Sosyal adaletsizlik ve finans sisteminin yol açtığı haksızlıklara karşı, New York'ta başlayan, 'Wall Street'i işgal edin' hareketi, dünyaya yayıldı, Cumartesi günü toplam 82 ülkede on binlerce gösterici sokaklara döküldü. Yunanistan’da başlayan ve Euro para birimi kullanan birçok ülkeyi etkileyen krizinin boyutu ve sonuçlarının uzun bir süredir gündemi belirlediği Almanya’da 50’den fazla gösteri yapıldı. Gösterilerin merkezi, Avrupa’nın finans metropolü sayılan ve Avrupa Merkez Bankası’nın da bulunduğu Frankfurt oldu. Yaklaşık 5 bin küreselleşme karşıtı Almanya’da bankaların devletleştirilmesini talep ederken, Berlin’de ise tahminlere göre 10 bin kişi gelir dağılımı adaletsizliğini ve Merkel hükümetinin mali kurtarma planlarını protesto etti. Göstericilerin Alman Federal Parlamento Binası Reichstag’ın önündeki alanı işgal denemeleri ise polisin müdahelesiyle engellendi. Almanya’daki gösterilere çok sayıda sol ve globalizm karşıtı grupların yanısıra muhalefetteki tüm partilerin destek vermesi dikkati çekerken, Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir Alman bankalarındaki üst düzey yöneticilerin maaşlarının yeniden düzenlenmesi gerektiğini açıkladı. Sol Parti Berlin eyalet milletvekili Hakan Taş ise, 'Wall Street'i işgal edin' hareketinin Almanya’da yeni bir demokrasi hareketinin doğuşuna neden olduğunu ve eylemlerin devam edeceğini söyledi.
Bu arada geçen hafta içinde başkent Berlin'de tren istasyonlarına ve demiryollarına bir dizi patlayıcı madde yerleştirilmesi ve sabotaj denemeleri ülkede aşırı solcu terör tartışması başlattı. Sabotaj amaçlı 18 eylemin hiçbirinde ölen ya da yaralanan olmazken, Berlin’den Hamburg’a giden tren güzargahında üç gün boyunca aksaklıklar yaşandı. Güvenlik yetkilileri eylemleri otonom olarak tanımlanan aşırı solcu bir hücrenin düzenlediğini belirtirken, soruşturmaları Almanya'nın iç güvenliğinin tehlikede olduğu durumlarda devreye giren Federal Savcılık üstlendi. Ulaştırma Bakanı Peter Ramsauer, eylemi düzenleyenleri ‘terörist’ olarak tanımlarken, Polis Sendikası sözcüsü 1970li yıllarda Kızıl Ordu Fraksiyonu'nun da benzer şiddet eylemleri ile başladığını ancak daha sonra insanları öldürdüğünü hatırlattı. Uzmanlar globalizme karşı harekete katılan protestocular arasından aşırı sol grupların eylemlerine sıcak bakanlar ve destek verenler olabileceğini savunuyor.
