Almanya’da Angela Merkel sonrası dönemi belirleyecek seçimlere yaklaşık 4 hafta kala yapılan son anketlere göre, sosyal demokrat SPD, seçimlerin favorisi olarak gösterilen Birlik Partileri CDU/CSU ile aynı oy oranına yükseldi.
Anketlere göre, yaz aylarına girerken SPD’nin yüzde 20 oranında önünde olan Birlik Partileri, son olarak bir önceki haftaya göre, üç puan kaybederek yüzde 22’ye geriledi. Bu, Birlik Partileri’nin son 6 yılda anketlerde aldığı en düşük oy anlamına geliyor. Şu anki koalisyon hükümetinin Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Olaf Scholz‘un başbakan adayı olduğu SPD, oylarını hızla arttırmaya devam ediyor.
Üç ay önce oy oranı yüzde 14 olan, önceki haftaki anketlerde yüzde 20 seviyesinde görünen SPD, oylarını iki puan arttırarak yüzde 22’ye yükseldi. Ankette Yeşiller Partisi de yüzde 17’ye düştü. Halbuki Annalena Baerbock‘un Yeşiller‘in başbakan adayı olarak açıklanmasından sonra partinin oyları yüzde 27’lere kadar yükselmişti. Anketlerde, liberal FDP yüzde 13 alırken, göçmen ve İslam karşıtı AfD ise oylarını bir puan arttırarak yüzde 12’ye yükseldi. Sol Parti ise yüzde 7 oy alabildi.
Yeşiller'in adayı Baerbock oy kaybediyor
Bundan kısa bir süre öncesine kadar, 26 Eylül’deki seçimden sonra siyaseti bırakacak olan Başbakan Angela Merkel’in yerine Yeşiller’in adayı Baerbock’un ya da Birlik Partileri adayı Armin Laschet’in geçeceğine kesin gözüyle bakılıyordu. Ancak Baerbock’un kendi yaşamını anlattığı kitabında intihal yaptığının ve kazandığı yan gelirlerini Federal Meclis’e geç bildirdiğinin ortaya çıkması, popülaritesinin düşmesine neden oldu. Yeşiller de anketlerde yüzde 10 civarında oy kaybına uğradı. Siyaset uzmanları, Baerbock’un dış politik ve ekonomi konularında eksiklikleri olduğunu vurgularken partinin erkek eş başkanı, Robert Habeck’in daha inandırıcı olduğunu öne sürüyorlar.
Kadın-erkek eşitliğine büyük özen gösteren Yeşiller’in tüzüğüne göre, partide makamlarda öncelik kadınlara veriliyor. Erkekler, kadın adayın feragat etmesi durumunda söz konusu makam için aday olabiliyor.
Berlin’de en şaşkınlık yaratan gelişmeyse, Merkel’in halefi olarak gördüğü Armin Laschet’in önlenemez hızdaki düşüşü oldu. Almanya’nın en büyük eyaleti Kuzey Ren Vestfalya’nın başbakanlığını yapan Laschet’in verdiği demeçlerde, kırdığı siyasi potlara paralel, geçen ay Almanya’da yaşanan sel felaketinde ziyaret ettiği ve büyük zarar gören bir köyde, ön tarafta Cumhurbaşkanı Steinmeier konuşurken, arka planda ekibiyle kahkaha atarken kameralara yansıyan görüntüleri, popülaritesini iyice düşürdü.
Laschet'in ülkenin gündemindeki birçok konuda açık ve anlaşılır pozisyon alamaması da çok eleştiriliyor. Laschet, sadece kendi hatalarına ve rakiplerine karşı değil, Birlik Partileri içindeki muhaliflerine karşı da mücadele veriyor.
CDU’nun kardeş partisi CSU’nun Laschet’e yeteri kadar destek vermediği biliniyor. Hatta CSU’ya yakın yorumcular, Laschet’in adaylıktan çekilmesi, onun yerine Bavyera Eyaleti Başbakanı ve CSU lideri Marcus Söder‘in yarışa girmesi için çok yoğun kulis çalışmaları yapıyor.
Baerbock ve Laschet, daha şimdiden seçimin kaybedenleri olarak tanımlanırken, SPD’nin adayı Olaf Scholz, sürpriz yükselişiyle, yıllardır kriz içinde olan sosyal demokrasinin umudu oldu. Scholz, diğer adayların hatalarından yararlanarak, pozisyonunu sağlamlaştırdı. Popülist ve insanları ayrıştırıcı söylemlerden kaçınmasıyla tanınan Scholz, ekonomik konularda da uzman olarak biliniyor. Berlin’deki yorumlarda, son haftalarda baş döndürücü bir hızla değişen oy oranlarından yola çıkılarak, Scholz ve SPD’nin daha da yükseleceğine ve yeni hükümetin sosyal demokratların liderliğinde kurulacağına kesin gözüyle bakılıyor. SPD’nin, Yeşiller ve FDP ile koalisyon oluşturacağı ve Olaf Scholz’un da Almanya’nın 9’uncu başbakanı olacağı tahmin ediliyor.
