleşen isimler de var. Almanya'nın yeni dışişleri bakanı Yeşiller'in eş başkanı Annalena Baerbock, Maliye Bakanı ise FDP lideri Lindner olacak. Ulaştırma Bakanlığı'nı Yeşiller'in alması ve bakan olarak da partinin eski eş başkanı Cem Özdemir'in atanmasına kesin gözüyle bakılıyordu ancak bu bakanlığı FDP aldı. FDP'nin genel sekreteri ve ana müzakerecilerinden biri olan Volker Wissing'in bakan olacağı açıklandı. Yeşiller’in diğer eş başkanı Robert Habeck’in de "süper bakanlık" olarak nitelenen ve yeni oluşturulan Federal Ekonomi ve İklim Korunması Bakanı olması öngörüldü