Yüzden fazla ülkenin devlet başkanları 1992 yılında ilk kez küresel çevre sorunlarını ele almak üzere yapılan zirve toplantısında biraraya gelmişti. Uluslararası Dünya Zirvesi, daha sonra Kyoto Protokolü’ne ön ayak olan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansının başlangıç noktasıydı. Film yapımcısı bir çift içinse bu kongre, çevresel sorunları ele alan başarılı belgeseller serisinin ilk ayağı olmuştu.
Hal ve Marilyn Weiner uzun metrajlı filmler, belgeseller ve televizyon dizilerinin yapımcılığını üstlenmiş bir çift. Ancak ScreenScope film şiriketinin sahibi olan Weiner çifti, ‘Journey to Planet Earth’ ‘Gezegenimiz Dünya’ya Yolculuk’ adlı çevreyle ilgili belgesel dizinin kendileri için çok farklı bir deneyim olduğunu söylüyor:
”Para kazanmak güzel, ancak çevreyi korumanın daha önemli olduğunun farkına vardık. Bu konuya odaklanıyoruz. Dünyanın dört bir yanında insanların çevre sorunlarını çözmek için çok özgün programlar oluşturduğunu gördük. Afrika kıtasında Güney Afrika ve Kenya gibi ülkelerde, Asya ve Avrupa kıtalarında birçok yeni gelişme oluyor. Herkes çevre sorunları olduğunu ve bunların toplumların katkısıyla çözülebileceğini anlıyor.”
Weiner çiftinin televizyon serisi dünya çapındaki çevre sorunlarına dikkat çekip kamuoyunu bilinçlendirmeyi amaçlıyor. Diziyi izleyenlerin dünyayı daha iyi korumak için harekete geçeceğini uman çift, çevre sorunlarını çözmenin en iyi yolunun, işe toplumsal düzeyde başlamak olduğunu söylüyor. Marilyn Weiner şöyle konuşuyor:
”Dizide örneğin Kenya’da olup biteni anlatıyoruz. Küçük bir sivil toplum örgütü kuran bir çiftle tanıştık. Amaçları erozyonu önlemek için kuraklığa dayanıklı çimen yetiştirmek ve bu şekilde yerel halka yardım etmek. Bunun son derece etkili olduğunu gözlerimizle gördük.”
Weiner çifti ‘Journey to Planet Earth’ serisini çekmek için beş kıtada 22 ülkeye seyahat etmiş. Marilyn Weiner’a göre, ana fikir, yerel halkların başlattığı çabaların ne kadar yararlı olduğunu göstermek. Ancak seride birçok olumsuzluklar da sergileniyor. Hal Weiner şunları söylüyor:
”Aral Denizi’yle ilgili bir bölüm yaptık. Aral Denizi’nin kuruması en büyük çevre felaketlerinden biri. Daha da kötüsü Aral Denizi’nin kuruması yüzünden hava kalitesinin çok düşük olması. Bu nedenle Özbekistan’ın bu bölgesi dünyanın en yüksek verem ve akciğer hastalıkları oranına sahip. Bu sorunun ne kadar büyük olduğunu gördük. Aral Denizi’nde öğrendiklerimize dayanarak California’nın Palm Springs kasabası yakınındaki Salton Denizi’ne gittik. Aynı sorun orada da yaşanıyor.”
Marilyn Weiner da görüşlerini şöyle dile getiriyor:
”Dünya Zirvesi’nde hazırladığımız belgeselin üzerinden neredeyse 20 yıl geçti. Yerel halkların başlattığı çevre hareketleri açısından 20 yıl öncesine göre iyi durumdayız ancak gerektiği kadar gelişme kaydedememiş olmamız hayal kırıklığı yaratıyor.”
Hal ve Marilyn Weiner’ın hazırladığı 13 bölümlük ‘Journey to Planet Earth’ belgesel serisini 40 milyon kişi izledi. Çift, seriye genç izleyicilerin de dikkatini çekmek için çaba harcayan ünlü aktör Matt Damon’a teşekkür borçlu olduklarını söylüyor. Çevre hareketinin geleceğini gençlerin şekillendireceğini söyleyen Hal Weiner, gezegenimizi de gençlerin kurtaracağını dile getiriyor.