TBMM Soruşturma Komisyonu, 4 eski bakan hakkında 9 AKP'li milletvekilinin blok oyu ile Yüce Divan'a göndermeme kararına imza attı.
AKP'li Hakkı Köylü'nün başkanlığındaki Komisyon toplantısında, ilk önce 4 eski bakan talebiyle yeniden gözden geçirilen mal varlıklarıyla ilgili bilirkişi raporu üyelere anlatıldı. Bunun ardından her üye, 4 eski bakan için yöneltilen yolsuzluk, rüşvet ve görevini Kötüye kullanma gibi suçlamalar hakkındaki görüşlerini tek tek dile getirdi. her üye, her bakan için Yüce Divan'a gönderilip gönderilmemesi konusundaki kaanatini belirterek, son sözünü söyledi. Her üye tarafından ifade edilen kaanatler not edildi ve sonuçta oylama gerçekleşmiş oldu.
TBMM Soruşturma Komisyonu'nda, AKP'li üyeler Hakkı Köylü, Mustafa Akış, Yusuf Başer, Kemal Şerbetçioğlu, Bilal Uçar, İlknur İnceöz, Ayşe Türkmenoğlu, İsmet Su ve Yılmaz Tunç, Yüce Divan'da yargılanmaya "hayır" dedi.
Komisyon'un CHP'li üyeleri Erdal Aksünger, Rıza Türmen, Osman Korutürk ve Emre Köprülü ile MHP'li Mesut Dedeoğlu'nun "evet" oyuna rağmen Yüce Divan kararı çıkmadı
Bugüne nasıl gelindi?
Türkiye, geçen yıl 17 Aralık’ta İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nda yürütülen soruşturmada, İran kökenli Rıza Sarraf’ın da bulunduğu iş adamları ile AKP Hükümeti’nin ilişkilerinde yolsuzluk ve rüşvet iddiaları ortaya çıkmasıyla sarsılmıştı. O dönem Youtube ve Twitter aracılığıyla paylaşılan telefon dinleme kayıtlarıyla desteklenen yolsuzluk ve rüşvet iddiaları üzerine aylarca bu sosyal medya sitelerine de erişim yasağı getirilmişti.
O dönem, bugün Cumhurbaşkanlığı makamındaki olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, oğlu Bilal Erdoğan ile konuşmalarındaki maddi unsurlar yanı sıra medya kuruluşları yöneticilerine talimatlar vermesi, Danıştay’a başkan seçimine müdahalesi, imar değişikliği talepleri gibi pek çok iddia gündeme gelmişti.
O iddialarda o dönemki Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, AB Bakanı Egemen Bağış, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile İçişleri Bakanı Muammer Güler itham edilen isimlerdi. Bu iddialar üzerine 26 Aralık’taki kabine değişikliğinde bakanlık görevlerine sona eren bu 4 eski bakan hakkında Türkiye’deki mevzuat üzere sivil yargıda soruşturulamadığı için aylar sonra TBMM’de Soruşturma Komisyonu kurulmuştu. Şimdi TBMM Soruşturma Komisyonu, bugün son toplantısı ve 9 Ocak'ta TBMM Başkanlığı'na teslim edilecek Rapor ile görevinde sona geldi.
SDP ilanı tartışma yarattı
Bu arada bugün Türkiye'deki gazetelerde, tam sayfa Sivil Dayanışma Platformu imzasıyla bir ilan yayımlandı. İlanda, Atatürk Orman Çiftliği arazisine Danıştay'ın aleyhte kararlarına rağmen inşaa edilen 1150 odalı Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ellerinde AKP bayrakları olan vatandaşlar görüntüsü yer aldı. İlanda, 4 eski Bakan hakkında Yüce Divan'a gönderme kararı verilmesi ihtimali için "darbe girişimini Anayasa Mahkemesi'nde sonuçlandırma çabası" denildi. "Anayasa Mahkemesi kapanma yeri değildir" denilen ilanda, Türkiye'deki yargı sistemindeki bu yüksek mahkeme kurumu "vesayet rejimi kalıntısı" olarak suçlandı.
CHP ve MHP sert çıktı
SDP'nin ilanı, Türkiye'de CHP ve MHP'de sert tepkiye neden oldu.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, düzenlediği basın toplantısında, "Bu ne rezalettir. Böyle bir ilan nasıl verilebilir? Böyle bir ilan nasıl yayınlanabilir? TBMM’yi tehdit ediyor. Anayasa Mahkemesi’ni darbeyi sonuçlandırıcı odak olarak gösteriyor. Böyle bir ilan, her şeyden önce demokrasimize ve hukuk devletimize yönelik bir darbedir" dedi.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e Meclis iradesine müdahale edilmesi nedeniyle suç duyurusunda bulunması için yazılı dilekçe de sunan Vural, "Görüyoruz ki, yeni dönemde ilanlarla mahkemeler tehdit ediliyor. İlanlarla TBMM tehdit ediliyor. İlanlarla milletvekilleri aşağılanıyor. Asıl darbeci zihniyet bugün bu ilanı verenlerdir" diye konuştu.
Vural, ayrıca darbeci diye suçlanan Anayasa Mahkemesi'nin 17'sinden 13'ünün 12 yıllık AKP iktidarı Döneminde atandığına dikkat çekti. Vural, "10'u sayın Abdullah Gül tarafından atanmıştır. Kendi üyelerini atadığı mahkeme Üyelerine dahi güvenmeyen bir zihniyetinize karşı karşıyayız" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ise, SDP'nin kim olduğunu ve kaynağını Meclis Başkanlığı'na sorduğunu kaydetti. Tanrıkulu, "Bu paranın kaynağı ne? Kendi kayıtlarında gözüküyor mu? Bu paralar tapelerde geçtiği gibi Başbakanlık'tan mı kaynaklanıyor? Yüce Divan bir yargı makamıdır, aynı zamanda bir aklanma makamıdır. Halen de Anayasa'ya göre bir yargı yeridir. Burdan kaçmak demek aklanmaktan kaçmaktır. Yargı süreci başlamayacağı için kimse masumiyet karinesinden faydalanamaz. Adalet ve Kalkınma Partisi'ndeki AK kelimesi, bu kara leke ile örtülecektir. Bu kara leke AK'ın önüne geçecektir" dedi.