Almanya'nın Frankfurt kentinde Türkiye kökenli bir avukata gönderilen ırkçı tehdit mektubunun ardından, aşırı sağcı terör örgütü NSU mağdurlarının avukatlığını yapan Türkiye kökenli başka avukatlara da elektronik posta yoluyla benzeri içerikte tehdit mektupları gönderildiği ortaya çıktı. 8’i Türkiye kökenli 10 kişiyi öldürmek, banka soymak ve bomba saldırılarında bulunmakla suçlanan ırkçı terör örgütü NSU davasında müdahil avukatlar arasında en çok tanınan isimlerden olan Mustafa Kaplan ve Mehmet Daimagüler’e, ağır hakeretler içeren ve NSU 2.0 imzalı mektuplar gönderildiği öğrenildi.
Söz konusu mektuplarda da, Frankfurtlu avukat Seda Başay-Yıldız'a gönderilen mektupta olduğu gibi, avukatların Almanya’yı terk etmeleri, burada kalmaları durumunda öldürülecekleri tehditi yer alıyor.
Mustafa Kaplan, kendisine gelen mektupta ayrıca Almanya’da yaşayan Türklere, Yahudilere ve yabancılara karşı şiddet uygulanacağını, çocuklarının kaçırılacağını ve tecavüz edileceğini, öldürüleceğini, evlerinin kundaklanacağını yazdığını ve savcılığa şikayette bulunduğunu söyledi.
Mehmet Daimagüler ise, kendisine sürekli tehdit mektupları geldiğini ve savcılığa hep şikayette bulunduğunu belirtti.
Öte yandan Frankfurtlu avukat Seda Başay-Yıldız'a gönderilen, NSU 2.0 imzalı bir tehdit faksıyla başlatılan soruşturmanın kapsamı genişletildi. Frankfurt Emniyet Teşkilatı'nda aşırı sağcı bir örgütlenme olabileceği şüphesiyle yürütülen soruşturmada şimdiye kadar 6 polis açığa alınırken, aynı şüpheyle Wiesbaden, Offenbach ve Fulda'da da emniyet teşkilatlarında inceleme başlatıldığı duyuruldu.
Frankfurtlu Avukat Seda Başay-Yıldız, kendisine gönderilen mektupta kızının ölümüyle tehdit edilince suç duyurusunda bulunmuştu. Yapılan araştırmada Başay-Yıldız'ın ev adresinin Frankfurt Polisi'ne bağlı bir polisin bilgisayarından sorgulandığı ortaya çıkmıştı.
Bu arada polis içindeki ırkçı yapılanmanın avukatları ölümle tehdit etmesinin Türkleri tedirgin ettiğini belirten Almanya Türk Toplumu Başkanı Sofuoğlu, “Kendini güvende hissetmiyoruz” dedi. Noel nedeniyle bir açıklama yapan Sofuoğlu, olayın arkasında kimlerin olabileceğinin detaylı araştırılmasını talep etti.Sofuoğlu, "Toplum olarak ne öğrendik? Güvenlik birimlerinde değişen ne oldu? Toplumun bir bölümünün kendini artık güvende hissetmemesi çok dramatik bir durumdur. Çünkü tam da onları koruması gereken yapılar, sorunun bir parçası" şeklinde görüş belirtti.
Göçmen kuruluşları NSU örgütünün su yüzüne çıkarılmasından bu yana iç istihbarat teşkilatını eleştiriyor. 2015’de Başbakan Angela Merkel’in bir milyon mülteciye sınırları açmasıyla birlikte yeni bir boyut kazanan ırkçı gruplara karşı yeteri kadar kararlı mücadele edilmediği belirtiliyor. Nitekim bundan kısa bir süre önce, Alman ordusu içerisinde gizlice teşkilatlanan ve darbeyle iktira gelmeyi planlayan ''Hannibal'ın Gölge Ordusu'' adlı ırkçı oluşumun adeta son anda çökertildiği ortaya çıkmıştı.Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın yeni başkanı Thomas Haldenwang Noel öncesi yaptığı açıklamada, istihbarat teşkilatlarının aşırı sağla mücadeleye daha fazla ağırlık vereceğini vurguladı. Haldenwang, teşkilat adına ırkçı ve şiddet yanlısı gruplara girecek ajanların sayısını arttıracağını belirtti.