Almanya’da giderek artan emlak fiyatları ve kiralar, geliri düşük olanlar açısından kabusa dönüştü. Özellikle başkent Berlin’de son yıllarda fahiş oranda artan kiralara karşı kiracılar adeta ayaklanmış durumda. 180 kuruluşun çağrısıyla ‘Çılgın kira artışları dursun’ başlığı altında düzenlenen yürüyüş ve mitinge organizatörlerin sayısına göre 20 bin kişi katıldı. Türkiye kökenli göçmenlerin kurduğu derneklerin de destek verdiği protesto kapsamında, kiralık konut bulmanın neredeyse imkansız hale geldiği ve artan kiralardan özellikle dar gelirlilerin derinden etkilendiği vurgulandı.
Konuyla ilgili verilere göre, ülkedeki büyük kentlerde yaklaşık 2 milyon kişi uygun fiyatlı kiralık ev bulamıyor. Araştırmacılar, 2014'ten bu yana kiraların keskin bir şekilde arttığını, son 10 yılın ortalaması alındığında konut piyasasında en büyük fiyat artışının Berlin’de tespit edildiğini belirtiyor. Nüfusun yüzde 20’sinin devlet yardımı ile yaşadığı başkentte, işsizlik ya da sosyal yardım parası alanlar, pahalılaşan ev kiralarını ödeyemeyecek duruma geliyor ve kenar mahallelerde daha ucuz bir eve taşınmak zorunda kalıyor. Başkente bir yıl içindeki kira artışı yüzde 21 olarak belirlenirken, özellikle düşük seviyeli gelirlilerin yaşadığı mahallelerde bulunan apartmanlar ve yüksek gelirlilerin müstakil evlerinde de fiyatlar büyük artış gösterdi. Arsa fiyatları da konut sektöründeki pahalılıktan nasibini aldı. Berlin’de arsa fiyatları son bir yılda ortalama yüzde 15 arttı.
Bu nedenle zaten kısıtlı olan arsaların sahipleri, yeni bina inşaatı yerine bekleyerek daha fazla kazanç elde etmeyi tercih ediyorlar. Yabancı yatırımcıların da gözünü Berlin’e çevirmesine yol açan kira artışları ile arsa fiyatlarındaki yükselişin yanı sıra emlak fiyatların ‘aşırı değerli’ olması da konut arayanlar açısından karşılaşılan diğer bir sorunu oluşturuyor. Almanya Merkez Bankası'nın hesaplamaları, gayrimenkullerin yüzde 15 ila 30 arasında ‘aşırı değerli’ olduğunu ortaya koydu. Düşük faiz, yabancı sermaye akımı ve Almanya’da ekonomik istikrar sonucunda, ülkenin ‘taşı toprağı’ gerçek değerinden daha fazla değer kazanırken, Brexit’in de etkisiyle uluslararası gayrimenkul yatırımcılarının Almanya’ya olan ilgisinin süreceği ve arsa fiyatlarının yükselmeye devam edeceği görüşü ağır basıyor.
Emlak sektöründe dudak uçuklatan spekülasyonlar sürerken, Türkiye kökenli yaklaşık 200 bin vatandaşın yaşadığı Berlin’de bir diğer sorun ‘gentrifakasyon’ olarak bilinen, İstanbul’un bazı semtlerinde de yaşanan kentsel dönüşüm. Başkent, Berlin Duvarı’nın yıkılması ve iki Berlin’in birleşmesinin ardından hala büyük bir dönüşüm geçiriyor. Son yıllarda Avrupa’nın en ilgi çeken kentlerinden olan Berlin, yatırımcılar için çekim merkezi haline geldi.
Aynı şekilde dünyanın dört bir köşesinden genç girişimciler, sanatçılar ve ‘yeni zenginler’ de Berlin’e yaşamak ve çalışmak amacıyla yerleşiyorlar. Bu grupların en yoğun ilgi gösterdiği semtler ise, şimdiye dek göçmenlerin yaşadığı, kentin ‘renkli ve sosyal yaşamı yoğun’ bölgeleri. Emlakçılar, örneğin Kreuzberg gibi semtlerdeki apartmanları satın alıp kiracıları çıkarırken, modernize edilen daireler ‘lüks konut’ olarak fahiş fiyatlara ‘yeni ve zengin Berlinlilere’ kiralanıyor. Hızla artan kiraları ödeyemeyen esnaf da kepenk kapatırken, yeni kiracılar ve mülk sahipleri eskileri uzaklaştırmaya çalışıyor. Berlin’de sokağa çıkan protestocuların umudu ise, seslerin duyulması ve siyasetçilerin alacakları önlemlerle, bir nebze de olsa kira artışlarının frenlenmesi.