Almanya’nın başkenti Berlin’de bir ilkokulda Yahudi bir kız öğrencinin bir grup Müslüman erkek öğrenci tarafından sözlü tacize uğradığı iddiaları ülkenin gündeminin bir numaralı konusu oldu. İlk olarak geçen hafta sonunda bulvar gazetesi Bild’de yayınlanan habere göre, söz konusu kız öğrenci Yahudi olduğu için son iki yıl boyunca bir çok kez ‘mobbing’ olarak da tanımlanan dışlanma ve sözlü tacize maruz kaldı. Gazeteye konuşan kızın babası, Müslüman kökenli bazı öğrencilerin çocuğuna ‘Gavurlar ölmeli’ dediğini, okul yönetiminin ise Müslüman öğrencilerin aileleri ile sorun yaşamamak için konunun yeterince üzerine gitmediğini öne sürdü. Bild ve çok sayıda diğer Alman gazetesi, söz konusu olayın münferit olmadığı, Alman okullarında Müslüman öğrenciler arasında antisemit sözel ve fiziksel saldırıların yaygınlaştığı yönünde haber ve yorumlara yer verdiler.
Geçen yıl Berlin'de 14 yaşındaki bir çocuğun Müslüman sınıf arkadaşlarının, Yahudi olması sebebiyle kendisine yönelik taciz ve hakaretlerin ardından okuldan ayrılmak zorunda kaldığı ortaya çıkmış, olay beraberinde Yahudi düşmanlığı içeren mobbingin boyutu ile ilgili tartışmaları getirmişti. Son olayla ilgili yapılan yorumlarda 2015 sonrası Almanya’ya Müslüman ülkelerden gelen göçmenlerin sayısının artması ile antisemitzmin yayılması arasında bağlantı bulunup bulunmadığı sorusu tartışılırken, ilgili haberin Federal İçişleri Bakanı Horst Seehofer’in ‘İslam Almanya’ya ait değildir’ şeklinde açıklamasının hemen akabininde gündeme gelmesi dikkat çekti.
Bavyera’da eyalet başbakanlığı koltuğunu bırakıp Federal İçişleri Bakanı olarak Berlin’e gelen Horst Seehofer 15 Mart tarihinde Bild Gazetesi’ne verdiği demeçte, Almanya’nın temelinin Hristiyanlık ve Musevilik üzerine kurulu olduğunu savunarak, "İslam, Almanya’ya ait değil" demişti. Başbakan Angela Merkel’in, "Müslümanlar da, onların dini İslam da Almanya’ya aittir" şeklindeki karşı çıkışı sonrasında alevlenen tartışma kamuoyunu da ikiye böldü.
Berlin’de ilkokulda yaşandığı belirtilen olay, İslam’ın Almanya’daki yeri konusundaki tartışmalara yansırken, Yahudi cemaatinden temsilciler kendilerine yönelik sataşma ve saldırıların eskiden aşırı sağcı Almanlar’dan geldiğini, son yıllarda ise Müslüman göçmenler tarafından yapılan antisemit sözel ve fiziksel saldırılarda artış olduğunu belirtiyorlar. Genel istatistikler de antisemit saldırılarda artış olduğunu ortaya koyarken, olayların sorumlusu olarak büyük oranda aşırı sağcı ve ırkçılar tanımlanıyor.
Federal hükümetin 2017’nin ilk altı ayında kayda geçen antisemit sözel ve fiziksel saldırılarla ilgili raporuna göre, 2016’da aynı dönemde toplam 654’den 681’e tırmandı. Bu saldırıların 632’si, yani yüzde 93’ü Alman aşırı sağcılar ve ırkçılar tarafından yapıldı. Söz konusu raporda Müslümanların neden olduğu olay sayısı 23 olarak tanımlanırken, 25 saldırının ise İsrail karşıtı aşırı solcularla bağlantısı olduğu belirtiliyor.
Almanya’da, çoğunluğu eski Sovyetler Birliği'nden göç eden 300 bin dolayında da Yahudi yaşıyor. Ülkede, Yahudi karşıtlığı Nazi döneminde gerçekleşen ve altı milyon Yahudinin hayatını kaybettiği soykırım nedeniyle çok hassas bir konu.
Uzmanlar bu açıdan Almanya’daki Musevileri huzursuz eden antisemitizmin tüm boyutlarıyla ciddiye alınmasını ve üzerine gidilmesini tavsiye ederken, özellikle okullarda genel olarak şiddet eğiliminin artığı konusunda uyarıda bulunuyorlar. Bu bağlamda, okulda ve aile içinde nefret ve şiddet konularına daha fazla değinilmesi gerektiğine işaret edilirken, radikal İslamcı eğilimlere paralel, Almanya için Alternatif'in (AfD) ve sağ popülizmin güçlenmesi ile birlikte "Almanya’da daha önce söylenmeyecek görüşlerin dile getirilmesinin kolaylaştığı ve toplumda kabul edildiği" söyleniyor.