Almanya Başbakanı Angela Merkel için, Brüksel zirvesinde varılan uzlaşma, yaklaşan Noel günleri öncesinde son derece memnunluk verici bir sonuç oldu. Zirvede AB Anayasası Lizbon Anlaşması'nın genişletilerek, borç krizinde olan AB ülkelerine yönelik geçici kurtarma mekanizmasının daimi hale getirilmesi önerisi konusunda diğer üyeleri ikna eden Merkel, Euro tahvil pazarı yaratma önerisini ise bir kez daha önlemiş oldu.
Lüksemburg Başbakanı ve Euro Bölgesi Başkanı Jean-Claude Juncker, Avrupa Merkez Bankası’nın E-Tahvil olarak da bilinen ortak ‘AB Devlet tahvili’ çıkarmasının, Euro bölgesinin borç yükünü rahatlatacağını ve zor durumdaki ülkelerin borç faizlerini aşağıya çekeceğini öne sürmüş, Merkel ise buna sert tavır koyarak, Almanya’nın Euro’dan çıkabileceği tehdidinde bulunmuştu.
Alman ekonomi uzmanları zirvede varılan uzlaşmanın göreceli olduğunu ve Almanya ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkide yeni çatlaklar oluşturabileceğini savunuyorlar. Yorumlarda makul kredilerle bütün Avrupa Birliği’nin arkasında duracağı ortak bir tahvil pazarı fikrine Merkel’in karşı çıkması ve mevcut kurtarma mekanizmasını genişletmekle yetinmesi eleştirilirken, Berlin’in tavrının diğer birçok AB ülkesi tarafından dayatma olarak algılandığı ve orta vadeli olarak AB içindeki kamplaşmayı derinleştirdiği savunuluyor.
Alman Yeşiller Partisi'nin AB Parlamento fraksiyon başkanı Daniel Cohn-Bendit de Merkel’in diğer Euro Bölgesi ülkeleriyle koordinasyon içinde hareket etmektense tek başına böyle bir uygulamaya gitmesinin AB’nin geleceğini tehlikeye attığı görüşünde. 68 Öğrenci Hareketi’nin efsanevi lideri Cohn-Bendit, Başbakanın Alman kamuoyunda Euro’ya karşı oluşan tepkiler nedeniyle, önümüzdeki yıl yapılacak eyalet seçimlerini düşünerek popülist bir tavır aldığını savunuyor.
Erlangen Üniversite’den ekonomi profesörü Alp Bahadır da Merkel’in AB zirvesinde Avrupa İstikrar Mekanizması adı verilecek kalıcı mekanizmayı kabul ettirmesini kısa vadeli bir başarı olarak tanımlıyor ve bunun olumsuz sonuçlarının Almanya’yı da etkileyeceğini söylüyor.
Almanya’da ekonomi uzmanları en çok tedirgin eden konuların başında ülkenin rekor orandaki borcu ve ödediği faizler geliyor. Almanya, 1,7 trilyon Euro ile dünyanın en borçlu devletlerinden biri. Borç stoku gayrı safi yurtiçi hasılasının yüzde 77'sine tekabül Almanya’nın sadece bu yıl faize ödediği miktar 70 milyar Euro.