Alman hükümeti Yahudi düşmanlanlarına ve ırkçılara Alman vatandaşlığı verilmemesi konusunda karar aldı. Koalisyon hükümetini oluşturan Hıristiyan Demokrat/Hristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ile Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD), Alman Vatandaşlık Yasası’nda değişiklik yapacağı ve yasaya "Eğer yabancı kökenli bir kişi antisemitik bir eylemde bulunmuşsa ya da antisemitistse vatandaşlıktan hariç tutulur" ibaresini ekleyeceği belirtildi.
Koalisyon adına bir açıklama yapan CDU iç politika sözcüsü Mathias Middelberg "Antisemitzme Almanya’da yer yok. Yahudi aleyhtarlığı yapanlara vatandaşlık kapısı kapanıyor. Bu bağlamdaki tüm suç ve ırkçı motifli tüm yasa ihlallerinde geçerli olacak bir yasa değişikliğine gidiyoruz" dedi. "Kamuoyu önünde Yahudilere karşı kışkırtmada bulunan, İsrail devletinin varlığını sorgulayan ya da İsrail bayrağı yakan kişiler, Alman vatandaşı olamamalı" diye konusan CDU’lu politikacı, Almanya için İsrail devletinin varlığının tartışılmaz olduğunu da vurguladı.
Koalisyon ortağı SPD’nin söz konusu yasa değişikliğine küçük çaplı yasa ihlallerini de içerdiği için önce karşı çıktığı, ancak geçen ay Filistin’le dayanışma gösterilerinde Yahudi düşmanı sloganlar atılması ve sinagoglara saldırılar düzenlenmesi sonrasında onay verdiği öğrenildi. Federal eyaletlerin içişleri bakanlarıyla bu konuda bir araya gelen Federal İçisleri Bakanı Horst Seehofer’se, yasanın sertleştirilmesi kapsamında Almanya’daki sinagogların çevresinde ve yakınındaki gösterilerin yasaklanmasının da planlandığını duyurdu. Seehofer "Ülkemizde aşırı sağcılık ve ırkçı terör çok büyük bir tehlike haline geldi. Ancak İslamcı çevrelerden kaynaklanan Yahudi düşmanlığı da büyük bir sorun ve tehlike. Bununla mücadele etmemiz, aşırı sağcıları yeteri kadar ciddiye almadığımız anlamına gelmiyor. Alman ırkçılarla mücadele ettiğimiz gibi, yurtdışından gelen ve caddelerimizde giderek daha fazla oranda seslerini yükselten Yahudi düşmanlarına da karşı koymamız gerekiyor" dedi.
Geçen ay Kudüs'te İsrail’le Filistinliler arasında yaşanan gerginlik sonrasında Almanya'da, İsrail'i protesto gösterilerinde Yahudi düşmanı sloganlar atılması ve bazı sinagoglara saldırılar düzenlenmesi, Müslümanlar arasındaki antisemitizm tartışmalarını alevlendirdi. Başta Başbakan Angela Merkel olmak üzere siyasetçiler ve kamuoyunun büyük çoğunluğu, yürüyüşlerdeki olaylara sert tepki gösterdi ve acil önlemlerin alınması çağrısı yapıldı.
Başbakan Angela Merkel, hükümetinin ifade ve gösteri özgürlüğüne saygısı olduğunu, "ancak gösteri özgürlüğünün Yahudi düşmanlığına dönüştürülmesine izin verilmeyeceğini" açıkladı. "Demokrasimizde antisemitizme yer yok" diyen Merkel "Almanya’da Yahudi kurum ve binalarına saldırılanlar, bir devleti yada hükümeti eleştirmek istemiyorlar, amaçları din düşmanlığı ve şiddet" ifadelerini kullandı.
Almanya İsrail ve Yahudiler konusunda tarihi nedenlerle çok hassas. Berlin’in bu bağlamdaki politikasını belirleyen Nazi döneminde yaşanan Yahudi soykırımı. Ülke yönetimi Almanya’nın İsrail’le özel ilişkileri olduğunu her fırsatta dile getiriyor ve İsrail'in var olma hakkının korunması ve savunulması, Alman dış politikasının en temel unsurlarından birini oluşturuyor. İç politikada da ülkede yaşayan Yahudilerin can ve mal güvenliği büyük önem tasiyor. Daha önce yaşanan benzer olaylar, özellikle sağ popülist siyasetçiler tarafından Müslüman gençlerin, Almanya’nın kural ve yasalarına uyum göstermediği ve Ortadoğu’daki gerilimin Almanya’ya taşınmak istendiği şeklinde yorumlara neden olmuştu.
