‘NSU’ kısa adıyla tanınan ‘Nasyonal Sosyalist Yeraltı’ adlı aşırı sağcı terör örgütünün mağdurlarını savunan Türk kökenli avukat Seda Başay-Yıldız ikinci kez ölümle tehdit edildi.
Özel bilgiler ve aile bireylerinin isimlerinin yer aldığı mektubun, yine Alman polis teşkilatının bilgisayarından ve ‘NSU 2.0’ imzasıyla gönderildiği haber verildi. 2000-2007 yıllarında 8'i Türk 10 kişinin ölümüyle bağlantılı NSU davasında, kurban Enver Şimşek’in yakınlarının avukatlığını yapan Seda Başay-Yıldız’a ve diğer Türk kökenli müdahil avukatlara daha önce de tehdit mektubu gönderildiği geçen Aralık ayında ortaya çıkmış, olayın arkasında Frankfurt’ta görevli biri kadın 4’ü erkek 5 polis memuru olması Almanya’da büyük şok yaratmıştı.
Başay-Yıldız’ın aldığı yeni tehdit mektubunun da, bir polis bilgisayarında yer alan bilgilerden yola çıkılarak derlendiği saptandı. Konuyla ilgili Alman basınına konuşan avukat, mektupta ailesine ve akrabalarına ait hane kayıt bilgilerinin yer aldığını duyurdu.
İlk tehdit mektubuyla bağlantılı toplam beş polisin açığa alınmasına atıfta bulunulan yeni mektupta, Başay- Yıldız’a hitaben "Beyinsiz bo.. döneri, polis meslektaşlarımıza ne yaptığını anlaşılan bilmiyorsun! Türk domuzu, esas şimdi senin için büyük sorunlar başlıyor. Senin bo..tan kızının kafasını koparacağız. Geri kalan dönerci takımına da aynı muameleyi yapacağız" sözleri yer alırken, mektup bu kez de ‘NSU 2.0’ imzasıyla sona eriyor.
Avukat Başay-Yıldız’a gönderilen ve açık ev adresiyle 2,5 yaşındaki kızının isminin yer aldığı ilk tehdit mektubunda, "Pis Türk domuzu. Sen Almanya’yı bitiremezsin. Eğer buradan canlı çıkabilirsen bir an evvel defol git. Değilse kızını paramparça edeceğiz" sözleri yer almıştı.
Diğer Türk kökenli avukatlara elektronik posta yoluyla benzeri içerikte giden mektuplarda da, ülkeyi terk etmeleri, aksi takdirde öldürülecekleri tehditi yapılmıştı. O dönemde yapılan araştırmalar sonucu, tehdit faksının Frankfurt 1.Polis Karakolu’ndan gönderildiği, görevli bazı polislerin bilgisayar ve telefonlarında yapılan incelemelerde Hitler fotoğrafları, neonazi sembolleriyle sloganları, ırkçı ve yabancı düşmanlığı içerikli mesajlar paylaştıkları saptandı. Polislerin evlerine baskın düzenlenerek bilgisayarlarına ve cep telefonlarına el konuldu. Beş polis memuru hakkında halkı kışkırtma ve anayasaya aykırı semboller kullandıkları şüphesiyle soruşturma açıldı.
Frankfurt Emniyet Teşkilatı'nda aşırı sağcı bir örgütlenme olabileceği şüphesiyle yürütülen soruşturmaya paralel, aynı şüpheyle Wiesbaden, Offenbach ve Fulda'da da emniyet teşkilatlarında inceleme başlatıldığı açıklandı.
Son tehdit olayı bu konudaki kuşkuların haklı olduğunu ortaya çıkarıyor. NSU mağdurlarının, kendisi de tehdit edilen avukatlarından Aziz Sarıyer, NSU davasında devletiçindeki aşırı sağcı gizli yapılanlanmaların aydınlatılmadığını, bunun da ‘NSU 2.0’ gibi yeni oluşumlara zemin hazırladığını öne sürüyor.
Bu arada tehdit edilen Seda Başay-Yıldız, güvenlik birimlerinin olayı yeteri kadar ciddiye almadığını savunarak, bir yetkilinin kendisine "İsterseniz tabanca ruhsatı verelim. Kendinizi koruyabilirsiniz" dediğini söyledi. Avukat, "Ben Almanya’da bir avukat olarak mesleğimi sürdürebilmek için tabancayla mı dolaşacağım?" diyerek, Almanya’nın bir hukuk devleti olduğuna inanmak istediğini açıkladı.