Erişilebilirlik

Alaçatı Otlarıyla Evde Ot Şenliği


Cibes, kuzukulağı, şevketi bostan, radika, karabaş, ebegümeci, kenger, turp otu, kazayağı, arapsaçı, pazı, ısırgan otu… Baharın gelmesiyle Ege’nin sofralara lezzet katan otları yeniden kendini gösteriyor. Zeytinyağlı yemeklerden salatalara, hatta reçellerden turşulara kadar kullanılan ve Ege mutfağına özelliğini veren otlar saymakla bitmiyor. Bölgenin ot cennetlerinden biri olan Çeşme, on yıldır Alaçatı Ot Festivali’ne ev sahipliği yapıyordu. Ot yemeği meraklılarının akın ettiği festival iki yıldır salgın engeline takıldı.

Alaçatı Otlarıyla Evde Ot Şenliği
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:06:03 0:00

Ancak Alaçatı Turizm Derneği, geçen yıl ilkini gerçekleştirdiği sanal ‘Evde Ot Şenliği’ ile bu yıl da festival havasını evlere taşımayı amaçlıyor. Alaçatı’da yaşayanların ve mutfak ustalarının öncülüğünde, bölgeye özel tariflerle pişirilen ot yemekleri kısa videolarla sosyal medyadan paylaşılıyor. Ege otlarını ve yerel tarifleri tüm mutfaklara yaymayı amaçladıklarını söyleyen Alaçatı Turizm Derneği Başkanı Celal Bayraktaroğlu, “Ot festivali pandemide yapılamadığı için biz de Alaçatılılar olarak derneğimizin üyeleriyle başlayarak güzel bir fikrin arkasından uygulamaya geçtik. Çok insan da festivalle ilişki kuruyor doğal olarak. Dışarıdaki insanların yerel tarifleri yapmasını cesaretlendirmek istiyoruz. Böylece sosyal medyada insanlar da paylaşıyor. O güzel yemek tariflerini, otun olduğu zamanda insanların akıllarında tutuyoruz. Tariflerle bir envanter de oluşsun istiyoruz. Bu sene aynı şekilde devam ediyoruz” dedi.

“Eli kaşık tutan herkes şenliğe davetli”

Ege ot kültürüne ve Alaçatı’ya tüm Türkiye’den yoğun ilgi olduğunu kaydeden Bayraktaroğlu, “Alaçatı’nın yerlilerinin yarattığı bir festivaldir bu. Çok küçük çapta, yerellik ve özgünlüğün olduğu, esnafın imecesi ve halkın katkılarıyla, çarşıda ve pazar yerinde başlayan bir festivaldir. Festival ufak haldeyken çok yayıldı, ilgi gördü. Ekonomik olarak büyük boyutlara gelmeye başladı. Talep Alaçatı’yı aşarak Çeşme’ye, İzmir’e, Kuşadası’na, Foça’ya gitti. Artık bu İzmir’in festivali oldu. Pandemide yapılamadığı için biz bunu online olarak yapalım dedik. Güzel yemeklerin özel yapılış şekillerini paylaşıyoruz” diye konuştu.

Alaçatı Turizm Derneği Sosyal Medya ve Tanıtım Sorumlusu Melek Koçkar da “eli kaşık tutan” herkesi şenliğe tarifleriyle katılmaya davet etti. Koçkar, “Alaçatı’da ve Türkiye’de Ege mutfağını seven, otları seven kişiler kendi hazırladıkları yemeklerle kısa videolar çekiyorlar. Bunların tariflerini bizimle paylaşıyorlar. Biz de bunları montajlıyoruz. Ot, yılın 12 ayında çıkan bir bitki ve her ayda da farklı farklı otlar çıkıyor. Radikanın, şevketi bostanın, gelincik otunun, arapsaçının belli bir zamanı var. Biz dernek olarak böyle bir girişimi belli bir süre içinde bırakmak istemeyiz. Ama en azından Mayıs sonuna kadar daha aktif bir şekilde videoları gönderirlerse sıcağı sıcağına yayınlamış oluruz. Önemli olan Ege bölgesinin bu mutfak kültürünü bütün Türkiye’ye yaymak. Kendi kendine doğada çıkan, Alaçatı’ya has olan çok çeşitli besleyici otlar mevcut. Mesela sakız enginarı var bölgemizin. Bunu da mümkün olduğunca yaymak istiyoruz” dedi.

