Erişilebilirlik

Profesör Aksoy: 'Herşeyin Başı Sadakat'


Aksoy: 'Herşeyin Başı Sadakat'
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:07:50 0:00

İşiyle aile hayatını ve gönüllü çalışmaları dengeleme başarısı yakalamış bir akademisyen olan New York’taki Fordham Üniversitesi İşletmecilik Bölümü’nden Profesör Lerzan Aksoy Hülya Polat’ın sorularını yanıtladı

New York’taki Fordham Üniversitesi İşletmecilik Bölümü’nden Profesör Lerzan Aksoy, birçok kitabı, araştırması ve ödülü olan tanınmış bir akademisyen. Konusu iş dünyasında müşteri memnuniyeti ve sadakati. Bugünlerde yeni kitabı Wallet Allocation Rule çıkıyor. Lerzan Aksoy’u daha yakından tanımaya ne dersiniz? Profesör Aksoy’la Hülya Polat konuştu.

Profesör Lerzan Aksoy, 1995 yılında Fulbright kursuyla Amerika’ya öğrenci olarak gelmiş. Devamını kendisi anlatıyor:

“Ben Amerika’ya 1995 senesinde öğrenci olarak geldim. Fulbright bursuyla.Altı sene kaldıktan sonra Türkiye’ye geri döndüm, İstanbul’a. Koç Üniversitesi’nde akademisyen olarak çalışmaya başladım. Orada aşağı yukarı bir yedi sene çalıştım. Sonra evlenince, eşimin Amerikalı olmasından ve burada yaşamasından dolayı New York New Jersey’e taşındım. Yedi senedir de burada yaşıyorum ve Fordham Üniversitesi’nde profesör olarak ders veriyorum.”

Profesör Lerzan Aksoy, işletmecilik, pazarlama konusuna yönelmesinin özel bir nedeni olduğunu söylüyor:

“Esasında özel bir nedeni var. Ben Hacettepe Üniversitesi mezunuyum. Orada işletme bölümünde okudum. Okurken pazarlama hocam Amerika’dan yeni dönmüştü. Çok çok sevdiğim bir insan, hem kendisini çok sevdim, hem dersini. Bana pazarlamayı sevdiren o oldu. Ben de onun sayesinde akademisyen olmaya karar verdim. Koç Üniversitesi’nde de Fordham’da da bu dersi verirken çok heyecanlanırım, çok önem veririm, titizlik gösteririm çünkü öğrenecilerimin pazarlamaya ilk adım attıkları yer benim dersimdir.”

Profesör Lerzan Aksoy’un uzmanlık alanı, müşteri memnuniyeti ve sadakatı. Sadakatın son 20 yıldır ciddi olarak azaldığını savunuyor. Bu azalmanın nedenlerini ve sadakatın hayatımızdaki önemini Profesör Aksoy şöyle açıklıyor:açıklar mısınız?

“Sadakat konusunu son 15 yıldır inceliyorum. Son beş-altı senedir de sadakat nedir, hayatımızdaki önemi, yeri nedir, bunu araştırmaya başladım. Bir önceki kitabımız olan “Why Loyalty Matters” da bu konu üzerinde duruyor. Son 20 yıldır hayatımızın birçok alanında sadakatın azaldığını görüyoruz. Bu arkadaşlık alanındaki sadakat dahil işyerindeki sadakat, müşteri sadakatini de içeriyor. Müşteri sadakatinin azalması yüzünden birçok olumsuz sonuç ortaya çıkıyor. Sadakat bizim için hem mutluluğumuzu hem de başarımızı etkileyen çok önemli bir unsur, çünkü hem mutluluğumuzu hem de başarımızı etkileyen en önemli faktör insan ilişkileri. Sadakat de insan ilişkilerini bağlayan, güçlendiren en önemli unsur.”

Yoğun çalışan bir akademisyen olan Lerzan Aksoy, gönüllü çalışmalara da fırsat buluyor. En son Bridge to Türkiye adlı dernek için Ağrı Patnos’ta bir okula yardım toplamak amacıyla bir koşu düzenlenmesine önayak olmuş. Peki neden Ağrı Patnos?

“En yakın arkadaşlarımdan biri Ağrı’da zorunlu görev yaptı üç sene öğretmen olarak, hep yaşadığı zorluklardan söz ederdi, ben de bir şekilde yardım etmek istedim oradaki okullara ve çocuklara eğitimleri için. Üç ay önce New Jersey’de Bridge to Türkiye derneği yönetim kurulundan Vicdan Babaloğlu Akyürek’le tanıştım. Kendisiyle bu projeyi hazırladık. New Jersey’de bir koşu düzenledik ve bir bağış kampanyası açtık. Koşuya katılanlar bu amaç için koştular. 10 bin dolarlık bir hedef koymuştuk, 13 bin dolar topladık ve bu parayla Ağrı Patnos’taki Akdilek Sebahattin Yıldız Okulu’ndaki 300 öğrenciye mont, bot ve kırtasiye dolu okul çantası gönderdik. Oradaki okulun müdürü Muhittin Koç, dağıtım sırasında resimler ve bir video çekmiş, youtube’a koymuş, bize de gönderdi. Bu sayede o gün çocukların yaşadığı heyacanı ve mutluluğu görmüş olduk.”

Günümüzde kadınların eğitimde, siyasette, sosyal yaşamda rolü çok önemli ve etkili. Çalışan kadınlar özellikle işle ev arasında denge kurmakta giderek ustalaşıyor demek mümkün. Profesör Lerzan Aksoy’un da 3.5 yaşında bir oğlu var. Peki Aksoy, iş, kariyer ve aile yaşamını nasıl dengeliyor?

“Bu herhalde yaptığım işlerden en zoru. Bir anne olmak, bir akademisyen olmak, kariyeri, hepsini birarada idare etmek hakikaten çok zor. Oğlumuz tabii bizim için çok büyük bir mutluluk kaynağı, her ebeveynin olduğu gibi. Bu dengeyi sağlamamda esasında biraz da kolaylık sağlayan benim kariyerim. Akademisyen olarak evde daha çok çalışabiliyorum. Okulum ve işyerim bu konuda çok daha açık ve yardımcı. Bu sebeple ben de bir anne olarak çok daha mutlu olabiliyorum ve Fordham Üniversitesi bana bu imkanı sağladığı için çok daha verimli çalışabiliyorum. Her işyeri esasında bu tarz, annelerin yaşadığı zorluklara daha yardımcı olduğu noktada çalışanların da çok daha verimli olduğunu görüyoruz.”

XS
SM
MD
LG