Almanya’da da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde yapılan açıklamalarda, ülkedeki kadın haklarının durumuna dikkat çekildi ve kadınlara ayrımcılığın önlenmesi için çabaların arttırılmasını istendi. Ülkede kadınlara oy hakkı tanınmasının 100‘ncü, kadınların üniversitede öğrenim görme hakkını kazanmalarının 110’ncu yılında, kadın-erkek eşitliği konusunda büyük sorunlar olduğuna dikkat çekilirken, adaletsizliğe karşı çetin ve uzun soluklu bir mücadele verilmesi gerektiği vurgulandı.
Cinsler arası eşitliğin anayasada yer aldığı Almanya, Estonya ve Çek Cumhuriyeti’nden sonra kadınların kendileriyle aynı pozisyondaki erkeklerden çok daha az maaş aldığı üçüncü ülke durumunda. Buna göre, kadınlar aynı işte erkeklerden ortalama yüzde 22 oranında daha az maaş alıyor. Yönetici kadrolarının büyük çoğunluğunu da hala erkekler oluşturuyor. Söz konusu kadroların sadece yüzde 7,8’inde kadınlar yer alıyor. Yasal düzeyde eşitlik için bir dizi önlem alınmasına karşın, sigortasız ve güvencesiz işlerde çalışanların çoğunu da, yüzde 62 oranıyla kadınlar oluşturuyor. Yaşlılıkta yoksulluktan da kadınlar çok daha fazla oranda etkileniyor. Emeklilik maaşları arasındaki ortalama fark yüzde 53’e varıyor.
Kadın erkek eşitliği, siyasette de daha ulaşılamayan bir hedef halinde. 14 yıldır hükümetin başında bulunan ve yıllardır dünyanın en güçlü kadını olarak görülen Angela Merkel’e rağmen, kadınların dünya parlamentolarındaki temsiline ilişkin listede Almanya 46’ncı sırada. 2017'deki seçimlerde doğrudan aday gösterilen adayların yalnızca dörtte biri kadındı. Mevcut Alman milletvekillerinin ise yalnızca üçte biri kadın. Federal parlamento bu alandaki adaletsizliği kaldırmak için hazırlık aşamasındaki bir yeni yasayla partilerin liste adaylarının veya doğrudan adayların yüzde 50'sini kadınlara ayırmalarının sağlanmasını hedef olarak belirledi.
Çok sayıda kadın örgütü ve insiyatifi, eşitlik talebini daha güçlü bir şekilde duyurabilmek için 8 Mart’ta kadınları ülke çapında greve çağırdı. Geçtiğimiz yıl İspanya’da "8 Mart Kadın Grevi"ne yaklaşık beş milyon kadın katılmıştı. Almanya’da “Çalışmayı durdurduğumuzda dünya durur” parolası ile grev çağrısı yapan kadın örgütlerinin ne kadar başarılı olacağını kestirmek çok güç.
Sendikalar Almanya’da politik grevin yasak olduğuna vurgu yaparak, greve çağrı yapamayacaklarını ama yapılacak eylemlere katılım sağlayacaklarını belirtiyorlar. Greve yönelik yapılan çağrıda, kadınların emeğinin erkeklerle aynı şekilde değerlendirilip, ücretlendirilmesi, kadın ve kızlara yönelik şiddete son verilmesi, kadınları etkileyen yoksulluğa, ırkçılık ve ayrımcılığa karşı mücadele konusunda etkin kararlar alınması talep ediliyor. Greve destek veren Göçmen Kadınlar Birliği’nden Zahide Genç, son yıllarda kadınların eşit hak mücadelesinin dünya çapında yankı bulduğunu ve güç kazandığını belirtiyor.
Bu arada, 8 Mart, Almanya’nın başkenti Berlin’de artık resmi tatil günleri arasına girdi. 16 eyalet içinde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü bu yıldan itibaren geçerli olmak üzere resmi tatil ilan eden ilk ve tek eyalet olan Berlin’in tutumuna iş çevreleri tepki gösterdi. İş çevreleri tatil günü nedeniyle üretimde binde üç oranında bir azalmanın olacağını iddia etti.