Otlarla geleneksel ve modern tarifler

Alaçatı’da ve Ege’de ot çeşitliliğini endemik bitkilerin yaygın olmasına bağlayan Koçkar, bu otlarla yapılan geleneksel tariflerin yanı sıra bilinenin dışında modern tariflerin de paylaşıldığını kaydetti. Koçkar, “O kadar güzel tarifler geldi ki… Ege Bölgesi’nin ve Alaçatı’nın hemen hemen çoğu otunu kullanarak çok güzel bir çalkama tarifimiz var. Cibez otunun ızgara olarak kullanıldığı çok farklı bir tarifimiz de var. Tarifleri çeken kişiler otlarla ilgili çok güzel bilgiler de paylaşıyorlar. Farklı yorumlarını kattılar. Bilinen, standart tarifler dışında farklı yaklaşımlarda bulundular. Herkesin izleyip kendi mutfaklarında denemelerini tavsiye ederim” ifadelerini kullandı.

“Festivalin turizme yarattığı artı değer 100 milyon liraydı”

İki yıldır festival havası evlerde sürse de salgın engeli yüzünden festivalin yapılamaması Alaçatı’daki turizm sektörünü kayba uğrattı. Dernek Başkanı Bayraktaroğlu, önceki yıllarda üç gün süren festivalin bu yıl yapılamamasının 100 milyon liranın üstünde kayba neden olduğunu belritti. VOA Türkçe’ye konuşan Bayraktaroğlu, “Festivalin yüz yüze yapılamamasının Alaçatı’ya maliyeti ayrı konu. Fakat bu festivale gelenler, hem Çeşme’ye, Urla’ya, Seferihisar’a, Kuşadası’na, Foça’ya gidiyor hem de İzmir’e gidiyordu. Buradaki otellerde turlar yapılıyor. Otobüslerle buralardan günü birlik festivallere gelip gidiyorlar. Sadece Çeşme’de kalmıyorlar. Bu kadar yaygınlaştığı için biz tahmini gelen-gidenlerin sayıları ve doluluklarla ilgili aldığımız bilgilerden hareketle festivale bırakacağı ortalama getiriden yola çıkarak bir hesap yaptık. Ortalama kaç gece kaldıklarını da tur operatörleriyle hesapladık. Festivalin üç günde toplam 100 milyon liralık artı değer yarattığını gördük. Festival iki yıldır yapılamayınca buraya yatırım yapan insanların yatırımlarının geri dönmemesi gibi ciddi sorunlar doğdu. Salgında kapanışlar ve sert kararların finansal yükleri de birçok insan için kaldırılamayacak hale geldi. Turizm çok büyük darbe aldı” dedi.

Gelecek yıllarda festivali yeniden yüz yüze yapmak istediklerini sözlerine ekleyen Bayraktaroğlu, “Biz Alaçatı’da yerellik ve özgünlüğe çok önem veriyoruz. Her yerde olan yemekler, her yerde olan markalar, her yerde yapılan şeyler değil de kendi tarzımızda, kendimize uygun, kendi zamanımızın içindeki doğru aksiyonları yapmak istiyoruz. Ot festivali bunların çok güzel örneğidir. Festival artık çok fazla genişledi. Gelecek yıllarda sırf Alaçatı’nın merkezine değil çevresine de festivalin unsurlarını yaygınlaştırmaya çalışacağız. Bu sayede kalabalık festivalin layıkıyla yaşanmasına da engel olmayacak. Meraklılar nerede ne olduğunu, otların nasıl toplandığını tam görecek, otla ilgili konuşmalara rağbet edebilecek” diye konuştu.

XS
SM
MD
LG