Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, Rusya, Çin ve Kazakistan’a yaptığı resmi ziyaretlerin hedefi, yeni işbirliği anlaşmaları. Merkel, ülkesinin Rusya ve Çin’le daha güçlü bir işbirliği planladığını açıkladı.
2008 sonrasında küresel düzeyde baş gösteren ekonomik krizden en çok etkilenen ülkelerin başında Almanya geldi. Ülkedeki ekonomik büyüme yüzde beş gerilerken, Almanya’yı adeta ayakta tutan dış ticaret ise son elli yılın en düşük seviyesine indi. Bu süreçte Berlin’in kendini adeta geri plana çekmesi, AB kapsamında krize karşı alınacak önlemler programına soğuk yaklaşması ve kendi sorununu çözmeye odaklanması göze battı. Ancak bugün gelinen nokta, Merkel’in taktiğinin başarılı olduğunu ve Almanya’nın krizden en çabuk çıkabilen ülkelerin başında geldiğini gösteriyor. Kalkınma hızı yeniden yükselen, diğer AB ülkelerine kıyasla işsiz sayısı azalan ve dış ticareti artan Almanya, uluslararası arenada da yeni bir strateji geliştiriyor ve Asya pazarına yönelmeyi hedefliyor. Merkel’in Rusya, Çin ve Kazakistan’ı kapsayan resmi ziyaretleri, Almanya’nın bu ülkeler ile bundan sonra ekonomik ve politik alanda daha yoğun işbirliği yapacağının işaretleri olarak yorumlanıyor. Nitekim Merkel’in Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev ile Yekaterinburg’da gerçekleşen zirve sonrasında, iki ülke ilişkilerini partnerlik olarak tanımlaması dikkati çekti. Bu yıl beşinci kez Medwedew ile bir araya gelen Merkel’e eşlik eden Alman delegasyonu ve sanayi çevreleri, yaklaşık altı milyar Euroluk anlaşmalara imza atarken, Almanya’nın Rusya’ya yaptığı ihracatın önümüzdeki iki yılda yüzde 20 oranında artarak 50 milyar Euro’ya ulaşması hedeflendi. Merkel Rusya’nın en kısa zamanda Dünya Ticaret Örgütü’ne katılmasını umduğunu söylerken, Rusya Cumhurbaşkanı Almanya’yı Rus ekonomisinin modernleşme sürecinde kilit ülke olarak tanımladı.
Merkel ve yanındaki dev delegasyonun bu stratejik gezisinin ikinci durağı olan Çin’de Almanya için çok önemli bir konumda. Çin ülkenin Asya’da, Almanya da Çin için Avrupa’da birinci ekonomik partner. İki ülke arasında toplam 100 milyar Euro’luk bir ticaret hacmi bulunuyor. Gerçi Çin'in, geçen yıl büyümeye devam etmesi, ihracat alanında, resesyondan ciddi zarar gören Almanya'nın önüne geçmesini sağladı. Ancak Alman sanayi çevreleri, bunu kaygıyla değil, neredeyse sevinçle yorumluyorlar ve Çin ekonomisinin büyümesinin, artacak ekonomik ilişkiler nedeniyle Almanya'daki istihdamı ve büyümeyi garantilediğini savunuyorlar. Pekin’de başbakan Wen Jiabao ile buluşan Merkel ‘geleceğin ekonomik gücü’ ve dünya ticaretinin ağırlık merkezlerinden biri olarak tanımladığı Çin ile olan ekonomik ilişkilerin genşletileceğini söyledi ve Almanya’nın Çin’e çevre teknolojisi satışı konusunda yatırımları olacağını açıkladı. Başbakanlığa yakın çevreler, gezi kapsamında Alman devleri Siemens’in Çin’e 2,7 milyar Euroluk rüzgar tribünü ve Mercedes’in de çevreye uyumlu 800 milyon Euroluk kamyon satışı anlaşmaları yaptıklarını duyurdu. Çin'de yatırım yapan ve Çin ile ticari ilişkileri olan Alman şirketlerinin sayısı dört binin üzerinde.
Merkel, gezisinin son durağında hafta sonunda Kazakistan’ı ziyaret edecek. Kazakistan Rusya ile birlikte Almanya'nın enerji ihtiyacını karşılayan ülkelerin başında geliyor. Gezi kapsamında Siemens şirketinin, Kazakistan demiryolu ağının yeniden yapılanması ve genişlemesi ile bağlantılı milyarlarca Euroluk anlaşma imzalanması bekleniyor.