Doğu Almanya ile Federal Almanya'nın birleşmesinin üzerinden tam 30 yıl geçti. ‘Utanç Duvarı’ olarak da adlandırılan Berlin Duvarı’nın 9 Kasım 1989’da yıkılışı ile başlayan süreçte Batı ve Doğu Almanya’nın 3 Ekim 1990’da yeniden birleşmesi Soğuk Savaş döneminin sonu şeklinde de tarihe geçti. İkinci Dünya Savaşı sonrasında, 1949’da savaşı kazanan devletler tarafından iki devlete bölünerek birbirinden kopmak zorunda kalan Almanya’nın doğusu ve batısı, Berlin Duvarı ile 1961’de tümüyle ayrıldı.
Bu sürede Batı Almanya pazar ekonomisi ile hızlı bir ekonomik gelişme içine girerken, doğu ise ekonomik açıdan gelişmeyi başaramadı. Berlin Duvarı’nın 9 Kasım’da yıkılışından sadece on ay sonra 12 Eylül 1990’da imzalanan ‘İki Artı Dört Anlaşması’ ile iki Almanya’nın birleşmesinin önündeki engeller tamamen kalktı, iki ülke Demokratik Almanya Cumhuriyeti’nin batıya ilhak etmesiyle Federal Almanya Cumhuriyeti adı altında 3 Ekim 1990’da resmen birleşti.
Çoğunluk kendini "ikinci sınıf vatandaş" görüyor
40 yıllık ayrılığın ardından yeniden aynı bayrak altında ve aynı sistemde buluşan Almanlar, son 30 yılda büyük değişiklikler ve aynı zamanda hala süren sorunlar yaşadı. Birçok alanda bütünleşme farklı gerçekleşti ve 40 yıl boyunda kökleşen birbirine yabancılaşma bugün de aşılamadı. Nitekim eski Doğu Almanya’nın bulunduğu bölgede yaşayanların yüzde 30’u kendilerini hala Doğu Alman hissediyor, yüzde 50’den fazlası da ‘ikinci sınıf vatandaş’ olarak görüyor. Uzmanlara göre Alman halkının ekonomik ve sosyal açıdan yeniden tam anlamıyla birleşmesi daha uzun bir süre alacak. En büyük sorunlardan biri, ülkenin batısıyla doğusu arasındaki ekonomik farkların sürmesi. Doğu eyaletlerine yapılan 560 milyar Euro'luk yatırıma rağmen, birkaç istisna dışında büyük sanayi kuruluşlarının bulunmadığı doğuda işsizlik oranı ve gençlerin göçü büyük bir sorun. Doğu’da çalışanlar Batı Almanya’daki çalışanların ortalama yüzde 70’i kadar ücret alıyorlar, emeklilik maaşları da henüz denkleştirilmiş değil.
Doğu'da yabancı karşıtlığı fazla
Ekonomik dengesizlik siyasi açıdan da kendisini hissettiriyor. Doğuluların çoğunluğu sosyalist Sol Parti ya da ırkçı Almanya için Alternatif (AfD) partisine destek veriyor; her iki partinin ortak özelliği Batı Almanya’nın yerleşik sistem ve değerlerini eleştirmeleri ve sorgulamaları. Irkçı AfD, bazı eyaletlerde en büyük parti konumunda. Uzmanlar, AfD‘nin, "Paralar size değil, mültecilere gidiyor, size ikinci sınıf Alman vatandaşı muamelesi yapılıyor" diyerek, Doğuluları en zayıf yerinden yakaladığını belirtiyor. Mültecilere ve yabancılara saldırılar, kundaklama eylemleri, şiddet içeren gösteriler ve vandalizm vakaları ağırlıklı olarak Almanya’nın doğusundaki eyaletlerde meydana geliyor.
Türkler birleşmeden neden memnun değil?
Birleşme sonrasında artan, 1992‘de Solingen’de, 1993’de de Mölln’de Türklerin yaşadığı evlerin kundaklanması sonrasında sekiz kişinin yaşamını yitirmesi, aşırı sağcı NSU Nasyonal Yeraltı Örgütü’nün 8’i Türk biri Yunan ve biri polis memurunu öldürmesine paralel, iş piyasından yeni oluşan rekâbet yarışında daha nitelikli, diploma sahibi Doğu Almanlar’a öncelik verilmesi Almanyalı Türk göçmenlerin büyük bir bölümünde "Almanya’nın birleşmesi sonrası bizim durumumuz kötüleşti" şeklinde bugün bile aşılamayan bir duygunun yerleşiklik kazanmasına yol açtı.
Birleşik Almanya 30 yılı bu çelişki ve sorunlarla geride bırakırken, resmi tatil olan 3 Ekim Birleşme Bayramı ülkenin doğusundaki Brandenburg eylaetinin başkenti Potsdam’da düzenlenen etkinliklerle kutlanacak. Kutlama kapsamındaki şenliklere Cumhurbaşkanı Steinmeier ve Başbakan Merkel’in de katılması bekleniyor.